Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Paz 20°C
Pts 22°C
Sal 24°C
Çar 22°C

LALE’LERE 400 BİN LİRA

LALE’LERE 400 BİN LİRA
22/01/2015 03:31
A+
A-

Mimarlar Odası, Atatürk Orman Çiftliği’nde inşa edilen Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın çiçeklerinin mevsimlik maliyetinin 400 bin lirayı bulduğunu iddia etti.

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, düzenlediği basın toplantısında “91 yıllık Cumhuriyetin mimarları ve bilim insanları olarak bu lalelerin peşine düştük, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın lalelerinin maliyetini ve tohumunu araştırdık. Lale soğanlarının tohumları muhtemelen İsrail’den. Tohumuna para sayıyoruz. Kendi tohumunu koruyamayan, muhtemelen İsrail tohumu olan laleler dikiliyor. Atatürk Orman Çiftliği’nin kuruluş ilkelerinin tarım laboratuarı olmasının ne kadar anlamlı olduğu ortada, ülkemizin bitki ve sebze tohumlarının yüzde 90’ı yurtdışından geliyor, tohumlarımızın gen haritaları çıkartılarak, kaçırılıyor ve bunların hepsi bu hükümet zamanında oldu, tohumlar İsrail’den mi açıklasınlar” dedi.

“TOHUMLAR İSRAİL’DEN Mİ, AÇIKLASINLAR”

İsrail tohumu olan lalelerin dikildiğini savunan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Candan, “Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda mevsimlik bitkiler arasında lale ve benzeri 8 çeşit soğanlı bitki türü var. Erken bahar döneminde dikilen bu laleler ve soğanlı bitkilerin sayısının yaklaşık 100 bin civarında olduğunu tespit ettik.

Toprağın hazırlanması bakımı ve dikimi ile lale ve soğanlı bitkilerin tanesi 4 bin lira civarında.Yani bir mevsimde Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın lale giderleri 400 bin lira. Her mevsimde değişen bitki çeşitleri ile toplamda karşımıza 1 milyon 600 bin liralık maliyet çıkıyor. Lale soğanlarının tohumları muhtemelen İsrail’den. Tohumuna para sayıyoruz.

Ülkeyi bu hale getirdiler. Kendi tohumunu koruyamayan, muhtemelen İsrail tohumu olan laleler dikiliyor. Atatürk Orman Çiftliği’nin kuruluş ilkelerinin tarım laboratuarı olmasının ne kadar anlamlı olduğu ortada, ülkemizin bitki ve sebze tohumlarının %90’ı yurtdışından geliyor, tohumlarımızın gen haritaları çıkartılarak, kaçırılıyor ve bunların hepsi bu hükümet zamanında oldu, tohumlar İsrail’den mi açıklasınlar” ifadelerini kullandı.

“OSMANLI LALESİNİ KENDİ ÜRETİYORDU”

Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre Candan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “AKP hükümeti 2006 yılında tohumculuk kanunu çıkararak ülkemizde tohumların uluslararası sermayenin ve yerli temsilcilerinin kontrolüne girmesini sağladı. Dünyada tohumun patronu olan ülkenin İsrail olduğu biliniyor. Erzurum’da karayazı ilçesinde 57 adet lale soğanı yetiştirilirken kanser araştırması yapmak için , bir anda laleler kayboluyor, tohumlarımız çalınıyor.

Sebze ve bitkilerde genetiği ile oynanmış hibrit tohum kullanılıyor, Hibrit tohum tek döl verir tohum vermez. İsrail bu süreçle ilgileniyor. Bu da önemli bir dünya pazarına yol açıyor, Ülkemizdeki tohumların yüzde 90’ının yurtdışından geldiğini umanlar açıklıyor. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki bitkilerin de hibrit olma ihtimali yüksek.

Atatürk Orman Çiftliği’nin kuruluşu bir tarım laboratuarı olmasıdır. Ülkesinin tohumuna sebzesine sahip çıkan, üretim yapan bir Cumhuriyeti 91 yıllık reklam arası diyenlerin lale tohumları nerden geliyor, kökeni neresi bir baksınlar. Lale’nin Anavatanı Anadolu’dur. Anadolu’da lale sarığa benzetildiği için tulip denmiş tulippa olarak ismi yerleşmiştir. 10 milyar Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na değil de AOÇ’nin tarım laboratuarı olmasına harcasalardı. Lale tohumlarını başka ülkelerden veya İsrail’den almayacaklardı. Osmanlı hayranlığı ile bunu açıklayamazlar, Osmanlı lalesini kendi üretiyordu”