KILIÇDAROĞLU: KOALİSYONA SARAY’DAKİ BEY İZİN VERMEDİ

Kılıçdaroğlu: “Ya sen misin Başbakan o mu Başbakan. Oturup bir karar verin kendi aranızda, bir karar verin de bu memleketi yönetelim.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adıyaman’ın Besni ilçesinde esnafı ziyaret etti, seçim bürosu önünde partililere hitap etti.
Konuşmasında, iktidara gelmeleri durumunda taşımalı eğitimi kaldıracaklarını tam gün eğitime geçileceğini ve yemeklerinin devlet tarafından verileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, öğretmenleri de toplumun lideri yapacaklarını kaydetti.
Adıyaman’ın bölgede terörün olmadığı illerden birisi olduğunu ancak son günlerde bir terör örgütü ile isminin anılmasının ağırına gittiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Burada barış vardı, burada huzur vardı, burada kardeşlik vardı. Neden böyle bir şey çıktı ortaya bunu hepimizin düşünmesi lazım. Yazık günah değil mi bu ülkeye? Yazık günah değil mi insanlarımıza? Yazık günah değil mi gencecik çocuklarımıza? O anneler, babalar bu çocuklarını hangi umutlarla besliyorlar, büyütüyorlar. Teröre kurban veriyoruz” diye konuştu.
AK Parti’nin 13 yıldır iktidarda olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, 2002’de Türkiye’de terör olmadığını ancak bugün kan gölüne döndüğünü belirtip, bu sorunun cevabının bulunmasını istedi.
7 Haziran seçimlerinin yapıldığını ve vatandaşın oyunu vererek koalisyon istediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Bakın arkadaşlar 1 Kasım’da sandığa gideceğiz. Elinizi vicdanınıza koyun, sandığa giderken düşüneceğiz. Ya Türkiye’nin geleceği için oy kullanacağız, ya da bu baskı devam etsin diyorsanız, tercih size aittir. Ben size doğruları söylemek zorundayım. Benim siyaset anlayışım onların siyaset anlayışına benzemiyor. Benim para derdim yok, para hırsım yok, köşeyi dönme alışkanlığım yok. Hele hele kul hakkı yeme gibi bir geleneğim, bir inancım yok. Herkesin hakkına saygı gösteriyorum. Birisi gelir size etnik kimlik üzerinden siyaset yaparsa ona itibar etmeyiniz. Herkesin kimliği kendi şerefidir. Hiç kimse kendi anne ve babasını seçme hakkına sahip değildir. Ama hepimiz annemizle babamızla gurur duyarız. Birisi gelir size din üzerinden siyaset yaparsa, bilin ki o dine en büyük saygısızlığı yapandır. Allah ile kulun arasına giren bir makam var mı? Kimin elinde terazi var şu daha iyi Müslüman’dır, şu daha kötü Müslüman’dır. Onun takdiri Allah’a aittir. Siyasetin konusu toplumu bölmek, toplumda kavga çıkarmak, gerginlik yaratmak, köşeyi dönmek, vatandaşa yalan söylemek değildir. Siz oy verdiniz, tek parti olmadı. Olmayabilir. Milletin iradesine saygı göstermeyecek miyiz? Göstereceğiz.
Koalisyon dediler, geldiler. Olur, koalisyon kuralım, vatandaşın takdiri böyleyse vatandaşın takdiri bizim başımızın üstüne. Ne oldu sonra kuramadılar. Kim izin vermedi? Saraydaki Bey izin vermemiş. Ya sen misin Başbakan o mu Başbakan. Oturup bir karar verin kendi aranızda, bir karar verin de bu memleketi yönetelim. ‘400 milletvekili vermediniz ben de sizi zorla seçime götüreceğim’ diyor. Böyle bir anlayış olabilir mi? ‘Bana 400 milletvekili vermediniz terörü yeniden hortlatacağım’ diye bir anlayış olabilir mi? Ayrıcalığı, eski kavgaları bir tarafa bırakalım. Türkiye kendisine yeni bir yol haritası çizmek zorundadır. Bu çerçevede yolumuza devam etmek zorundayız. Bunu yaparsak demokrasi güçlenmiş olur.”