Dolar 32,5470
Euro 34,7468
Altın 2.495,43
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 14°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
14°C
Hafif Yağmurlu
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 21°C
Sal 22°C

KILIÇDAROĞLU: KADININ BEDENI VE GIYSISI ÜZERINDEN SIYASETE SON

KILIÇDAROĞLU: KADININ BEDENI VE GIYSISI ÜZERINDEN SIYASETE SON
05/11/2013 21:57
A+
A-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Kadının bedeni ve giysisi üzerinden siyasete son. ‘Kadın nasıl giyinecek?’ Sana ne kardeşim, nasıl isterse giyinir. Kadının giysisi üzerinden, hep bununla kadınları meşgul ettiler. Cambaza bak politikasını uyguladılar, kadının haklarını parça parça elinden aldılar. Şimdi kadınların uyanma zamanı” dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Toplantının açılışında Atina’ya Cami Yapma ve Yaşatma Derneği’nce Kılıçdaroğlu’na dernek flaması verildi. Toplantıyı yöneten Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP olarak Atina’ya cami yapılmasını desteklediklerini söyledi.

Kılıçdaroğlu, grup toplantısına katılan 652. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri başpehlivanı İsmail Balaban’ı da kürsüden tebrik ederek, kendisine altın armağan etti.

Konuşmasının başında bugünün eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in vefatının 7. yılı olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, Ecevit’in bir halk adamı, gönül dostu ve katıksız bir sosyal demokrat olduğunu belirtti. Ecevit’in her zaman ülke çıkarlarına odaklandığına işaret eden Kılıçdaroğlu, “O aynı zamanda milli kahramanımızdı” dedi.

Kılıçdaroğlu, Ergenekon Davası’nda 16,5 yıl hapis cezası alan Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin bir süre önce Hasdal Cezaevinde gerçekleştirilen nikah töreninde şahitlik yaptığını hatırlattı.

Çelebi’nin fakir bir ailenin başarılı çocuğu olduğunu ve cep telefonuna kendisinden habersiz yüklenen bazı bilgiler nedeniyle suçlandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, bilirkişi raporlarına rağmen Çelebi’nin hapis cezasına çarptırıldığını söyledi. Çelebi’nin telefonuna bu bilgileri kimin yüklediğinin bulunması amacıyla suç duyurusunda bulunduğunu, ancak altı savcı değişmesine karşın sonuç elde edilemediğini ifade ederek, bunun bir garabet olduğunu savundu.

Mehmet Ali Çelebi’nin ifadesinden bir bölüm de okuyan Kılıçdaroğlu, CHP’nin hukukçu milletvekillerinden bu davanın takipçisi olmalarını istedi. Yaşananların AK Parti iktidarının adalet anlayışının bir sonucu olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, “Bu teğmenin nikah şahidi oldum. Emin olun duygulanmamak mümkün değil. İnsanın içi, vicdanı sızlıyor. Böyle bir tabloyu Allah kimseye yaşatmasın. İsyan etmemek mümkün değil. Bu toplumsal bir acıdır” diye konuştu.

-“Hz. Hüseyin’den söz edenlerin içlerindeki Yezid’i çıkarmaları gerekir”

Konuşmasında Muharrem ayının başlamasına da değinen Kılıçdaroğlu, İslam dünyasının kolay kolay unutmadığı acılardan birinin Kerbala olayı olduğuna işaret etti.

Hz. Hüseyin’in Kerbela çöllerinde şehit edilmesinin İslam tarihinin unutmadığı gönül acıları arasında bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Hz. Hüseyin’den söz edenlerin içlerindeki Yezid’i çıkarmaları gerekir” dedi.

Muharrem ayında bu acı etrafında herkesin kendi manevi dünyasını zenginleştirdiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Muharrem ayında, barış içinde kavgasız, Müslüman kanı dökülmeden yaşanmasını dilemek bizim en büyük arzumuz ve görevimizdir” diye konuştu.

Hz. Hüseyin’in iktidara biat etmediğini, doğruluktan ayrılmadığını aktaran Kılıçdaroğlu, onun katledilişinin derin bir acı olarak gönüllerde durduğunu söyledi.

-“Sosyal demokrat liderlerin vefat ettiklerinde bıraktıkları mirasa bakın”

CHP’nin eleştiriye açık bir parti olduğunu, ancak üç konuda yapılacak eleştirileri kabul edemeyeceklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu üç konunun demokrasi, özgürlükler ve cumhuriyet olduğunu, bunların da CHP’nin mayasındaki temel kavramları teşkil ettiğini belirtti.

Sosyal demokrat liderlerin hiçbir zaman şahsi menfaatleri için hareket etmediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, “Vefat ettiklerinde bıraktıkları miraslara bakın. Hepsi düzgün, hepsi temiz, hepsi inanç sahibi, hepsi inanca saygılı, hepsi devletin topladığı 5 kuruş verginin hesabını vermek için çabalayan insanlar” ifadelerini kullandı. Konuşmasında Bülent Ecevit, Erdal İnönü gibi liderleri örnek veren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Sosyal demokrat liderlerin profiline ve geçmişine bakın, bir de diğerlerinin profiline ve geçmişine bakın. Hiçbir sosyal demokrat lider yırtık ayakkabı ile siyasete girmedi. Ama hiçbir sosyal demokrat lider dünyanın zengin başbakanları arasına da girmedi. Mütevazı, temiz yaşadılar. Kul hakkı yemediler, kul hakkı gözettiler. Temiz siyaset dediler, emeğin hakkını verdiler. O nedenle kimse kusura bakmasın, demokrasi konusunda kimse CHP’nin eline su dökemez.”

– “Kadın kardeşlerime sesleniyorum; adresiniz, yeriniz CHP’dir.”

CHP’nin hiçbir zaman dini siyasete alet etmediğini, manevi dünyaya saygılı olduğunu, mazlumun yanında durduğunu belirten Kılıçdaroğlu, kadın-erkek eşitliğine olan inançlarının da en temel özelliklerinden biri olduğuna dikkati çekti. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Birileri diyor ki ‘ne demek kadın ile erkek eşit olacak? Kadın ile erkek hiç eşit olur mu?’ diyor. Soruyorlar ‘neden olmasın?’. ‘Kadın kadındır, erkek de erkektir’ diyor. Zekaya bakın, zeka pırıltısına bakın. Kadının ve erkeğin bir birey olarak eşit olduğunu kabul etmiyor. Bütün kadın kardeşlerime sesleniyorum; eğer siz erkeklerin sahip olduğu haklara sahip olmak, seçme ve seçilme hakkını sonuna kadar kullanmak istiyorsanız, eğer siz çocuğuma süt veremedim diye kendinizi asmak istemiyorsanız, adresiniz, yeriniz belli. O adres CHP’dir.”

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2013 yılı Cinsiyet Ayrımcılığı Raporu’na göre Türkiye’nin kadın erkek eşitliği açısından 136 ülke arasında 120. sırada yer aldığını aktaran Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarının kadını ikinci sınıf yurttaş olarak gördüğünü, uygulamalarının da bunu kanıtladığını savundu.

-“Kadına yönelik şiddet son 10 yılda yüzde bin 400 arttı”

Kadına yönelik şiddetin son 10 yılda yüzde bin 400 arttığını ifade eden Kılıçdaroğlu, kadınların bunun sebebini ve sorumlusunu düşünmesini istedi. 2002 yılında öldürülen kadın sayısının 66 olduğunu, 2013 yılında ise bu sayının 842’ye çıktığını ileri süren Kılıçdaroğlu, bu tablonun yanlış ekonomik ve sosyal politikaların sonucu olduğunu ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Mağdur olan kadın, dövülen, öldürülen kadın, sürülen kadın. Kusura bakmayın AKP’ye oy verenler de bazı kadınlar. Onlar da artık dirensinler. Kadının bedeni ve giysisi üzerinden siyasete son. ‘Kadın nasıl giyinecek?’ Sana ne kardeşim, nasıl isterse giyinir. Kadının giysisi üzerinden, hep bununla kadınları meşgul ettiler. Cambaza bak politikasını uyguladılar, kadının haklarını parça parça elinden aldılar. Şimdi kadınların uyanma zamanı. Demokrasi geriye gidiyorsa bunun en ağır faturasını bu ülkenin kadınları ödeyecektir. Sizi eve hapseden bir zihniyetten kadınların kendisini kurtarması gerekiyor. Yeni bir atılım ve yeni bir anlayış. Bunu yapmak gerekiyor.”

-“Bizim dünya çapında bir yalancımız var”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kabataş İskelesinde bir kadının çocuğuyla birlikte bir grubun saldırısına uğradığına ilişkin sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Niye bu tahriki yapıyor? ‘Başörtülü kadına bak bu ülkede böyle yapılıyor’ diye. Utan, utan, boyundan utan. Böyle yalan söylenir mi? İnsanda biraz vicdan, biraz ahlak olur. 60-70 kişi bir kadına saldırıyor. Eğer öyle bir olay varsa saldıranları insan olarak tanımlamak mümkün değil. Böyle bir şey olabilir mi bu ülkede? Her tarafta MOBESE kamerası var, burada yok. Oysa var orada, var da böyle bir olay yok. Ama bizim dünya çapında bir yalancımız var.

Kadınlara şunu da söylemek istyorum; sizin kaç çocuk doğuracağınıza bir adam karar veriyor. Niye şunu söylemiyorsunuz; ‘sana ne kardeşim?’. Nasıl doğum yapacağınıza bir kişi karar veriyor. Niçin sesiniz çıkmıyor? ‘Sana ne kardeşim?’ demiyorsunuz?”

aa