Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Paz 20°C
Pts 23°C
Sal 24°C
Çar 22°C

“KİMYA ÖDÜLÜNÜ BEKLEMİYORDUM”

“KİMYA ÖDÜLÜNÜ BEKLEMİYORDUM”
08/10/2015 09:02
A+
A-

Nobel Ödüllü Türk Prof. Sancar, Ben Türküm, Türk

Nobeli alan Aziz Sancar, “BBC’nin bana sorduğu ilk soru, ‘Siz Arap mısınız?’ oldu. Ben de ‘Türküm, o kadar. Mardin’de, Kars’ta da doğmuşsam ben Türküm’ dedim.” dedi.

İçveç Kraliyet Bilim Akademisi tarafından Nobel Kimya Ödülü’ne layık görülen Prof. Dr. Aziz Sancar, yıllarca verdiği emeklerin ardından ödüle layık görülmekten büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, “En çok ülkem için sevindim. Türkiye’ye bilim lazım, güç durumdan çıkıp Avrupa düzeyine varılması için bilim gerekli. O yönden katkı sunduğum için de çok sevinçliyim” dedi.

İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin telefon ettiğini aktaran Sancar, “Bana ‘Arap mısınız, kısmen mi Türk’sünüz’ diye sorarak saygısızlık yaptılar. BBC’ye söyledim, ‘Arapça konuşmuyorum, Kürtçe konuşmuyorum, ben Türküm’ dedim. Güneydoğulu olunca bundan kaçamıyorsunuz ama kendimi öyle biliyorum, BBC’ye de söyledim size de öyle söylüyorum” diye konuştu.

“BEN UYURKEN ARAYIP HABER VERDİLER”

Chapel Hill kasabasındaki Kuzey Carolina Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü’nde çalışmalarını sürdüren Sancar, büyük ödül sonrası duygularını laboratuvarında Anadolu Ajansı muhabiriyle paylaştı.

Sabah saat 5’te gelen telefona eşinin yanıt verdiğini ifade eden Sancar, telefondaki kişinin Stockholm’den aradıklarını ve çok önemli bir telefon görüşmesi yapmak istediklerini söylediğini, eşinin de kendisini şaşkınlıkla uyandırdığını anlattı.

Sancar, eşi Gwen’in Stockholm’den aradıklarını söylemesini o anda algılayamadığını belirterek, “Uyandım, telefona gittim, bana Nobel Kimya Ödülü’nü aldığımı söylediler. Ben de uykulu biçimde, gerektiği şekilde teşekkür etmeye çalıştım” dedi.

Kendisine haberi veren kişinin ödülü kimlerin kazandığını yarım saat içinde de basına bildireceklerini aktardığını kaydeden Sancar, hazırlanarak hemen laboratuvarına geldiğini dile getirdi.

“KİMYA ÖDÜLÜNÜ BEKLEMİYORDUM”

Ödülü açıkçası bu yıl beklemediğini aktaran Sancar, daha çok tıp ağırlıklı araştırmalara odaklandığını, dolayısıyla kimya alanında bir ödülü beklemediğini söyledi. Sancar, “Ancak çalışmalarımın hem tıp yönü hem de kimya yönü var. Tıp ödülünü alacağımı düşünüyordum. Fakat o ödül iki gün önce verildiği için, artık olmaz diye düşünüyordum. Dolayısıyla bu kimya ödülünü beklemiyordum. Biraz sürpriz oldu” diye konuştu.

“EN ÇOK MEMLEKETİM İÇİN SEVİNDİM”

Sancar, bu yıl olmasa bile bir gün bu ödülü alacağını bildiğini dile getirerek, “Yaptığım katkılardan dolayı bu ödülü alacağımı evet biliyordum” ifadesini kullandı.

Ödülü almaktan büyük onur duyduğunu belirten Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Benim için, yaptığım araştırmalar, verdiğim onca emek için tabii ki büyük memnuniyet verici bir ödül. Ayrıca ailem için sevindim. Çünkü büyük bir aileyiz. Sekiz öz, iki üvey kardeşim var. Onlar için tabi çok sevindim. Fakat en çok memleketim için sevindim. Çünkü Türkiye için bence bilim lazım, Türkiye’nin kalkınması için, bu güç durumdan çıkıp Avrupa düzeyine varması için bilim gerekli. O yönden katkı sunduğum için çok sevinçliyim.”

Türkiye’den devlet büyüklerinin kendilerini aradığını ve tebrik ettikleri bilgisini veren Sancar, “Türkiye’den sağolsunlar çok arayan oldu. Başbakan Ahmet Davutoğlu aradı, konuştum çok memnun oldum. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan aradı ancak o anda maalesef iletişim kuramadık. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu aradı” dedi.

“BEN TÜRKÜM O KADAR”

Ödülü aldığının duyurulmasından sonra kendisine dünyanın birçok medya kuruluşundan ulaştıklarını ve bundan memnuniyet duyduğunu belirten Sancar, ancak bazı medya organlarının sorularından ve sosyal medyada kendisinin kökenine ilişkin yorumlardan rahatsızlık duyduğunu dile getirdi.

İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin telefon ettiğini aktaran Sancar, “Bana ‘Arap mısınız, kısmen mi Türk’sünüz’ diye sorarak saygısızlık yaptılar. BBC’ye söyledim, ‘Arapça konuşmuyorum, Kürtçe konuşmuyorum, ben Türküm’ dedim. Güneydoğulu olunca bundan kaçamıyorsunuz ama kendimi öyle biliyorum, BBC’ye de söyledim size de öyle söylüyorum” diye konuştu.

Sancar, “BBC’nin bana sorduğu ilk soru, ‘Siz Arap mısınız?’ oldu. Ben Türküm, o kadar. Mardin’de doğmuşsam, Cizre’de de doğmuşsam, Kars’ta da doğmuşsam ben Türküm” dedi.

ÖDÜL GETİREN ÇALIŞMA

Kendisini ödüle götüren çalışması hakkında da bilgi veren Sancar, şunları kaydetti:

“DNA onarımı insanı kansere karşı korumakta önemli. Çünkü kanser yapan etkenlerin çoğu DNA’yı bozuyor ve o yolla kansere sebep oluyor. Biz, ‘DNA kendini nasıl onarıyor, hücreler kendini nasıl kansere karşı müdafaa ediyor’, bunu aydınlattık. Ayrıca bu DNA onarımının bir de kanser tedavisi için önemi var. Çünkü kanseri tedavi etmek için kullanılan ilaçların çoğu, kanser hücrelerinin DNA’sını tahrip ediyor ve kanser hücreleri onu tamir etmeye çalışıyor. Biz de orada girişim yapıp kanser ilaçlarının daha etkili olmasına çalışıyoruz.”

Sancar, çalışmalarının hastalara ulaşmasının zaman alacağına işaret ederek, “Şimdilik tedavi bakımından bu mümkün değil. Ancak koruma bakımından yaptığımız araştırmaların önemi var” değerlendirmesinde bulundu.

“ONARIM HARİTASINI ÇIKARDIK”

Devam eden önemli başka çalışmaları olduğuna da değinen Sancar, sözlerine şöyle devam etti:

“Ben Nobel ödülünü DNA onarımı konusunda aldım. Bir de gündelik uyku düzenimizi, sağlık düzenimizi ayarlayan içimizde bir saat var. O saatin mekanizması üzerinde çalışıyorum. Bunların arasındaki bağlantıyı buldum. İkisinin bağlantısı da hem insanları kanserden kurtarmak hem de tedaviyi daha etkili kılmak için çalışıyoruz. Mayıs ayında bütün DNA genomunun onarım haritasını çizdik. Bunun tedavi için önemli bir gelişme olduğunu düşünüyoruz. Onu geliştirmeye çalışıyoruz. Bu içimizde bulunduğunu söylediğimiz saat mekanizması üzerinde çalışan bir sürü bilim adamı var. Bu saat, dört gen tarafından kontrol edilir ve bir genini biz keşfettik. Ben bu Nobel’i, ya DNA onarımı ya da bu saat mekanizması üzerine alırım diye düşünüyordum.”

“İNANMAK OLDUKÇA GÜÇTÜ”

Sancar gibi Kuzey Carolina Üniversitesi’nde Biyokimya ve Biyofizik Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapan eşi Gwen Sancar da sabah saatlerinde gelen telefonla büyük sevinç yaşadıklarını söyledi. Gwen, duygularını şöyle paylaştı:

“Bugün sabah saat 5 sularında telefon çaldı. Ben açtım. Aziz ile görüşmek istediklerini söylediler. Ben de şu anda saatin sabah 5 olduğunun farkında olup olmadıklarını sordum. Onlar da çok önemli bir telefon görüşmesi olduğunu ifade ettiler. Stockholm’den aradıklarını söylediklerinde ben anladım ne olduğunu tabi. Hemen Aziz’i uyandırdım. Telefonda ödülü kabul edip etmediğini, Stockholm’e gelip gelemeyeceklerini sordular. Görüşme sonrası Aziz’le oturduk ve bir süre birbirimize baktık. Bu gerçek mi diye düşündük, inanmak oldukça güçtü. İkimiz de çok mutlu olduk.”