Dolar 32,5192
Euro 34,7978
Altın 2.422,24
BİST 9.713,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Az Bulutlu
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Per 20°C
Cum 19°C
Cts 18°C
Paz 19°C

KILIÇDAROĞLU: REYHANLI’DA DRAMLAR YAŞANIYOR

KILIÇDAROĞLU: REYHANLI’DA DRAMLAR YAŞANIYOR
14/05/2013 17:33
A+
A-

CHP Genel Başkanı Kemal Kıçıdaroğlu, Reyhanlı’daki bombalı saldırılara ilişkin yayın yasağını eleştirirken, ”Bütün dünya görüyor, Türkiye’de sen yayın yasağı getiriyorsun. Kimse öğrenmesin diye. Buradan söylüyorum. Ölen 51 vatandaşın sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır” dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Bulgaristan’daki seçimlere ilişkin, AK Parti’nin kendi kişisel politikasını yapmasına rağmen Hak ve Özgürlükler Partisi’nin büyük bir başarıya imza attığını söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu, ”Recep Tayyip Erdoğan, bir başka ülkenin içişlerine karışmanın, ortalığı bulandırmanın ne kadar ayıp olduğunu görecek mi-” diye sordu.

Manisa’da 9 Mayıs’ta meydana gelen dolu yağışına değinen Kılıçdaroğlu, tarım arazilerinin ciddi oranda zarar gördüğünü ifade etti. Tarım arazilerinin afet öncesi ve sonrası fotoğraflarını gösteren Kılıçdaroğlu, zararın en kısa sürede giderilmesi gerektiğini belirtti.

Kemal Kılıçdaroğlu, THY’de yaşanan uyuşmazlığı da yakından takip ettiklerini söyledi. İşçilerin zam istemediğini, işten çıkarılan 305 çalışanın yeniden işe alınmasını talep ettiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, THY yönetiminin, kendilerine söz vermesine rağmen, bu konuda yargı kararlarına bile uymadığını dile getirdi.

Reyhanlı’daki bombalı saldırılara değinen Kılıçdaroğlu, kendisinin de bölgeye giderek incelemelerde bulunduğunu anımsattı.

Hatay’ın, Türkiye’de ayrı bir yeri olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu ”Alevisi, Sünnisi, Musevisi, Hristiyanı onlarca yıldır barış içinde yaşıyorlar. Eğer ‘Türkiye’de farklı inanç gruplarında, kimliklerde binlerce kişinin yaşadığı toprağa örnek’ derseniz, burası Hatay’dır. Kimsenin burnu kanamadı. Barış ve huzur içinde yaşadı herkes. ‘Barışın, huzurun adresi Hatay’dır’ diyebiliriz” ifadelerini kullandı.

-Reyhanlı izlenimleri-

Reyhanlı’daki izlenimlerini anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

”Patlatılan bombalardan sonra kenti görmek hoş bir şey değil. Onlarca tonluk bomba yağdırılmış sanki. İnsanlar huzursuz. Herkes, ‘Ne oldu. neden oldu- Bunun hesabını kim verecek-‘ diye soruyor.

Vatandaşın dertlerini dinledim. Herkes burnundan soluyor. Hükümet’in doğru bilgi verdiğine kesinlikle inanmıyorlar. ‘Yalan söylüyor hükümet. Verilen bilgilerin hiçbiri doğru değil’ diyorlar. Bakanların açıklamalarına da tepkililer. Her Bakan ayrı telden çalıyor. Yasak getirilmesine de tepkililer. ‘Neden-‘ deniliyor. ‘Bunun mücadelesini verin’ diye talep var bizden.

Taziye ziyaretindeydik. Bir çadırda oğlunu kaybetmiş baba anlatıyor. Üç çocuğu var. En büyüğü 9 yaşında. Son çocuğu da 12 aylık. Hiçbir şeyin farkında değil. Evde insanlar ağlıyor, o da ağlıyormuş. Neden ağlıyor, kimse bilmiyor. Baba, ‘Benim güvencem yok. Yeşil kartım var. Bu çocuklar ne olacak-‘ diyor. ‘Ülke için savaşırız da şehit de düşeriz. Bayrak, vatan için her zaman mücadele ederiz. Fakat bu felaketin sebebi ne-‘ diyor. Başka bir taziye ziyaretinde de gencecik bir kadın, kucağında çocuk. Eşi ölmüş. ‘Ne olacak bizim halimiz- Ben geleceğe nasıl bakacağım- Evimin direği yıkıldı-‘ diyor. Dramlar yaşanıyor.

Hatay’da hastanede yaralıları ziyaret ettik. Gencecik, filinta gibi çocuk. Hatay’a gelmiş, orada evlendirecekler. Gelini kuaföre götürüyor, kendisi de damatlık için terziye gidecek, yolda bombanın hışmına uğruyor. Bir gözünü kaybediyor.

Türkiye layık mı buna bütün bunlara- Bunlar yaşanırken Recep Tayip Erdoğan, ‘Suriye’de çocuklar öldü, neden görmüyorsunuz-‘ diyor. Recep Tayyip Erdoğan, sen Reyhanlı’yı neden görmüyorsun- Elbette ki hiçbir insanın saçının teline zarar gelmesini istemeyiz. İster Suriye ister Amerika ister Rusya ister başka yerde… Biz insanı severiz. Her gittiğim yerde söylerim: ‘İnsan Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır ve bizim başımızın üzerinde yeri vardır.’

Reyhanlı’yı görmüyor. 51 kişi hayatını kaybetti. Beyefendi bütün bu olaylardan habersiz, İstanbul’da toplantı yapıyor. Adı ne- ‘Analar ağlamasın…’ Buradan medyaya da sesleniyorum: Recep Tayyip Erdoğan’ın annesi vefat ettiği zaman, Allah rahmet etsin, bütün medya yas ilan etmişti. Korkudan yayın yapamıyorlardı. 51 kişi öldü 51… Acaba bu medya ne yaptı-

Şöyle diyor konuşmasında: ‘Yarın mahşer gününde Rabbim, (O bebekleri gördün de ey Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı ne yaptın-) diye soracak.’ Hangi akılla, hangi mantıkla böyle bir densiz ifade kullanabilirsin- Rabbin ne diyecekmiş, ‘Ey Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı…’ Rabbin’in sana nasıl hitap edeceğini sen mi belirleyeceksin- Kibrin böylesine ilk kez tanık oluyor bu millet. Böyle bir kibir olabilir mi- Kendisini öbür dünyada da Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ilan edecek. Kimsin sen-”

-”Hep beraber karşı çıkacağız”-

Kılıçdaroğlu, Reyhanlı’da da onlarca çocuğun öldüğünü ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bunu görmezden geldiğini iddia ederek, ”(Suriye’deki çocuklar) diyorsun. Onlara da üzül ama senin ülkende, senin vatandaşın, çocukların ölüyor. İnsanda vicdan olur. Kalkmış, ‘Analar ağlamasın’ programında şov yapıyor… Bütün dünya görüyor, Türkiye’de sen yayın yasağı getiriyorsun. Kimse öğrenmesin diye. Buradan söylüyorum. Ölen 51 vatandaşın sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır” diye konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

”Neymiş, ben oraya gitmişim, alınganlık gösteriyor beyefendi. Nerede bir vatandaşın derdi varsa, hiç kimse unutmasın, CHP bütün kadrolarıyla orada olacaktır.

Neymiş, beyefendi ABD’den sonra Hatay’a gidecekmiş. Malum Gazze’ye de ABD’den sonra gidecek. Recep Tayyip Erdoğan, sen ülkeni sevmiyorsun, milletini sevmiyorsun. Sen batının egemen güçlerinin Ortadoğu’daki taşeronusun. Taşerondan vatansever olmaz. Zaten taşeron olduğun içindir ki sen, ‘Ben her türlü milliyetçiliği ayaklar atlına aldım’ dedin. Biz seni biliyoruz. Bu millette de öğrenecek seni. Ama benim dileğim, başına felaket gelmeden önce öğrensin. Reyhanlı’da dünyanın oyunu aldın. Kalktın o vatandaşların başına felaket oldun.

Bir konuda 76 milyon yurttaşın ortaklaşa hareket etmesi lazım. Terör kimden, nereden gelirse gelsin, hep beraber karşı çıkacağız. Terörün dini, imanı, yoktur.”

-”İstihbarat zafiyeti var”-

Reyhanlı’daki bombalı saldırılarla ilgili beş tespitte bulunduklarını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

”Suriye’deki çatışmalardan dolayı Suriyeliler komşu ülkelerin tamamına dağıldı. Bizim, bize gelen, çadırlarda kalan, bizim yiyecek, giyecek verdiğimiz Suriyeliler’le sorunumuz yok. Türkiye büyük bir devlettir. Gereğini yapmalıdır. Ama çadırın dışında, mülteci kampının dışında ne olduğu belirsiz. İnsanların elini kolunu sallayarak kente gelmeleri, ev tutmaları, iş yeri açmaları, bomba yapmaları bizim kabul edeceğimiz bir şey değildir.

Bunu Reyhanlı’da, Hatay’da yaşayan her yurttaş biliyor. Almışsınız insanları, getiriyorsunuz iş yeri açıyor. Neye göre açıyor- Bizim insanlarımızla kavga ediyor, neye göre- Bizim insanlarımız, Suriyeliler münakaşa ettiklerinde gözaltına alınıyor. Bunu bana kamu görevlileri de söylüyor. Buna kim izin verebilir- Bakın, mülteciler sadece biz de yok. Ürdün’de de var. Orada olay, kavga, bomba var mı- Eline silah alan, elini kolunu sallayarak geldi. Parası olana başka, olmayana başka muamele yapıldı.

İstihbarat zafiyeti var. Bana deseler ki ‘İstihbaratçılarla ilgili festival düzenleyelim’, ‘Hatay’ derim. Her ülkeden istihbaratçı var. Böyle devlet olur mu-

Vatandaş da şikayetçi, kamu görevlileri de şikayetçi. Nasıl olur böyle şey- Her türlü ajitasyona, teröre açık. Yabancı devletlerin ajanları Antakya’da cirit atıyor. Askeri kıyafetleri ile ceplerinde silahları ile dolaşıyorlar.

Bütün bunları git Reyhanlı’da sor bakalım ne diyecekler- Onlara gelince ‘tık’ yok. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına gelince, hepsinin telefonları dinleniyor. Sen masum vatandaşın telefonunu dinleyeceğine, teröristin telefonunu dinle. Bak bakalım ne yapıyor-

’24 saat içinde failler yakalandı’ diyor. 24 saatin öncesine neden bakmıyorsun- Bu adamlar arabalarla gelirken, bombaları yerleştirirken, sen neredeydin- 51 vatandaş hayatını kaybetti. İstihbarat bilgi alır, değerlendirir ve engeller. Amaç bu. Sen ne yapıyorsun- ‘Gelsin eylemini yapsın, bombasını patlatsın, insanlarımız ölsün; sonra bu gidip failleri yakalısın.’ Arabayı bulmuşlar. Araba zaten orada. Plakayı tespit etmişler. Plaka zaten orada.

İstihbaratı siyasi çıkarın için, kendi için kullanırsan Türkiye’nin başını beladan kurtaramazsın. Ne diyordu grup toplantısında: ‘Ey Kılıçdaroğlu, senin nefes alışını bile izliyoruz, takip ediyoruz’ diyordu. Benim nefes alışımı takip ediyorsun da bir de şu teröristlerin nefes alışını takip etsen olmaz mı-”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Senin ne işin var Suriye’de. Suriyeliler ile senin ne işin var- Suriye’de ölen her çocuğun sorumlusu, her kadının sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır” dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısındaki konuşmasında, patlamaların yaşandığı Hatay’ın Reyhanlı İlçesinde yaptığı ziyarette ilişkin gözlemlerini aktardı.

İncelemelerinin ve vatandaşlarla yaptığı görüşmelerin sonucunda 5 tespitte bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bunlardan birinin Türkiye ve Suriye arasındaki sınır zafiyeti olduğunu belirtti.

“Bizim sınır diye bir şeyimiz kalmamış, Suriye ile sınırımız yok. Tam yol geçen hanı. İsteyen gider, isteyen gelir, isteyen bombayı götürür, isteyen silahla gelir” diyen Kılıçdaroğlu, sınırı koruyamamanın kabul edilemeyeceğini, bunun devletin meşruiyetini tartışma konusu haline getiren bir durum olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, “Hükümetin sınır güvenliğini ortadan kaldırarak, her türlü marjinal, radikal teröristlere kucak açtığını, onlara eğitim yapabilecekleri alanlar sağladığını, ellerine silah vererek, Suriye’ye gönderdiğini ve ‘kardeşini öldür’ dediğini” ileri sürerek, “Öyle bir noktaya getirdiler ki Bekaa Vadisi kapandı, şimdi yeni Bekaa Vadisi var. O da Hatay’dadır.

Türkiye’yi Bekaa Vadisi’ne döndürdüler. Her türlü teröristin barındığı yerdir orası. Hükümetin gözetiminde ve denetiminde yapıyorlar” diye konuştu.

-“Kim size sınırı yol geçen hanına döndürün diye talimat verdi-“-

Türkiye’de sınır bölgesindeki askeri birliklerin kapısında “Hudut namustur” yazdığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Sınır namussa, o sınırı kim kaldırdı- Recep Bey. Hepimizin üzerinde durup düşünmesi gereken bir olaydır. 870 kilometrelik alanda boyda sınır yok. Her şey olabilir orada. Şimdi kalkıp Esad’ı suçlamak kolay. Sınırı koruyacak olan biziz, bu ülkenin askerleri, bu ülkenin güvenlik güçleri. Kim size sınırı yol geçen hanına döndürün diye talimat verdi- Ben söyleyeyim, Recep Tayyip Erdoğan.”

Reyhanlı’ya ziyaretine ilişkin tespitlerinden bir diğerinin de Hükümetin dış politikadaki başarısızlığı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, CHP’nin geçmişte iktidarı bu konuda uyardığını, ancak uyarılarının dikkate alınmadığını belirtti.

-“Esad ile Erdoğan arasında fark yok”-

Kılıçdaroğlu, CHP’nin dış politika konusundaki tespitlerinin doğru çıktığını, dile getirerek, “Ben hiç bir zaman Esad benim kardeşimdir demedim. Diyen kendisi. Ben hiç bir zaman eşimi alıp Esad ile tatile çıkmadım. Çıkan o. Peki bizi suçlayan kim- Recep Tayyip Erdoğan. Neymiş- Suriye’de demokrasi yokmuş, Recep Tayyip Erdoğan Suriye’ye demokrasiyi getirecekmiş. Demokrasi konusunda Esad ile Recep Tayyip Erdoğan arasında nüans farkı var, aslında hiçbir fark yok. Al bir diktatörü, vur öteki diktatöre” değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin Suriye konusunda Katar ve Suudi Arabistan’la ortak hareket ettiğini de söyledi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu da eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Ne çapı var, ne becerisi var. Parmak işaretiyle çağrılan bir Dışişleri Bakanı. Parmak işareti ile çağrılırken bir maratoncu edasıyla hızla koşuyor. ‘Acaba bana ne talimat verilecek-‘ diye. Biz boşuna siz batının egemen güçlerinin Ortadoğu’daki taşeronusunuz demiyoruz. Siz ülkenizin çıkarlarını savunmuyorsunuz. Eğer dış politikayı kendi ülkenizi değil, başka ülkelerin çıkarları üzerine inşa ederseniz, kendi ülkenizi de vatandaşınızı da felakete sürüklersiniz. Geldiğimiz nokta odur. ‘Suriye konusunda batılılar bizi yalnız bıraktılar’ diyor. Senin sırtını sıvazladılar, gaz verdiler. ‘Aslansın, kahramansın’ dediler. Sonra ne oldu- Yalnız bıraktılar diye şikayet ediyorsun. Senin ne işin var Suriye’de. Suriyeliler ile senin ne işin var- Suriye’de ölen her çocuğun sorumlusu, her kadının sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır.”

AK Parti iktidarının dış politikada komşularla sıfır sorun politikası ile yola çıktığını, ancak gelinen noktada herkesle kavgalı olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “O koltukta Davutoğlu oturduğu sürece, başbakanlık koltuğunda da Recep Tayyip Erdoğan oturduğu sürece bu ülkede huzur gelmeyecektir” dedi.

Reyhanlı ziyaretine ilişkin son tespitinin de Türkiye’nin iyi yönetilmediği olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, ülkenin en kanlı terör eylemlerini AK Parti iktidarı döneminde yaşadığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin bütün sorunlarını aşacak büyüklükte bir ülke olduğunu, ancak yalnızca dirayetli, onurlu, dik duran, kimsenin önünde eğilmeyen, halkına hesap veren CHP iktidarına ihtiyaç duyduğunu belirtti.

-“IMF’ye borçlarımızın ödenmesi, güzel”-

Kılıçdaroğlu, konuşmasında Türkiye’nin IMF’ye olan borcunun son taksitini ödemesine de değindi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 Mayıs günü İstanbul’da yaptığı konuşmada “10 yıl önce IMF’ye 23,5 milyar dolarlık borç ile Türkiye’yi devraldık. O günden bu güne IMF ile stand-by anlaşması yapmadık” dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, bu sözlerin gerçeği yansıtmadığını ileri sürdü. AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye’nin IMF’ye borcunun 23,5 değil, 22 milyar dolar olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Bir de ‘O günden bu güne IMF ile hiç stand-by anlaşması yapmadık’ diyor. Bizim güzel bir sözümüz vardır, ‘Atma Recep din kardeşiyiz’ diye. Bu kadar da atılmaz ki. 26 Nisan 2006 stand-by anlaşması. İktidarda kim var- Adalet ve Kalkınma Partisi var. Mektup kime gönderiliyor- Uluslararası Para Fonu’na (IMF) gönderiliyor. 10 milyar dolar alıyorlar bunun karşılığında. Ne diyor Recep Tayyip Erdoğan- ‘İktidara geldiğimizden bu yana IMF ile hiç stand-by anlaşması yapmadık’. Bu kadar da kuyruklu yalan olur mu- İnsaf denilen bir şey var. Yürüyen yalan makinası dedim. ‘Evet’ dedi ‘Ben yalan makinasıyım’ ne diyeyim ben başka. Sizi halka havale ediyorum. 19. stand-by anlaşmasını yaptılar, halka yalan söylüyorlar.

Ama bütün bunlara rağmen Uluslararası Para Fonu’na borçlarımızın ödenmesi güzel mi- Güzel. Peki borçlar ödendi de Türkiye’nin borçları azaldı mı-”

İktidarın 38 milyar dolarlık özelleştirme yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin 2002 yılında IMF’ye olan da dahil toplam dış borcunun 129,5 milyar dolar olduğunu, bugün ise bu rakamın 337 milyar dolara çıktığını söyledi. “IMF’nin borcunu ödedik, borcun adresi değişti. Başka kuruluşlar çıktı bu sefer” diyen Kılıçdaroğlu, vatandaşın da borç batağı içinde olduğunu savundu.

Kılıçdaroğlu, vatandaşın 2002 yılında 2,2 milyar lira olan tüketici kredi borcunun bugün 206 milyar liraya, yine 2002 de 4 milyar lira olan kredi kartı borcunun ise 73 milyar liraya çıktığını söyledi. CHP iktidarının bütün bu borçların üstesinden geleceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Üstesinden geliriz, çünkü biz kul hakkı yemeyiz, yandaşa hizmet etmeyiz” dedi.

AA