Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Paz 20°C
Pts 22°C
Sal 24°C
Çar 22°C

KURTULMUŞ GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI

KURTULMUŞ GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI
07/01/2016 13:24
A+
A-

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İnternet Medyası Derneği yönetim kurulu üyelerini, Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi’nde kabul etti.

BAŞBAKAN Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nde bazı internet medya temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantıdan önce habercilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, “Türkiye’nin yönetilemez olmaktan çıkarılması lazım. Bunun yollarından birisi, etkin bir yürütmenin sağlanmasıdır. Etkin yürütmenin sağlanmasının bize göre en önemli araçlarından birisiyse başkanlık sistemidir” dedi.

SİYASETİN ÖZGÜR OLMASI LAZIM

Güneydoğu’daki terör olaylarıyla ilgili bir soruya yanıt veren ve ‘hendek siyaseti’ni eleştiren Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, medyanın özgür olmasının birinci şart olması gibi siyasetin de birinci şartının özgür olması gerektiğini belirtti . Kurtulmuş, “Ama siyasetin özgür olması demek, milletin oylarıyla seçilmiş yerel yöneticilerin, milletin aleyhine hendekler kazmasına cevaz vermek değildir. Bu insanlar belediye başkanı olsunlar, milletvekili olsunlar, milletin oylarıyla geldiler. Siyasi temsil itibariyle gerçekten önemli bir fonksiyon icra ediyorlar. Yöresindeki halkın oylarıyla belediye başkanı seçiliyorlar. Vazifeleri halkına hizmet götürmektir. Hangi ildeyse, hangi ilçedeyse oradaki yerel yönetimlerin yapması gereken işler neyse onları yapmaktır”diye konuştu.

GEREKLİ TEDBİRLER ALINIR

“Hiçbir yerel yönetimin hendek kazmak gibi bir görevi yok” diyen Kurtulmuş, “Hiçbir yerel yönetimin hendek kazanlara destek vererek, bu hendeklerin içerisine mayınlar döşenmesi gibi bir görevi yok. Bunlar tam tersine milletin kendilerine verdikleri oylara ihanet etmektir. Bu belediye başkanlarını oraya getirenler, bunlar yapılsın diye oy vermedi. Belediye bana daha çok iş versin diye oy verdi. Önce bu kendi seçmenlerinin beklentisi değildir. Arkasından bu hiçbir demokraside hak olamaz. Bütün demokratik kurumların birinci şartı kendisini kısıtlayan yasalar çerçevesinde millete hizmet etmektir. Bunu yapmayıp da birileri hendeklerin üzerine mayınların, bombaların yerleştirilmesine müsaade ediyorlarsa, bu asla demokratik hak değildir. Asla demokratik özgürlük olarak kabul edilemez. Bunlar ilgili ortaya çıkan sonuçlara göre gerekli adımlar atılır, gerekli tedbirler alınır. Bunun demokratik bir hak olmadığını, demokratik haklarının bütününü bozan bir eylem olduğunu milletimizin görmesi lazım” diye konuştu.

HERKESİ DİNLEMEYE HAZIRIZ

Bugün kendilerine ” Barış heyeti” adını veren bir grubun kendisini ziyaret edeceğini hatırlatan Kurtulmuş, ” Biz Türkiye’de şuandaki terör ortamının ahrazi bir ortam olduğu kanaatindeyiz. Bu sürecin devam etmesini asla istemeyiz. Ama kusura bakmasın terör örgütü de millete karşı bu ihanet eylemlerini sürdürürken, bunlara da devlet olarak, ülkeyi yöneten sorumluluk sahibi insanlar olarak seyirci kalamayız. Türkiye’de terör örgütünün bütünüyle, Türkiye’nin her şehrinden, her noktasından temizlenmesi, Türkiye’nin selameti, barışı, huzuru için şarttır. Öncelikli olarak bunun sağlanmasını el birliğiyle temin edeceğiz. Güvenlik kuvvetlerimiz büyük bir koordinasyon içinde bunu sürdürüyor. Ama Türkiye’de bu sorunun çözülmesi sadece güvenlik tedbirleriyle ele alınabilecek bir konu değildir. Bunun da bilincindeyiz. Bunun için de bu ülkede barış nasıl sağlanır. Kardeşlik kıyamete kadar nasıl sürdürülür, bununla ilgili kimin hangi sözü varsa, Bir cümle söz söyleyecek kim varsa, herkesin sözünü dinlemeye, herkesin bu memlekette esenliğin, kardeşliğin, barışın sağlanması için ortaya koyacakları perspektifleri dinlemeye hazır olduğumuzu ifade ediyoruz. Bütün toplumsal kesimlerin Türkiye’de bundan sonra milli birlik ve kardeşliğin sağlanması için katkı sunmaya çağırıyoruz. Bütün gruplarla, sözü olan herkesle görüşmeye ve Türkiye’nin birlik ve kardeşliğini sağlayacak perspektifi daha da çoğaltmaya kararlı olduğumuzu ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yeni Anayasa çalışmaları kapsamında görüşmüş olmasının çok önemli olduğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ” Büyük oranda sürece ilişkin bir mutabakat sağlanmıştır. Öncelikli olarak 3 partinin ittifak ettiği nokta şurasıdır;Türkiye artık 12 Eylül anayasasıyla yönetilemez. Bu dar gömleği, bu deli gömleğini Türkiye fırlatıp atmak, çöp tenekesine atmak zorundadır. 12 Eylül cunta mantığıyla hazırlanmış Anayasayı değiştirmek bu parlamentonun vazifesidir” dedi.

“Bir anayasa değişikliğinden bahsetmediklerini baştan beri bu anti demokratik ruhu değiştirecek yeni bir anayasaya ihtiyaç var” dediklerini söyleyen Kurtulmuş, “Bu Anayasa’da toplumun bütün kesimlerinin katılımını sağlamakta kararlıyız. Her konuyu tartışırız. Hiçbir rezervimiz, hiçbir önyargımız yoktur. Ama biz kendi görüşlerimizi de netleştirmiş olan bir siyasi partiyiz” diye konuştu.

12 EYLÜL ANAYASASI MİLLETİ KISITLAMIŞTIR

12 Eylül anayasasının en büyük arızalarından birinin milleti değil, devleti esas olması olduğunu söyleyen Kurtulmuş, ” Yani milletin ne yapacağı belli olmaz. Milletin önüne sandığı koyalım ama bu sandıklar gelirse millet, davulcuya zurnacıya varır. Onun için bunu garanti altına alalım diye bürokratik oligarşinin mekanizmalarıyla milleti kısıtlamıştır” diye konuştu.

ŞAHISLARIN HİÇBİRİ VE KURUMLAR BAKİ DEĞİLDİR

12 Eylül Anayasasında güçler ayrılığı prensibinin, güçler çatışması olarak kurgulandığını öne süren Kurtulmuş, ” Biz ciddi bir güçler ayrılığı ilkesini ortaya koymak durumundayız, Türkiye’nin yönetilemez olmasından çıkarılması lazım. Bunun yollarından birisi, etkin bir yürütmenin sağlanmasıdır. Etkin yürütmenin sağlanmasının bize göre en önemli araçlarından birisiyse başkanlık sistemidir. Başkanlık sistemini biz ne Ak Parti böyle istediği için ne de herhangi bir şahsın, şu anda sayın Cumhurbaşkanımızın ismiyle özdeşleştirildiği için söylüyorum, Cumhurbaşkanımızın şahsıyla ilgili bunu konuşmuyoruz. Şahısların hiçbiri ve kurumlar baki değildir. Baki olan bu millettir. Bu millet kıyamete kadar yaşayacak. İsteriz ki, Türkiye daha iyi yönetilebilen yönetim mekanizmasına sahip olsun. Bunun da Anayasal güvenceleri sağlansın”şeklinde konuştu.

HİÇBİR PARTİNİN ANAYASASI OLMAZ

Başkanlık sisteminin çok iyi denetlenebilir olduğu bir takım kontrol mekanizmalarının oluşturulması gerektiğini söyleyen Kurtulmuş sözlerin şöyle sürdürdü: Bunu ortaya koyarsak hem milleti tam manasıyla egemen kılmış oluruz, hem millet egemenliği önündeki bütün kurum ve kuruluşları tasfiye etmiş oluruz. Bu anlamda etkin bir yürütme sistemi ve bunun araçlarında birisi olan Başkanlık sistemiyle çok hızlı karar alan, aldığı her kararı da sorumlu bir şekilde hesabını veren bir yönetim mekanizmasını kurmuş oluruz. Bizim bu konularla ilgili hiçbir rezervimiz yok. ön yargımız yok. Neyi, niçin istediğimizi biliyoruz.Milletimizle de bunları paylaşacağız. Niye başkanlık sistemi istiyoruz? Niye 12 Eylül sisteminin değişmesini istiyoruz ? Niye Türkiye’de sadece sadece milletin egemen olduğu bir sistemi kurmak istiyoruz. Bunları açıkça milletimizle paylaşacağız. Milletin egemen olduğu bir sistem nasıl kurulur ? Bunu hep birlikte konuşacağız. Herkes eteklerindeki taşları dökecek. Burada hiçbir partinin Anayasası olmaz. Bütün vatandaşlarını özgür ve eşit kabul eden bir Anayasayı ortaya kayacağız. Bu Anayasayı bu parlamento içerisinden çıkarmak zorundayız.

DHA