MEVZU FOTOĞRAF YAYINLAMAK DEĞİL İÇERİĞİNİ DOLDURMAK!

Oysa MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin hiçbir fotoğrafı HDP binasında, ya da MHP binasında HDP’lilerle yapılan bir toplantıya, bir anlaşmanın, sözleşmenin içeriğine ait değildir. Toplam 3-4 tane olan fotoğrafın hepsinde de HDP’liler önlerini ilikleyerek, sabit bir şekilde yerinde duran MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin yanına çok saygılı bir şekilde gelip, sadece elini sıkmalarından oluşmaktadır. Hepsinde de sadece saniyeler söz konusudur. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin PKK’ya taviz verdiği Dolmabahçe mutabakatı gibi olacak bir tane görüşmesi yoktur. Olması da mümkün değildir. Başbuğ Alparslan Türkeş’ten MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye uzanan çizgide hep sağduyu Ülkücü Hareketin tüm davranışlarına hâkim olmuştur. Ama MHP bölücülükle mücadelede tarihi boyunca hiç taviz vermemiştir.

Ortadoğu Gazetesindeki yazılarımı yıllardır fotoğraflı ve gazete kupürlü görsel anlamda beslemekteyim. Görsellik yazıyı her zaman etkili kılmaktadır. Yazılar fotoğrafa, fotoğraflar yazıya uygun olmazsa, o zaman ne yazının ne de fotoğrafın bir anlamı olur. Bazen yazılarım içinde kullandığım fotoğraflar için tepki almaktayım.

Kimi zaman Recep Tayyip Erdoğan hayranları, kimi zaman AKP’liler, kimi zaman Ulusalcılar, kimi zamanda içimizde muhalif olduğunu söyleyenler MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin HDP’lilerle el sıkışırken fotoğraflarını göndererek kendilerince tepki göstermektedir. Oysa MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin hiçbir fotoğrafı HDP binasında, ya da MHP binasında HDP’lilerle yapılan bir toplantıya, bir anlaşmanın, sözleşmenin içeriğine ait değildir. Toplam 3-4 tane olan fotoğrafın hepsinde de HDP’liler önlerini ilikleyerek, sabit bir şekilde yerinde duran MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin yanına çok saygılı bir şekilde gelip, sadece elini sıkmalarından oluşmaktadır. Hepsinde de sadece saniyeler söz konusudur. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin PKK’ya taviz verdiği Dolmabahçe mutabakatı gibi olacak bir tane görüşmesi yoktur. Olması da mümkün değildir. Başbuğ Alparslan Türkeş’ten MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye uzanan çizgide hep sağduyu Ülkücü Hareketin tüm davranışlarına hâkim olmuştur. Ama MHP bölücülükle mücadelede tarihi boyunca hiç taviz vermemiştir.

Mesela Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in Leyla Zana ile geçmişte yaptığı görüşme buna çok büyük örnektir. Faruk Bildirici bu görüşmeyi Leyla Zana’nın hayatını anlattığı ‘Yemin Gecesi’ isimli şöyle anlatmıştı:

1992 yılının olaylı geçen Nevruz Kutlamalarıyla beraber Türkiye’de siyasi tansiyon iyice yükselmiş ve HEP’e karşı ciddi bir toplumsal muhalefet yükselmişti. 21 Mart kutlamalarına tepki olarak ülkenin Batısında Türkler ve Kürtler arasında ciddi gerginlik yaşanıyordu. Fethiye’de çatışmalarda şehit olan bir Yüzbaşının cenazesinde çıkan olaylar gerginliğin had safhaya ulaştığını gösteriyordu. Toplum yükselen tansiyonla her an patlamaya hazır barut fıçısına dönmüştü. Olayları yerinde incelemek üzere Fethiye’ye giden HEP heyeti yaptığı incelemeler sonucunda ‘Türk-Kürt çatışması ihtimaline’ dikkat çeken bir rapor hazırlamış ve gelişmeyi parti liderlerine anlatmaya karar vermişti.

Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel HEP’lilerin son olaylarla ilgili görüşme taleplerini reddederken, heyet Erdal İnönü, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Mesut Yılmaz ve Alparslan Türkeş’le görüştü. HEP heyetinde Genel Başkan Feridun Yazar, Ahmet Türk, Orhan Doğan, Mahmut Kılınç ve Leyla Zana yer alıyordu.

HEP heyetinin en ilginç görüşmesi MHP lideri Alparslan Türkeş’le oldu. Randevu alma konusunda yaşanan tereddüt Türkeş’le yapılan görüşmede yerini sıcak bir atmosfere bırakmıştı. Yarım saatlik randevu bir buçuk saate uzamış ve Türkeş HEP’lilerle yakından ilgilenmişti. Türkeş sohbet boyunca, daha çok kızım dediği Leyla Zana’yı muhatap aldı ve Türklerle Kürtlerin kardeşliğinden bahsetti. Türkeş heyete ‘…biz 900 yıldır kardeşiz. Benim yeğenlerim Kürt’tür. Kız kardeşim Kürt’le evli. Bizim birbirimizden ayrılmamız mümkün değildir.’ diyerek heyeti rahatlatan bir konuşma yaptı.”

Türkeş ülkede yükselen toplumsal gerilim hakkında ise “Bu ülke Türk-Kürt çatışmasıyla bölünür. Kürtlere karşı reaksiyonun ülkücülerden geleceği hesaplanıyor. Ben tabanıma hâkimim ve sözümü geçiriyorum. Sizde tabanınıza hâkim olun. Bu tür çatışmaları elbirliğiyle engelleyelim. Size telefon numaramı veriyorum. Eğer bir olay çıkarsa öncelikle beni arayın. Yirmi dört saat arayabilirsiniz. Bize düşen Türkiye’yi dış güçlerin müdahale edebilecekleri bir iç savaş alanı olmaktan çıkarmaktır.” 

Türkeş’in bu olumlu ve sıcak tavrı HEP’lilerde şaşkınlıkla karşılanırken, Türkeş’in heyeti kapıya kadar uğurlaması tam bir sürpriz oldu. Bu görüşmeden sonra Fethiye ve Alanya’daki olaylar son buldu ve toplumsal tansiyon düştü. “

***

Şimdi bu görüşmeye ve habere bakarak kim “Başbuğ Alparslan Türkeş PKK’ya taviz verdi”diye yorumda bulunabilir? Başbuğ Türkeş’in hangi gün PKK’ya taviz verdiğini gördünüz?

Ama PKK ile görüşen AKP’nin PKK’ya verdiği binlerce taviz gösterebiliriz.

Bu görüşmeyi yapan Başbuğ Alparslan Türkeş aynı kişilere bölücülükte ısrar edince gün gelmiş“Vatanın bütünlüğü için kan dökeriz.! Canımızı feda ederiz.! Kendinizi düzeltin .! Meclisi terk edin.!..” diye milyonların önünde haykırmıştır.

Gün gelmiş MHP Lideri Devlet Bahçeli’de, Başbakan yardımcısı olduğu 57.Hükümet dönemi HADEP’li Diyarbakır Belediye Başkanını alkışlamıştır.  MHP Lideri Devlet Bahçeli 5 Eylül 2000 tarihinde Diyarbakır’da gerçekleşen “Bölgesel Kalkınma Toplantısı’na” katılmış ve devletin bu resmi toplantısına dönemin HADEP’li Belediye Başkanı Feridun Çelik’te katılmıştı. MHP’nin sağladığı otorite sayesinde Diyarbakır’ın Büyükşehir Belediye Başkanı Feridun Çelik, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin huzurunda “Üniter yapının korunmasından, vatanın bölünmezliği” konuşması yapmış, Devlet Bahçeli’de onu alkışlamıştı. Daha sonra HADEP’li Belediye Başkanını neden alkışladığı konusuna açıklık getiren MHP lideri Devlet Bahçeli ise, “Orada iyi şeyler söyledi. Üniter devletten yana olduklarını, devletin bütünlüğünden yana olduklarını söyledi. Ben devletin bütünlüğünü savunan herkesi alkışlarım” demişti.(08/09/2000- Ertuğrul Özkök-Hürriyet)

MHP Lideri Devlet Bahçeli karşısında Diyarbakır’ın HADEP’li Belediye Başkanı bu duruşu sergilerken, bir başka Diyarbakır Belediye Başkanı olan Osman Baydemir devlete ve AKP’ye sövmüş, onun hesabını bile AKP soramamıştır.

O günlerdeki partilerin uzantısı olan HDP bugün PKK’nın partisi olmakta ısrar etmekte, teröre açıkça destek vermektedir. O yüzden MHP Lideri Devlet Bahçeli’de onları yok saymakta ve geçtiğimiz gün “HDP’li provokatörler hakkında hukuk ve Meclis gereğini derhal yapmalıdır. Fezlekeler bekletilmemeli, dokunulmazlıkların kaldırılmasından parti kapatmaya kadar her seçenek masaya koyulmalıdır. İnancımız odur ki, Kürt kökenli hiçbir kardeşim bu oyuna gelmeyecek, PKK’nın tuzağına düşmeyecektir.” çağrısını yetkililere ve kamuoyuna yapmıştır.

Tekrar MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin HDP’lilerle el sıkışırken olan fotoğrafları üzerinden propaganda yapanlara dönecek olursak, el sıkışma sonrası MHP Lideri Devlet Bahçeli “Bir taraftan el sıkarken, diğer el ile Mehmetçiğe kurşun sıkılmasına asla tahammülümüzün olamayacağını da huzurlarınızda açıkça ifade etmek istiyorum. “ demişti. Devlet Bahçeli bölücülük yapan HDP’lilere de hiçbir zaman tahammül etmemiştir. O ilk el sıkışması sonrası da meclisten atılmaları için önerge verende MHP idi, bugünde aynı duruşu sergileyen MHP’dir.

HDP’yi Öcalan ile birlikte kuran AKP’liler, o fotoğrafları kara propaganda için kullanıyor, bunu anlıyoruz da… Kendine “MHP’liyim, Ülkücüyüm” diyenlerin bu fotoğrafları kullanmalarını anlamak mümkün değildir. Saniyelik el sıkışma ile sağlayacağınız fayda nedir? MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin PKK’ya verdiği bir tane taviz varsa, buyurun o fotoğraflarla birlikte düşüncelerinizi güçlendirin!

Geçen gün MHP’de kongre tartışmaları çerçevesinde, Meral Akşener’in siyasi hayatında olan savrulmaları dair, DYP’li, ANAP’lı, AKP’li günlerini göstermek için yazılarım içinde fotoğraf yayınladığımda, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin HDP’lilerle olan fotoğraflarını yayınlayarak “Hadi buna cevap ver” diyenler… Devlet Bahçeli hiçbir zaman HDP’li yönetici, HDP’li bakan, HDP’yi kuran olmamıştır. Bu nasıl bir zekâ halidir?

Birinde fiziken ve ruhen o partilerde bulunan birisi var. Diğerinde ise sadece saniyeler süren bir el sıkışma hali…

“Uzun süredir DYP’yi bırakıp başka bir partiye geçeceğim yolunda spekülasyonlar yapılıyor. Ben 1993 yılı Kasımında DYP’ye üye olup nikâh kıydım. Benim nikâhım “Katolik Nikahı” gibi boşanması olmayan bir nikahtır. DYP üyesi olmayı şeref sayıyorum. Benim evladıma bırakacağım tek miras DYP’dir”  diyen biriyle, MHP kurulduğu günden bu yana MHP’de olan Devlet Bahçeli’yi nasıl eşitleyebiliyorsunuz? Ve alakasız fotoğraflarla, alakasız içerik bulma gayretine giriyorsunuz?

Fotoğraflar içeriği güçlü olduğunda anlamlıdır.

Bizim her yazımızda içerikte güçlüdür, fotoğraflarda… O yüzden kendinizi zorlayarak fitne yaratmayın… MHP’nin Ülkücü çizgisi kim ne yaparsa yapsın kıyamete kadar korunacaktır.

Yıldıray ÇİÇEK