KAÇIRILAN ŞEHİT CENAZELERİ İLE DAĞLICA’DA Kİ KAHPELİK İÇİMİZİ SARSTI

Bu asla bir nizami savaş değildir. Gayri nizamidir.Savaş karşılıklı ordular arasında hukuku ve kuralları olan çarpışma biçimidir…PKK teröristleri ile yapılan çatışmaya savaş, teröristlere de gerilla denirse, siyasi hukuk içerisinde meşruiyet kazandırılmış olur.

Savaşın da bir hukuku,namusu ve kuralları vardır…Karşıdaki hainler madem ki göğüs göğüse çarpışmayarak,KALLEŞCE PUSU kurup askerlerimizi şehit edip kaçıyorlarsa; o halde derhal onlara anladıkları taktik ve dilden karşılık verilmelidir…
– Efendim Türk Ordusu,onların seviyesine düşemez, dünyayı karşımıza alamayız, insan hakları!… falan filan!…

Geçin bunları. Ekselanslarının siyasetini bırakın artık…

Maalesef,6 Eylül 2015 günü DAĞLICA’DA askerlerimize kahpece tuzak ve pusu kurulup,onlarca askerimiz şehit olmuştur. Dağlıcada ki HEZİMETTEN ÇOK DAHA AĞIR VE KÖTÜSÜ; PKK alçaklarının ŞEHİTLERİMİZİN CENAZELERİNİ BİLE KAÇIRMIŞ OLMALARIDIR!…Bu bir mağlubiyet veya yenilgi değildir ama kesin bir hezimettir…

Şehitlerimizin cenazelerini pazarlık yapmak için kaçırdıkları bir gerçektir.
Eyyy…AKP…13 yıldır iktidarın zamanında, bu kalleşleri kucağında büyütüp beslemedin mi? Pazarlık yapa yapa, analar ağlamasın savsatası ile, milleti uyutmadın mı?…ÇÖZÜM SÜRECİ diye diye, bir orduya yetecek kadar; şehirlere,ovalara,evlere her yere teröristlerin cephane ve mühimmat yığmasına göz yuman AKP!… Şimdi cenazeleri almak için yeniden heyetler gönderip,bu şerefsizlere yalvarıp yakaracak mısın?…

O HALDE NE YAPMALI?

Asker değilim.Fazla teknik konu ve bilgiye de sahip değilim. Fakat savaş hukukunun ne olduğunu gayet iyi bilirim….Herkesin bildiği düz mantık ve basit kural çerçevesinde neler yapılmalıdır? Oraya gelelim…

Savaşın kuralı ve hukuku savaş yapılan karşılıklı ordular arasında geçerlidir.Eğer karşında ordu yoksa,nizami güçler bulunmuyorsa yapılacak mücadele de bunların anlayacağı dilden olmalıdır…

Türk askeri ile göğüs göğüse çarpışmayı göze alamayan kalleşler,hangi yöntemle hareket ediyorlarsa aynısıyla bilmukabele karşılık bulmalıdır… Pusu kurarak arkadan vurup vurup sonra da,solucan ve köstebek gibi mağaralara kaçanlara karşı yapılacak müsadere hiç tasvip etmemekle birlikte, öldürmeyecek ama ağır derecede baygın veya sakat bırakacak şekilde SİLAH KULLANILMASI ZARURİ HALE GELMİŞSE KULLANILMALIDIR…

Silahın adının ne olduğunu ben koymuyorum.Anlayan anlar…

-Ama efendim İNSAN HAKLARI!,..Dünya ne der?…

Geçin bunları..Kim ne derse desin umurumuzda değil!…

1945 İkinci dünya savaşında ,HİROŞUMA ve NAGAZAKİ’YE ATOM BOMBALARINI KİM ATTI?.. ABD, Japon Ordularını nasıl dize getirdi?. O zaman İNSAN HAKLARI YOKMUY DU? SAVAŞ HUKUKU YOKMUY DU?…KİMYASAL SİLAH kullanmak o zaman da suç değil miydi?….

Türk Milleti bu zilleti daha fazla kaldıramaz…Şerefli Türk Ordusunun itibarı ile bu kadar oynanamaz!…

Türk vatanına ve milletine bağlı etle tırnak gibi olmuş KÜRT kardeşlerimiz istisna tutularak,bölgede tam bir temizlik yapma hakkı ve müdafaası meşru bir zaruret haline gelmiştir…

Milletimizin ve askerlerimizin onuruyla oynayan ve HER YOLU MÜBAH gören kahpelere, her yol mübahtır anlayışıyla derhal öldürücü darbe vurulmalıdır….

07.09.2015
AV.Faruk Ülker