Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Paz 20°C
Pts 22°C
Sal 24°C
Çar 22°C

İktidar uğruna ülkeyi feda ediyorlar

İktidar uğruna ülkeyi feda ediyorlar
04/02/2014 23:29
A+
A-

AKP‘nin sonunun yaklaştığını artık yapılan kamuoyu yoklamaları da net biçimde ortaya koyuyor. Kendi yaptırdıkları yoklamalarda bile iktidar sınırının altında kalıyorlar. Bugün bir genel seçim olsa AKP’nin artık tek başına iktidar olamayacağı kesinleşmiş durumdadır. Bu kadar telaşın, bu kadar kızgınlığın, her yeri kontrole alıp, internet sitelerine yasak koyacak kadar kendini kaybetmenin altında yatan sebep budur. Bir şeyler yapmaya ve çöküşü durdurmaya çabalıyorlar, ama fayda etmediği gibi panik daha da büyüyor, kızgınlık daha da artıyor. Suçlu ararken kendilerini ifşa ediyorlar. Bir yerleri hedefe koymak isterken merdi kıpti durumuna düşüp sirkatin söylüyorlar.

 

17 Aralık olmasaydı

Ne dünyada, ne Türkiye’de Barzani’den başka dostları, İmralı canisinden başka tutunacakları kalmadı. Denize düşen yılana sarılırmış. Hem de öyle bir sarıldılar ki, umutsuz vaka haline geldiler. Terörle Mücadele Kanununun kaldırılması, Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılması bunun sonucudur. Bu düzenlemelerle bir taraftan kendilerinden hesap sorulamayacak bir düzen kurmaya, diğer taraftan bebek katiliyle iyi geçinmeye, ona şirin görünmeye çabalıyorlar. Bugüne kadar paspas ettikleri, üzerinden kahramanlık yürüttükleri, oy devşirdikleri tutuklu askerleri de bu oyuna alet ediyorlar. Özel Yetkili Mahkemeler kalkacakmış, böylece yeniden yargılanma mümkün hale gelecekmiş ve adalet yerini bulacakmış. 17 Aralık olmasaydı, ne adalet akıllarına geliyordu, ne yeniden yargılanma. İşin ucu kendilerine dokununca kumpas kurulduğunu hatırladılar. “Hatırladılar” dememin sebebi, zaten biliyorlardı. Hatta o kumpas kuranlarla ortak hareket ediyorlardı. Ne ekersen, onu biçersin. O kumpasla mağdur edilen ve ocakları söndürülenler üzerinden siyaset yapmanın elbette bir bedeli olacaktı. Zira, ne ahlak, ne vicdan, ne iman, ne insanlık bunu razı gelmezdi ve mutlaka bir yerinden patlayacaktı.

 

ÖYM’lerin kaldırılma sebebi

Kimse kimseyi kandırmaya kalkışmasın. Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasının altında yatan iki sebebin birisi İmralı katiline verilen sözlerin yerine getirilmesi, diğeri yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının önüne geçilmek istenmesidir. Bunun dışında söylenenler AKP’nin uyku öncesi masallarından ileri gitmemektedir. Kaldı ki, kumpas kurulan komutanların mağduriyetlerini önlemenin özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasıyla bir ilgisi bulunmadığını da bütün uzman hukukçular söylüyorlar. AKP düzeninde her yerde olduğu gibi yargıda da duruma göre nasıl vaziyet alındığını bu millet ibretle görmüyor mu zannediyorsunuz? PKK uzantısı milletvekillerinin nasıl salındığını, buna karşılık Engin Alan’ın nasıl içerde tutulduğunu kanunların arkasına saklanmadan, bahane üretmeden çıksın birisi makul ve mantıklı bir şekilde anlatsın da görelim. Engin Alan ve İlker Başbuğ paşalar İmralı canisini dengelemek için kullanılmak üzere içeri alınmışlardır ve bu durum aynen devam etmektedir. Tarihe not düşmek için, bir defa daha buraya yazıyorum: Nasıl ki sayın Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay’ın serbest kalmalarının karşılığı PKK uzantısı milletvekillerinin salıverilmesi olduysa, sayın Engin Alan ve İlker Başbuğ’un serbest kalmalarının yolu da İmralı canisine en azından bir yeniden yargılama yolunun açılmasından geçecektir. Bunun ne şekilde yapılacağı işin teferruatını oluşturuyor ki, hazmettire hazmettire bir yol bulacaklarından kimsenin şüphesi olmasın.

 

Terör arttı ve çeşitlendi

Terörle Mücadele Kanunun kaldırılması İmralı canisine giden yolun en önemli kilometre taşıdır. Türkiye’de terör ve terör tehdidinin bittiğini söylemek, akıl ve beden sağlığı yerinde olan herkesi geri zekalı yerine koymaktan başka bir şey değildir. AKP’nin ilk iktidar döneminde bu söylenseydi bir geçerliliği olurdu. Gerçekten de terör sıfırlanmış ve ülkeye huzur gelmişti. Ancak, AKP terörü büyütüp azdırmakla ve ülkeyi bölünme noktasına getirmekle kalmadı, bir de çeşitlendirdi. Daha bir hafta önce İstanbul’un göbeğinde Cengiz Akyıldız’ımızın şehit edilmesi ve MHP seçim bürosuna yapılan kahpe saldırı terör değil miydi? Kaldı ki, artık sadece PKK teröründen bahsetmiyoruz. AKP’nin yanlışları, teslimiyeti ve terör karşısındaki ezikliği sayesinde, ülke olarak El Kaideden, taşeron örgütlere varıncaya kadar birçok örgütün açık hedefi haline geldik. PKK’ya verilen tavizler ve bu ihanet güruhunun kat ettiği mesafe diğer terör örgütlerini daha da ümitlendirmiş ve azdırmıştır. Bu şartlarda Terörle Mücadele Kanunu kaldırmak, bu ihanet yapılanmaları için bir hediye olmaktan başka bir anlam ve önem ifade etmeyecektir.

 

Böyle devam edemez

AKP için iktidarın kaybedilmesi, ülkenin kaybedilmesinden çok daha önemlidir. Bu uğurda göze alamayacakları, feda edemeyecekleri hiçbir şey yoktur. Dünyada eşi emsali görülmemiş bir şekilde yargıyı kayıtsız şartsız ele geçirme çabası bunun en çarpıcı ve ibret veren kanıtıdır. Gelen tepkilerden utanıp geri adım atmış gibi görünseler de vazgeçmeyeceklerdir. Bundan sonra AKP ne kadar haklı ve doğru düzenlemeler yapsa da, kimseyi inandıramayacaktır. Nitekim dinlemelere sınır getirilmesi, uzun tutukluluk süreleri kısaltılması düzenlemelerine de bu kuşkuyla, bu gözle bakmak durumunda kalıyoruz. Aklımızda, tatmin edici bir cevap bulamadığı gibi, yapılanlar ve söylenenlerle birlikte daha da belirginleşen hep aynı soru var: 17 Aralık olmasaydı, AKP’nin aklına tutukluluk süreleri veya dinlemelerden doğan mağduriyetler gelecek miydi?

Neresinden bakılırsa bakılsın hep aynı sonuç ortaya çıkıyor. AKP devrini tamamlamıştır. Artık ülkeye çok ciddi, ağır ve kalıcı zararlar veriyor. Böyle devam edemez ve millet sandıkta buna bir son vermek zorundadır. Aksi halde çok daha ağır bedeller ödemek zorunda kalacağız. Sebep ne olursa olsun, bunu yapmaya hiç kimsenin hakkı yok.

Orhan KARATAŞ / Ortadogugazetesi