Dolar 32,5463
Euro 34,8430
Altın 2.435,06
BİST 9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Az Bulutlu
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Per 20°C
Cum 20°C
Cts 18°C
Paz 19°C

KILIÇDAROĞLU: MASUM İNSANLARIN KANI AKMASIN

KILIÇDAROĞLU: MASUM İNSANLARIN KANI AKMASIN
25/07/2014 18:48
A+
A-

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Mısır şu anda İsrail ile Filistin arasında bir ateşkes anlaşmasını yapmak için çaba harcıyor. Ateşkesi bir an önce sağlayın. Masum insanların kanı akmasın” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimleri kapsamında geldiği Gümüşhacıköy ilçesinde Belediye Başkanı Zehra Özyol’u makamında ziyaret etti.

Belediyenin çalışmaları ve işçi sayısı hakkında bilgi alan Kılıçdaroğlu, odada bulunan bir yerel gazeteyi inceleyerek ilçede faaliyet gösteren bir basın mensubuyla sohbette bulundu.

Kılıçdaroğlu’na burada MHP Gümüşhacıköy İlçe Başkanı Tuğrul Çimir “Hoş geldiniz” diyerek çiçek takdim etti. Ardından belediye önünde toplanan partililere hitap eden Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin siyasi partiler arasında olmadığını, kim iktidara gelecek diye meydanlara çıkılmadığını belirtti.

“Cumhurbaşkanı 76 milyonun cumhurbaşkanı olmalı”

Cumhurbaşkanlığına, Türk bayrağını temsil edecek, yüksek ahlaki değerlere sahip birisini seçeceklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam ett:

“Geçmiş kirli olmayan, temiz ve ahlaklı olan, kul hakkı yemeyen birini seçeceğiz. Siyasi partiler arasında bir yarış olsa ben ‘şu partiye verin’ derim. ‘Gelin CHP’ye oy verin’ derim ama bu seçim öyle bir seçim değil. Dokuz siyasi parti oturduk, anlaştık. Ekmeleddin İhsanoğlu üzerinde anlaştık. Cumhuriyet tarihinde ilk kez 9 siyasi parti bir kişi üzerinde uzlaşıyor. Bu, dokuz siyasi partinin Türk demokrasi tarihine yaptığı en büyük katkılardan birisidir. Çünkü demokraside dayatma kültürü olmaz, ‘benim dediğim doğrudur’ demek olmaz. Demokrasinin özü, demokrasilerde olmazsa olmaz, uzlaşma kültürüdür. ‘Cumhurbaşkanı nasıl biri olmalıdır’ diye sorduk. Üzerinde uzlaştığımız ilk konu tarafsız olmalı, bütün siyasi partilere eşit mesafede olmalı. Cumhurbaşkanı 76 milyonun cumhurbaşkanı olmalıdır. Kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, hangi bölgede oturursa otursun bütün vatandaşlarına eşit mesafede olmalıdır. Kimseyi ötekileştirmemelidir. Hiç kimsenin aleyhinde konuşmamalıdır. Düşündük, böyle biri var, Ekmeleddin İhsanoğlu.”

“Oturduk, konuştuk uzlaştık”

Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu’nun kimsenin aleyhinde konuşmadığını, kimseye en ufak bir cümle söylemediğini, kimsenin kalbini kırmadığını söyledi.

İhsanoğlu’nun bilge bir insan olarak bütün kitleleri kucakladığını anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“O zaman cumhurbaşkanlığı koltuğuna Ekmeleddin Bey’i oturtacağız. Bunu hak ediyor. Cumhurbaşkanının yüksek ahlaki değerlere sahip olması lazım. Hiçbir ülkenin anayasasında ‘cumhurbaşkanı ahlaklı olmalıdır’ diye yazmaz. Çünkü cumhurbaşkanının ahlaklı olması zaten işin doğasında vardır. Yani oğlu telefon edip ‘oğlum paraları sıfırlayın’ dememesi lazım. Yani devletten ihale alırken rüşveti götürüp, ‘TÜRGEV’e yatıracaksınız’ dememesi lazım. Bu ülkede yüksek ahlaki değerlere sahip çok sayıda vatandaşımız var ama birisini seçmek zorundaydık. Uzlaşmak zorundaydık. Oturduk, konuştuk uzlaştık. Ekmeleddin İhsanoğlu yüksek ahlaki değerlere sahiptir dedik ve onu sizin önünüze getirdik. Oylarınızı bekliyoruz. Onu inşallah 10 Ağustos’ta seçeceğiz.”

“Sadece benim çalışmam yetmiyor”

Kılıçdaroğlu, Ortadoğu’da kanın gövdeye götürdüğünü, küçücük çocukların ve masum insanların öldürüldüğünü dile getirdi.

Suriye’de, Irak’ta Müslüman’ın Müslüman’ı öldürdüğüne değinen Kılıçdaroğlu, “İsrail Filistin çatışması… Gazze’de masum çocuklar öldürülüyor. Ortadoğu’da kimse gelip Türkiye’nin kapısını çalmıyor. Kimse gelip de ‘ya şu savaşı durdur, ateşkesi sağla sen bir dönem Ortadoğu’nun en önemli ülkesiydin, bari senin sesin çıksın, gel huzuru sağla’ demiyor. Hiçbir devlet Türkiye’den talepte bulunmuyor. Biz Mahmud Abbas’ı çağırdık. Dedik ki, ‘bari sen gel’, geldi Türkiye’ye. Mısır şu anda İsrail ile Filistin arasında bir ateşkes anlaşmasını yapmak için çaba harcıyor. Biz de Mısır’a açık çağrıda bulunuyoruz. Ateşkesi bir an önce sağlayın. Masum insanların kanı akmasın” ifadelerini kullandı.

Kemal Kılıçdaroğlu, “Ben şuna inanıyorum, Ekmeleddin Bey cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturursa, Ortadoğu’yu çok iyi biliyor. Dengeleri biliyor. Batıda sivriliyor, batının dengelerini biliyor. Eğer Ortadoğu’da huzur arıyorsak, barış arıyorsak, ‘insanlar öldürülmesin’ diyorsak Ortadoğu’da saygınlığı olan bir insanı cumhurbaşkanlığı koltuğunu oturtmalıyız. Onun adı Ekmeleddin İhsanoğlu. Sadece benim çalışmam yetmiyor, sizin de bunun için çalışmanız lazım” diye konuştu.

“Paralel yapı” operasyonu

Emniyetteki “paralel yapı” operasyonundaki tutuklamalarla ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, “Bu operasyonun rüşvet ve yolsuzlukları ortaya çıkaran polislere yönelik bir intikam operasyonu olduğunu biliyorum” dedi.

Bazı yargıçların özellikle belli mahkemelere getirildiğini çok iyi bildiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Rıza Zarraf’ı serbest bırakan hakim eğer bugün belli bir yerde pozisyonunu koruyup belli kişilerin tutuklanmasına karar veriyorsa o hakimin kendi vicdanı ile o kararları verdiğine ben inanmıyorum. Yargıç önce kendi vicdanı ile karar verecek ve siyasi otoritenin talimatlarını dinlemeyecek. Savcılık rolünü Erdoğan’ın üstlendiğini biliyoruz. Ergenekon ve Balyoz’da da savcılık rolünü üstlenmişti. O nedenle davaların siyasal bir süreç içine sokulması bizi rahatsız ediyor. Bu ülkede, Erdoğan ‘ben yolsuzluk yapmadım’ diyorsa yargıya gidip aklanmak zorundadır. Aklanmaktan vazgeçip korkup ya da aklanma sürecini atlatıp, baskı kurup yolsuzlukları ortaya çıkaranların üzerine gidiyorsa bu sağlıklı bir demokrasinin olmadığını bize gösterir. İşin özeti bu.”

aa