Dolar 32,5470
Euro 34,7468
Altın 2.495,43
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 14°C
Yağmurlu
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 23°C
Sal 22°C

MHP İSTANBUL İL BAŞKAN YARDIMCISI SAYLAĞ’DAN AÇIKLAMA

MHP İSTANBUL İL BAŞKAN YARDIMCISI SAYLAĞ’DAN AÇIKLAMA
29/09/2017 15:11
A+
A-

MHP İSTANBUL İL BAŞKAN YARDIMCISI SAYLAĞ’DAN AÇIKLAMA

MHP İstanbul Kadın ve Aileden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Avukat Gülbeyhan Saylağ, “Mağdur Hakları Kanunu yasa tasarısında çocuk teslimi ve çocukla şahsi ilişki kurulmasına ilişkin düzenleme ve eksikler” hakkında yazılı basın açıklaması yaptı.

Açıklamasında;

“Boşanma davaları esnasında ve dava sonunda belki de dağılan ailenin en çok yıprananı çocuktur. Çocuğun boşanma davası sırasında yıpratılmamasına başta anne ve babalar özen göstermeli hukuk sisteminin eksikliklerin giderilip yıllardır süregelen hatalara son verilmesine uygulamada  görev alan hukukçular  da önayak olmalıdır.

Boşanma davalarında tanık olunan en büyük sorun çocuğun boşanma süreci ve sonrasındaki şahsi ilişki kurulması esnasında yaşadığı sorunlardır.

Boşanma davaları süresince ve boşandıktan sonra velayet kendisinde olmayan anne veya babanın çocuğu ile kişisel ilişki kurmak maksadı ile görüşmesi, kişiler problem yaratmadan boşanmış ise çocuk için sıkıntı yaratılmadan görüşme sağlanır ki  boşanma davalarının büyük bir kısmı problemlidir  bu problem velayet kendisinde olmayanın çocuk ile kişisel ilişki kurmasına da yansır ailenin dağılması ile büyük sorunlar yaşayan çocuk için kişisel ilişki de sorun haline gelir.

Dava esnasında geçici velayet, dava bittikten sonra ise velayet kendisinde olmayan taraf çocuk ile şahsi ilişki kurmak amacı ile haciz yoluna başvurur. Boşanan ve velayeti kendisinde olmayan eş düzenlenen haciz tutanağı ile çocuğunu görebilmektedir.

Bu tutanakta borç kısmına çocuğun teslimi yazılmaktadır. Çocuğunun velayeti boşanan eşte kalan anne veya baba icra müdürlüğüne yolluk , araç ve uzman ücreti yatırması gerekmektedir. Bu da parası olmayanın çocuğunu görememesi anlamına gelmektedir.

Gerçi baroların adli yardım büroları kısmen de olsa bu maddi sorunu çözse de bu yeterli değildir, üstelik burada sadece maddi sorun da yoktur. Çocuğun ve tarafların ruh sağlığının bozulmasına ve çocukta kişilik problemleri  meydana gelmesine sebep olmaktadır.

Haciz tutanağında anne ve baba borçlu veya alacaklı iken borç miktarı kısmında ise “çocuk teslimi” yani çocuk vardır ve çocuk adeta bir mal gibi bir taraftan diğerine teslim edilmektedir. Haciz esnasında anne ve babanın ve hatta varsa diğer aile büyüklerinin tartışmaları ve çocuğun buna tanık olması olayın diğer üzücü yanıdır.

Bu yönde bir yasa çıkarılması gerektiği tarafımca ve ben gibi düşünen özellikle uygulama ile ilgilenen hukukçu arkadaşlarımız tarafında dava dosyalarında sürekli dile getirilmiş bu konu ile ilgili makaleler yazılmıştır.

Bir diğer taraftan bu olayın mağduru olan anne ve babalar konuyu gündeme taşımış nihayetinde TBMM bir komisyon kurulmuştur. Her ne kadar komisyon çalışması esnasında eksiklikler bulunsa da ve komisyon kısıtlı kişiyi dinlese de eksiği ve gediği ile çocuk teslimi MAĞUR HAKLARI KANUNU YASA TASARISINDA 16 madde başlığı altında yerini almıştır.

Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına yönelik sorunların giderilmesi için Mağdur Hakları Kanun yasa tasarısının 16. Maddesi ile yeni düzenlemeye yer verilmiştir. Düzenleme şu şekildedir, düzenlemede eksikler bulunmakta olup, bu eksiklerin giderilmesi sonrasında yasa çıkarılırsa boşanan tarafların ve çocuğun yararına olacaktır.

Giderilmesi gereken eksiklere birkaç başlıkta değinirsek;

1-Tasarının 16/1 maddesinde “Çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulması”na dair ilam veya tedbir kararı, yükümlüsü tarafından rızasıyla yerine getirilmediği takdirde diğer taraf veya vekili, çocuğun oturduğu yer adlî destek ve mağdur hizmetleri müdürlüğüne başvurabilir. Talebi alan müdürlük, teslim yükümlüsüyle irtibat kurarak belirlenen gün ve saatte kararda belirtilen koşullarda, herhangi bir işlem veya ihtara gerek kalmaksızın çocuğun bulunduğu adreste, müdürlükte veya belirlenen başka bir yerde karşı tarafa teslimini ister.” Bu madde de çocuğun bulunduğu adreste teslimi sakıncalı olup boşanan tarafları karşı karşıya getirecek belki şiddet vakalarına sebep olacaktır.

Çocuk için taraflardan biri adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüğüne baş vurmuşsa büyük bir olasılıkla taraflar arasında sorun vardır. O halde çocuğu adres hatta belirlenecek başka bir adres sakıncalıdır. Çocuk kimin yanında bulunuyorsa onun tarafından adli destek ve mağdur hakları müdürlüğüne getirilmeli şahsi ilişki kurmak isteyene burda teslim edilmelidir.

2- Tasarının 16/5 maddesinde “Çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulması sırasında talep eden taraf hazır bulunur. Ancak, adlî destek uzmanı veya görevlendirilen memurun gerekli görmesi halinde bu işlem, talep eden tarafın yokluğunda da yapılabilir.” Bu madde de adli destek uzmanı veya memurun talep eden tarafın bulunması gerekip gerekmediğine karar vermesi sakıncalı bir durumdur. Hazırlanan ve hakime sunulan planda buna değinilerek hakim onayından geçmelidir, yahut yasa da hiç bulunmaması çocuğun daha sonra talep eden tarafa verilmesi şeklinde düzenleme olmalıdır. Talep eden tarafın bulunup bulunmayacağına adli desten uzmanı yahut memurun karar vermesi sakıncalıdır.

3-Tasarının 16/4 maddesinde “Zorla yerine getirme işlemleri adlî destek uzmanları tarafından yürütülür. Adlî destek uzmanı bulunmayan yerlerde bu işlemler, adalet komisyonunca görevlendirilen memurlar tarafından sosyal çalışmacı, pedagog, psikolog veya çocuk gelişimcisi gibi bir uzmanın, bunların bulunmadığı yerlerde bir eğitimcinin hazır bulundurulması suretiyle yerine getirilir. Adlî destek uzmanı veya görevlendirilen memur, bu fıkra kapsamındaki görevlerini yerine getirirken gerekirse kolluktan yardım alabilir. Kolluk birimleri bu konudaki talepleri derhal yerine getirmek zorundadır. Burada yine kolluktan yardım istenmesi adli destek uzmanı ya da memurun iradesine bırakılmıştır, oysa bir zorla getirme mevcut ise bu taraflar arasında sıkıntı olduğunu göstermektedir.”

Maddede zorla yerine getirme söz konusu ise kolluk kuvvetinin zorunlu bulundurulması şeklinde düzenleme ya da hakime sunulan eylem planında kolluk gücünün gidip gitmeyeceği hakim onayına
sunulmalıdır.

4-Yasanın 1 fıkrası hükmü yerine getirilmemiş müdürlükçe bir plan hazırlanacak ise yaşı uygun olan çocuk dinlenerek gerekirse pedegog raporu alınmalıdır. Bu meyanda belkide çocuk haklı bir şekilde talep eden tarafa gösterilmemektedir. Belkide çocuğun teslimi çocuğa zararlı sonular doğuracaktır. En uygun olan aslında anne, baba ve çocuk için pedegog raporudur, bu yapılamıyor ise en azından çocuk için rapor alınabilir.

5-Çocuk ile şahsi diyalog kurmak isteyen büyükanne ve büyükbabanın durumuna açıklık getirilmemiştir. Bunun açıkça belirtilmesi uygulamayı rahatlatacaktır.

6-Bu arada çocuk ile şahsi ilişki kurma sadece anne babaların hakkı olmayıp kanımca çocuk için de bir hak anne ve babalar için de hak olmakla beraber aynı zamanda sorumluluktur. Keyfi bir şekilde çocuk ile ilişki kurmayan anne baba için de bir düzenleme yapılması gerekmektedir.

7-Bu arada tasarıda zorla yerine getirme işleminin adli destek uzmanı tarafından yerine getirileceği belirtilmiş olup tasarının 2 maddesinde Adli destek uzmanı:daire başkanlığı ve müdürlükler bünyesinde psikolog, pedegog ve sosyal çalışmacı olarak çalışan kişiler olduğu belirtilmiştir. Adli destek uzmanı bulunmayan yerlerde ise adalet komisyonunca görevlendirilen memurlar; sosyal çalışmacı, pedegog, psikolog veya çocuk gelişimci gibi bir uzman, bunlarında bulunmaması durumunda ise eğitimcinin hazır bulunması suretiyle yerine getirileceği belirtilmiştir. Eğitimciden ne kastedildiği açıklanmamıştır, matematik ya da resim bölümü mezunu bu işi yapabilecek midir. Eğitimci den ne kastedildiği tanımlanmalı ve konu ile alakadar bölüm mezunları olmalarına dikkat edilmelidir.

Tasarı eksiklikleri giderilerek yasalaşması durumunda faydalı olacağı maddi sıkıntıya dayalı mağduriyetleri gidermenin yanın da özellikle haciz işlemi ile karşı karşıya kalan çocuğun psikolojisi açısından faydalı olacaktır. Eksikler giderilmeden geçmesi durumunda icra ve haciz masraflarından kurtulma dışında bir fayda sağlamayacak olup, tüm kontrol bir uzmana veya memura bırakılırsa telafisi imkansız yeni sorunları beraberinde getirecektir. Temennimiz hukukçuların baroların ve STK’ların eksikleri tespit edip giderilmesi suretiyle tasarının yasalaşma sürecine katkıda bulunması hükümetinde bu görüşleri dikkate alarak yasadaki eksiklikleri gidererek yasayı çıkarmasıdır.

Çünkü yasanın uygulanması çocuklarımızın bir nevi gelecek nesillerimize ya fayda ya da ya da zarar getirecektir. Eksikler giderilmemesi durumunda gelecek nesillerin sıkıntılı olmasına sebep olacaktır, nihayetin ayrılan aile çocukları da toplumun bireyleri olup geleceğimizi inşa edeceklerdir. Bu sağduyu ile eksikleri giderilmiş yasanın çıkmasını temenni eder.
Eksikler giderilip yasa çıkarılırken de hukukumuzun; TÜRK MEDENİ HUKUKU olduğu unutulmamalıdır.” dedi.