Dolar 32,5533
Euro 34,8856
Altın 2.426,26
BİST 9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Az Bulutlu
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Per 20°C
Cum 19°C
Cts 18°C
Paz 18°C

Karaca, ‘iktidarın medya sansürü”‘nü anlattı

Karaca, ‘iktidarın medya sansürü”‘nü anlattı
19/11/2014 12:38
A+
A-

Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, İktidar eliyle kendilerine yapılan zulmü anlattı. Zaman’da “İktidarın medya sansürü” ismiyle yayınlanan yazı şöyle:

“17-25 Aralık operasyonlarından sonra hükümetin, Samanyolu kanallarına yönelik engelleme ve sansür uygulamaları akıl almaz boyutlara ulaştı. Üyelerinin çoğuAKP’li olan RTÜK, 10 ay içinde kanallarımıza milyonlarca lira para cezası verdi. Darbe dönemini aratmayan akreditasyon uygulaması, dizi çekimlerini engelleme, reklam verene ve program konuklarına baskı… Bunca zorluğa ve grubumuza karşı nefret suçu işlenmesine rağmen ilkelerimizle yolumuza devam edeceğiz.

İktidardaki 12. yılını dolduran AKP hükümeti, son dönemlerinde baskıcı tutumunu en üst seviyeye çıkardı. Sivil toplum kuruluşları, kişi ve kurumların yanı sıra medyaya akıl almaz baskılar yapmaya başladı. Onlarca medya mensubu işlerinden oldu. Türk medyası darbe dönemlerinde bile olmayan bir sansürle ve yıldırma çabasıyla karşı karşıya.

Bunun en somut örneğini Samanyolu Yayın Grubu’na yapılan baskılarda görüyoruz…

17-25 Aralık 2013’te ortaya çıkan rüşvet iddialarına bazı bakan ve çocuklarının adının karışmasından sonra AKP hükümeti, Samanyolu Yayın Grubu’nun faaliyetlerini sağlıklı biçimde sürdürmesini zorlaştıran engeller çıkardı.

Bakın özetle 11 ayda grubumuz neler yaşadı?

1 – YÜKSEK MEBLAĞLI PARA CEZALARI

AKP’li üyelerin çoğunlukta olduğu Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), geçtiğimiz 10 ay içinde Samanyolu Yayın Grubu kanallarına milyonlarca lira idari para cezası verdi. Para cezalarını en üst limitten belirlediler.

21 yıllık yayın hayatı tertemiz olan ve cezasız yayıncılıkta rekoru elinde bulunduran Samanyolu Yayın Grubu; yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının ardından yağmur gibi cezalara muhatap oldu.

2 – YAYIN DURDURMA CEZALARI, BİR BAŞKA DEYİŞLE “SANSÜR”

RTÜK, para cezalarının yanı sıra en fazla yayın durdurma cezasını Samanyolu Haber Televizyonu’na uyguladı. Oysa yolsuzluk iddialarının ete kemiğe büründüğü tarihe kadar yayın kurallarına uyumda en başarılı gruptuk.

RTÜK ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Samanyolu Haber Televizyonu’nun yayınlarını 49 defa, Samanyolu TV ve Mehtap Televizyonu’nun yayınlarını da 1’er defa durdurdu. Bu cezaların en dikkat çekici yönü, özellikle 30 Mart yerel seçimleri ve 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde uygulamaya konulması. Açıkça seçime giden halkın haber alma özgürlüğü engellendi. Yayın durdurma cezalarının ekonomik zararı hiç de küçümsenmeyecek boyuta ulaştı.

3 – 21. YÜZYILDA AKREDİTASYON AYIBI

Yayın grubumuza ait televizyonlara 28 Şubat ve darbe dönemlerini aratmayan akreditasyon uygulaması yapılıyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve İçişleri Bakanı’nın toplantılarına muhabirlerimiz ya alınmıyor ya da salonlardan zorla dışarıya çıkarılıyor. Açık bir ayrımcılık ve sansür suçu işleniyor.

4 – DİZİ FİLM VE PROGRAM ÇEKİMLERİNE ENGELLER

a – Şefkat Tepe

Şefkat Tepe isimli dizimiz yayınlandığı günden bu yana Türkiye’de en çok seyredilen yapımlarımızdan biridir. Valilik, Konya’daki sette hazırlanan dizinin çekimlerini hiçbir gerekçe göstermeden resmi mekânların ötesinde coğrafi olarak Konya il sınırları içinde kamuya açık alanlarda ve kırsalda yasakladı. Mahkeme akıl dışı yasağı kaldırdı ama valilik kanun tanımaz yöntem ve baskılarla dizi çekimini yapılamaz hale getirdi. Baskılara dayanamayan yapım ekibimiz, ağır maliyetlerle kurduğumuz dizi setini Konya’dan Eskişehir’e taşımak zorunda kaldı. Oyuncular da bu mekân değişikliğinden dolayı mağduriyetler yaşadı. Yayına girecek bölümler yetiştirilemediğinden; gerek kanal, gerek yapım ekibinin çalışanları gerekse de oyuncular maddi zarara uğradı.

Maalesef, başta izin veren Eskişehir Valiliği de bir süre sonra çekimleri yasaklama yoluna gitti.

Siyasi gücün, ayrımcılığı pompalamasının sonucunda dizi oyuncularına baskılar uygulayıp diziden ayrılmasını sağlamışlardır. Dönemin başbakanı, miting meydanlarında diziyle alakalı yakışıksız sözler söylemiş, yayın grubunu hedef haline getirmiştir.

b-Ötesiz İnsanlar

İstanbul Fatih’te başka dizilere müsaade edilen mekânlarda, bizim yapımımız olan Ötesiz İnsanlar’a zorluk çıkarılıyor. Çekimler sürekli olarak belediye ve emniyet yetkililerinin engellemeleri sonucu tamamlanamıyor.

c-Yetim Gönüller

Eskişehir’deki çekimler büyük zorluklarla devam ediyor. Bazı sahneleri bu sebeple başka şehirlerde çekmek durumunda kalıyoruz.

d-İki Dünya Arasında

İki Dünya Arasında Türkiye’de en çok seyredilen günlük dizilerin başındadır. Aldığı yüksek izlenme oranı bunun yansımasıdır. Ne yazık ki, 500 bölümü aşan dizinin çekimleri de AKP’li Şile Belediyesi tarafından engellenmektedir.

e-Dini gün ve geceler için kamuya açık alanlarda yaptığımız çekimler

En somut baskı girişimlerinden biri 12 Temmuz 2014’te olmuştur. Yasal izinleri aldığımız halde, AKP’li Üsküdar Belediyesi, Selimiye Camii’nin avlusunda iftar ve sahur programı yapan ekibimizin yayın yapmasını engelledi.

Dini gecelerde cami ve kutsal mekânlardan yayın yapma taleplerimiz gerekçe gösterilmeksizin reddedildi.

5 – YAYIN GRUBUMUZ KURUMLARININ RUTİN DIŞINDA DENETİM ÜSTÜNE DENETİME TABİ TUTULMASI

Samanyolu Yayın Grubu’na yönelik ağır baskılardan biri de, olağandışı mali ve sosyal güvenlik denetimleri. Maliye ve Çalışma bakanlıklarından müfettişler, hiç olmadığı şekilde denetimler yaparak yayın grubumuzun şirketlerini cezalandırma yoluna gittiler.

6 – SAMANYOLU YAYIN GRUBU’NA REKLAM VERİLMESİNİ ENGELLEMEYE ÇALIŞMALARI

Hükümetin doğrudan yönettiği veya etkisinin bulunduğu ticari kuruluşlar, verdikleri reklamları bıçak gibi kestiler. Normalde reyting oranlarına göre bir bütçe paylaşımına gitmeleri gerekirken ayrımcılık yaparak kendilerine yakın medya kuruluşlarına adeta reklam yağdırdılar. Özel sektördeki bazı firmalar da AKP’nin baskısı sonucu ya da korkarak reklamlarını kesmek/azaltmak zorunda kaldılar.

7 – GRUBUMUZU YIPRATMAYA YÖNELİK AJANLIK FAALİYETLERİ

Bilgi işlem servisimiz, bazı kurum çalışanlarımızın bilgisayarlarına casus programlar yerleştirildiğini tespit etti. Personelimizi ve kurumumuzu illegal faaliyetler içinde gösterme amaçlı bu girişim sonuca ulaşmalarına fırsat verilmeden bertaraf edildi.

8 – İNTERNET YAYINLARIMIZIN HACK’LENMESİ

Seçim zamanı server’larımıza ve bilgisayar ağımıza planlı programlı hacker saldırıları gerçekleştirildi. İnternet yayıncılığımız kilitlenip tıkanma noktasına getirildi.

9 – TELEVİZYON BİNAMIZA BASKIN

Yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, oy sayımı devam ederken ellerinde AKP propaganda malzemeleri olan bazı şahıslar televizyon binamızı işgal etmeye kalktı. Bunu gerçekleştiremeyince de televizyon çalışanlarına ağır küfür ve hakaretler yağdırdılar.

10 – KONUKLARIMIZA “SAMANYOLU EKRANINA ÇIKMAYIN” BASKISI

Daha önce pek çok defa konuk ettiğimiz Türkiye’nin yakından tanıdığı bazı isimler, yayın grubumuza yönelik linç girişimi başladıktan sonra ekranlarımıza çıkmakta tereddüt göstermeye başladılar. Çoğu zaman davetlerimize olumlu cevap veremediler.

Yaşanan onca zorluğa, sıkıntıya ve grubumuza karşı kin, nefret, insanlık suçu işlenmesine rağmen ilkelerimizle yolumuza devam edeceğiz. Arkadaşlarımızla demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerden taviz vermeden bağımsız yayıncılık anlayışımıza dün olduğu gibi bugün ve yarın da sımsıkı sarılacağız.

Demokrasi ve hukukun üstünlüğünün bir gün sağlıklı biçimde işleyeceğine inanıyoruz. Medya grubumuza karşı insanlık suçlarını işleyenler hukuk karşısında hesap verecektir. Nefret ve ayrımcılık suçu işleyen uzmanından kurul üyesine, belediye görevlisinden bürokratına kadar kim varsa bir gün yargı önüne çıkacaktır. Biz de takipçisi olacağız.

Bugün kötülük kol gezebilir ama biliyoruz ki yarınlar iyilerin olacaktır.”