Dolar 32,4897
Euro 34,5579
Altın 2.496,82
BİST 9.548,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 24°C
Az Bulutlu
İstanbul
24°C
Az Bulutlu
Çar 20°C
Per 18°C
Cum 16°C
Cts 18°C

KILIÇDAROĞLU: SEN, BAŞ ÇALANSIN

KILIÇDAROĞLU: SEN, BAŞ ÇALANSIN
29/01/2014 01:38
A+
A-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın “milli irade hırsızlığı” sözlerini eleştirdi. Seçim barajının zaten milli irade hırsızlığı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Gelin yüzde 10 seçim barajını kaldıralım. Kaldırmayız, diyor. O zaman kusura bakma, milli irade hırsızlığı diyemezsin. Sen, baş çalansın. Milli iradeyi de, çalıyorsun. Bizim 33 milletvekilimizi çaldın.” dedi.

Partisinin Meclis Grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, en son 21 vatandaşın hayatını trafik kazalarında kaybettiğini ifade etti. Devletin denetimlerini sıklaştırması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Her kaza can ve mal kaybına yol açıyor. Kışın soğunda donup ölen yurttaşlarımız var. Trafik polisi arkadaşlarımıza denetimi sıklaştırın diye rica ediyorum.” diye konuştu.

Başbakan’ın “Milli irade hırsızlığı” sözünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, seçim barajının zaten milli irade hırsızlığı olduğunu söyledi. AK Parti’nin 2007 yılında yüzde 47 oy aldığını, Parlamentonun yüzde 62’sine sahip olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, “Bu milli irade hırsızlığı değil mi? Kim sağlıyor bunu? Darbe hukuku. Milli irade hırsızlığı, budur. Gelin yüzde 10 seçim barajını kaldıralım. Kaldırmayız, diyor. O zaman kusura bakma, milli irade hırsızlığı diyemezsin. Senin hırsızlıklarını biliyoruz. Anlatacağız. Sen, baş çalansın. Milli iradeyi de, çalıyorsun. Bizim 33 milletvekilimizi çaldın.” diye konuştu.

“FOTOĞRAFTA SAHTEKARLIK YAPTI”

Yolsuzluk konusunda ne kadar duyarlı olduğumu herkesin bildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, kim yaparsa yapsın, tüyü bitmemiş yetimin hakkını çalan karşısında kendisini bulacağını ifade etti. “Biz babamızdan mirası böyle aldık. En büyük günah, kul hakkı yemektir diye, gördük, öğrendik. Yedirtmeyiz de.” diyen Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın açıkladığı Mustafa Sarıgül dosyasına cevap verdi.

Başbakan’ın gösterdiği fotoğrafta da oynandığını, sahtekarlık yapıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Sen Başbakan’sın, sana sahtekarlık yakışır mı? Kendi tayfasından bir sürü isim var. Onların isimlerini karalamışlar, flü yapmışlar. Eyvallah saygım var, fotoğraf gösteriyor ama fotoğraf üzerinde oynarsa, o sahte dijital veriler var ya onu da yapanın o olduğu ortaya çıkar. Bir bilgi, belge gelir. Onun doğru olduğunu araştırırsın. Eline vermişler, bir şeyi, açtı okudu. Olay, 2004’te. Parti içinde bir tartışma, genel başkanlık yarışı var. Şikayetler var, kavga var. Bunlar çok şükür, şimdi bitti. Huzur var. 2005 yılında bu şikayetler, tartışılmış. 9 Ağustos 2004’te. İçişleri Bakanlığı, mülkiye müfettişleri olayı araştırmış. Bakanlık raporunda diyor ki, imar yasasına aykırı uygulamalar var. 27 iddianın 5’inde, sorun yok, 22’si, soruşturulsun demişler. Danıştay’a, başvuruluyor. Deniyor ki, bunlar doğru değil. Danıştay 1. Dairesi inceliyor. 2005/1354 dosya numarası. 21’i hakkında soruşturmaya gerek yok, diyor. Danıştay, 1 dosya soruşturulsun, deniyor. Olay, mahkemeye intikal ediyor. Şişli 9. Asliye Hukuk Mahkemesi, sonuç beraat. 27 dosyanın tümü aklanmış. Bir Başbakan, en azından 2004’ten beri, ne oldu onu da getirin, diyor. Acaba, ben nasıl yolsuzlukla suçlarım CHP’yi, diye gözü kararmış. Senin boyun yetmez, buna boyun. Çünkü sen ,helale değil harama ortak olan, adamsın. Helali bırakmış, harama ortak. Bizden, hesap soracakmış. Kimsin sen. Kendisine söyledim. Al dosyalarını, çık karşıma, senin istediğin kanalda, senin istediğin gazetecilerle. Soru sor. Mahçup, olayım. Gelmem diyor, gelemem diyor, niye gelemiyorsun. Neden korkuyorsun. Sen baş çalansın onun için korkuyorsun. Ben bunu biliyorum.”

“UTANMASI İÇİN AR DAMARI LAZIM”

Baykal’ın İsviçre’de hesabı var denildiğini ve kendisinin de olmadığına dair belge gösterdiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Senin WikiLeaks belgelerinde 8 ayrı hesabın olduğunu söylediler. Dava açacağım, dedi. Açtın mı? Hayır. Neden sen, benim hesabım var mı diye, o bankalara sormadın? Ben temizim diyor. Geç onları, geç. Sen yürütmenin başısın.” diye konuştu.

Başbakanlık Personel Prensipler Genel Müdürlüğü’nün 22 Ocak 2004 tarihli yazısını okuyan Kılıçdaroğlu, “Adalet Bakanlığı’ndan bir yazı gelmiş. Erdoğan zimmet, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık. Resmi evraklarda sahtecilik, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak. O bir fotoğraf gösterirken, sahtekarlık yaptı. Ben, kapı gibi belge gösteriyorum. Altında imzası var. Utanır mı? Ar damarı lazım, utanması için. Bu yetmedi. Kendi imzası ile, kendi sahtekarlıklarını Parlamento’ya bildiren bir Başbakan. Herkes görsün. Özellikle AKP’ye oy veren insanlar.” şeklinde konuştu.

17 Aralık’tan üç hafta önce çekilmiş bir fotoğrafı gösteren Kılıçdaroğlu, MİT’in raporunu okudu. “Yolsuzluk nerede olursa sonuna kadar gitmeyen namerttir diyorum.” diyen Kılıçdaroğlu, bunların helale değil, harama ortak olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, “Oy verdiniz rüşvet bitsin diye. Harama ortak oldular. Helal, bunların kapısının önünden bile geçmiyor. Herkes elini vicdanına koysun ne oluyor bu ülkede desin. Sadece ben değil her yurttaş desin.” ifadelerini kullandı.

“SEN OĞLUNU RÜŞVETE YOLSUZLUĞA BULAŞTIRDIN”

Erdoğan ailesinin kurduğu TÜRGEV’i hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Başında da Bilal oğlan var. Biz senin oğlunla boşuna uğraşmıyoruz. Sen bulunduğun makamı kullanarak, oğluna çıkar sağlıyorsun. Sana ihale vereceğim, rüşveti oğluma verin, diyorsun. Bugüne kadar evladından hırsızlık öğrenen baba, görmedim diyordun. Hırsızlık, babadan oğla geçer, evlattan babaya değil, diyordun. Hayır işi, yapıyormuş. İhaleyi alıyor, parayı git yatır, arsayı ona ver, bedava ver, diyorsun. Bunun adı, nüfuz ticaretidir. Sen oğlunu, rüşvete yolsuzluğa, bulaştırdın. Sen nasıl bir günaha girdiğinin farkında değil misin?”

Medyanın yolsuzluk olaylarının üstünü örtemeyeceğini, örterse ona medya denmeyeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Recep bey, bütün dünyayı çamaşır makineleri ile donatsan senin pisliğini temizlemeye yetmez.” dedi.

Gönderilmeyen fezlekelerin adam gibi Meclise gönderilmesini isteyen Kılıçdaroğlu, “Yoksa biz yapacağımızı biliriz. Başçalan ünvanı senin yakana yapışacak yoksa, alnına yazacağım bunu.” diye konuştu.

“BUNLAR KEFENE CEP YAPACAKLAR”

Geçen hafta gündeme getirdiği bir savcının tutanağını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Bunların yatacak yeri yok. Emin olun hükümetten düşsünler, Türkiye’de göremezsiniz bunları. Ben müsteşar, böyle bir telefon edemez. O müsteşar yerinde kalmamalı, dedim. Bakanın bilgisi vardır dedim. Meğer ortaya çıktı ki, bakan da telefon etmiş. Müdahale etmek, için aramadım diyor. Ulan, müsteşar telefon etmiş, sana bilgi vermiyor mu? Sen Savcıyı, değiştir diyorsun. Bu, doğrudan müdahaledir. Yolsuzlukları aklamaya çalışan bir kişi vardır bakanlıkta, onun da adı Bekir Bozdağ’dır.”

Öbür dünyaya bir kefenle gidileceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Nereye götüreceksin bunları. Ama emin olun bunlar kefene cep yapacaklar. Bunların özel bir yeşil merakı var. Üzülerek söylüyorum bu dolar yeşili merakı.” şeklinde konuştu.

“DEVLET BÖYLE YÖNETİLMEZ”

“Devlet böyle yönetilmez. Kul hakkını korumak, şeffaflık gerekir. 76 milyonun geleceğinden sorumludur devlet yönetenler.” diyen Kılıçdaroğlu, “Birlik içinde, kutuplaşmaya izin vermeden yönetirler. Herkesi kucaklamak zorundadır kendisine oy versin vermesin. Özgürlüğe önem verir devleti yönetenler. Eğer hukukun alınını siyaset belirlerse orada demokrasi olmaz. Biz hukukun üstünlüğünü savunmalıyız. Şeffaf olun diyor, şeffaf değiller. AKP’ye oy veren yurttaşlarıma da sesleniyorum. Türkiye’yi kirlilikten arındıralım, tertemiz yeni bir Türkiye kuralım. Siyasi partilerle kirli pazarlıkla içine giren iş dünyası önce kendine zarar verir. Siz etrafınıza temiz iş adamlarını alın. Üreten, çalışan temiz iş adamlarına sahip çıkacağız. Üretecek, istihdam yaratacak, çağdaş uygarlık düzeyine çıkartacaklar. Biz birlik içnde, varlık içinde olmalı, özgür ve kardeşçe yaşamalıyız. Yatağa hiç bir çocuk aç girmesin, her ailenin sosyal güvencesi olsun. Partilerimiz, düşüncelerimiz farklı olabilir ama ülkemiz için çalışmalıyız. Özgür bir biçimde yaşamalıyız. Kimse kimseyi ötekileştirmemeli. Herkesin inancına saygı göstermeliyiz.” dedi.

cihan