Dolar 32,5217
Euro 34,7876
Altın 2.423,00
BİST 9.733,17
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Az Bulutlu
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Per 20°C
Cum 19°C
Cts 18°C
Paz 19°C

MHP Kırşehir Aday Adayları Arasında Vali Farkı

MHP Kırşehir Aday Adayları Arasında Vali Farkı
13/02/2015 23:03 | Son Güncellenme: 13/02/2015 23:33
A+
A-

MHP Kırşehir Aday Adayları Arasında Vali Farkı

Önümüzdeki Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimleri yaklaşırken partilerde aday adayları yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Nitekim yoğun bir aday patlamasına sahne olan MHP Kırşehir’de aday adayları sırayla adaylıklarını açıklamaya başladılar.

 

Bu kapsamda adaylıklarını açıklayanlar arasına 10 Şubat 2015 tarihi itibariyle istifa eden eski Tunceli, şimdi ise Merkez Valisi olan Mustafa ERKAL’da katıldı.

 

Vali Mustafa ERKAL Uzun yıllar sürdürdüğü idarecilikteki deneyimini, bu seferde milletvekili olarak Kırşehir halkına faydalı olup, onların meclisteki temsilcisi olmak adına kolları sıvadı ve MHP Kırşehir İl Başkanlığında düzenlediği bir toplantıyla aday adaylığını kamuoyuna duyurdu.

 

ERKAL, çok sayıda partili ve sivil toplum örgütü temsilcisi ile vatandaşların katıldığı toplantıda şu açıklamayı yaptı.

 

 

    Sayın Başkan, Partimizin çeşitli kademelerinde görevli, daha önce görev almış veya kendisini her zaman görevli sayan dava arkadaşlarım..

  Genleri vatan sevgisiyle örülmüş 15 yaşında bile ülkemizin bütün sorunlarını kendisine dert edinmiş Türklük gurur ve şuuru İslam ahlak ve faziletiyle Türk milletinin teminatı ve geleceği değerli Ülküdaşlarım.

  Uzaktan yakından kararımı kutlamaya gelen değerli konuklar.

  Saygıdeğer hanımefendiler, beyefendiler. Değerli Hemşerilerim. Değerli basın mensupları, hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Allah’ın selamı üzerinize olsun.

 

    Konuşmamda konu başlıklarına kısaca değinecek fazla zamanınızı almayacağım.

  Anadolu toprakları ve özellikle Kırşehir; Ahi Evran-ı Veli, Hacı Bektaş-ı Veli, Caca Bey Yunus Emre, Süleyman Türkmani, Ahmedi Gülşehri, Şeyh Edebali, Aşık Paşa ve yakın tarihimizde Osman Bölükbaşı, Erol Güngör, Mehmet Ali Altın, Şemsi Yastıman, Neşet Ertaş gibi nice değerleri yetiştirmiş ve yetiştirmeye devam etmektedir.

  Başta saydıklarımız aynı zaman devletlerimizin manevi mimarlarıdır. Türk devlet geleneğini İslam’ın hamurunda yoğuran hakkı-hukuku, kul hakkını devletin temeli sayan ve milletimizin ruh dünyasını kimliğini şekillendiren ve insanlığa örnek olan her çağın yol göstericileridir.

 

  Bu nedenle diyoruz ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türk Devlet geleneğine ve ettiği yemine ters düşen açıklamalarını yanlış yerde yapmıştır.

 

    Değerli hemşerilerim.

  Bu seçimlerde sadece vekillerinizi seçmeyecek, aynı zamanda devletimizin parlamenter demokrasi ile mi yoksa Tayyip tipi başkanlık sistemiyle mi, despotizm veya tiranlıkla mı? Yönetileceğine de karar vereceksiniz.

  Sizden tiranlık sistemini isteyenler aynı zamanda Cumhuriyetimizin temel ilkeleri dâhil değiştirecekleri anayasa içinde oy isteyecekler.

  Ülkemizin birliğini bozmayı amaçlayan BOB projesi küresel güçlerin güdümünde eş başkanı marifetiyle gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Ve dolayısıyla sözde çözüm süreci bu seçimlerin ana gündem maddeleri olacaktır.

 

    Bu konuda 10 yıl kadar bölgede görev yapmış biri olarak söyleyeceğim çok şey var ve saatlerce konuşabilirim.

  Burada detayına girmeden tek cümleyle özetlemem gerekirse, O bölgedeki (%85)’lik halkın büyük çoğunluğunun devlet ve milletimizle bir sorunu yok ve kültür, iman ve yaşayış açısından hiç farkımız yok. Sorun, kendisine dost olan çoğunluk yerine, bölücü azınlığı muhatap alan onları destekleyen küresel güçlerin güdümünde; detayından Genelkurmay Başkanının dahi haberinin olmadığı bölünme sürecini ülkemiz toprakları üzerinde pazarlık yaparak sürdüren AKP hükümetindedir ve maalesef bölge halkına senin temsilcin PKK’dır denilmiş olmasıdır.

   Bu gün doğu ve güneydoğuda PKK alan hâkimiyetini ele geçirmiş, kafasındaki devlet modeline göre atamalar yapmakta öz savunma birlikleri dediği çapulcuları şehirlerarası yolları kesip polise askere kimlik sormaya cüret edebilmektedir.

   KCK üst yapılanmasından içeri tıkılan katiller çıkarılan yargı paketleriyle salıverilmiş sanki kendilerine bölmek için yetki verilmiştir.

   Devlet adına görev yapanlar makamlarında hiç bir şey yapmadan seyretmektedirler.  Suç sayılan bu acziyetin suç sayılmaması için AKP hükümeti kanunlar çıkarmıştır.

   Teröriste ‘terörist’ hırsıza ‘hırsız’ bölücüye ‘bölücü’ demek suç sayılmıştır.

 

Yukarıda özet olarak sunduğum nedenlerle Haziran 2015 seçimleri, ülkemizin birliğini, dirliğini, bölünmez bütünlüğünü cumhuriyetimizin temel ilkelerini savunan MHP ile yozlaşmayı yolsuzluğu, ilkesizliği ve bölmeyi parçalamayı, insanlarımızı kamplara ayırmayı, cumhuriyeti tasfiye etmeyi kendine şiar edinmiş AKP arasında geçecektir.

 

    Değerli dava arkadaşlarım..

  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şu ana kadar Türk devlet geleneğinde görülmemiş bir tavırla ettiği yemine ve anayasaya aykırı olarak AKP Genel Başkanlığına soyunmuş ve AKP’yi Cumhurbaşkanlığına tercih etmiştir.

  Bizler aldığımız devlet terbiyesi ve esasen camia olarak Cumhurbaşkanının ve dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı makamının caddede, sokakta siyasetin malzemesi olmasını istemeyiz. Fakat açıktan taraf olan birine sessiz kalmamızda mümkün değildir. Bu nedenle seçim sürecinde aslı dururken gölgesini kimse muhatap almayacak, uzunu varken kısasıyla uğraşmayacaktır.

    Bütün konulara burada değinecek değilim fakat özellikle iki Konudan bahsetmek istiyorum.

   Eğitimde sanki ‘foolbriht komisyonu’ görev yapmaya devam etmektedir.

   Bu komisyon 1949 da Atatürk’ün gerçekten milli eğitimine ABD’nin müdahalesi ile başkanlığını ABD Büyük elçisinin yaptığı 4’ ü Amerikalı 4’ ü sözde Türk 9 kişiden oluşan milleti kimliksizleştirmeyi amaçlayan komisyondur.

    AKP döneminde Türk milleti diye bir millet var mı yok mu diye tartışılmasına, Türkiye Cumhuriyeti denmesinin yanlış olduğunun söylenmesine azınlıklara kimlik kazandırmaya çalışırken Türk kimliğinin yok sayılmasına tepki vermeyen bir toplum haline gelmemiz bu eğitim politikasının sonucudur. Dünyanın herhangi bir ülkesinde kimliğine saldıran bir siyasi parti ancak %5 lik bir oy alabilecekken bizde tersi olmaktadır.

    Bu bir mankurtlaşmada diyebileceğimiz beyin yıkama hadisesi ile gerçekleşmektedir.

    Değinmek istediğim 2. Konu ise sosyal güvenliktir. Sosyal bir devlet olmanın gereği insanlarımıza yapılan yardım veya ödemeler AKP’ nin ve yöneticilerinin kesesinden çıkmış gibi rencide ederek verilmekte ve insanlarımız kendilerine oy verilmezse bu yardımların kesilmesiyle tehdit edilmektedir.

    Kısaca AKP baskı ile fakirden oy almakta ve kendi zenginlerini türetmektedir.

 

    Saygıdeğer katılımcılar değerli basın mensupları.

  MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ yetişmiş kadrolarıyla, ülkemizin gelişip kalkınmasını, dirlik ve bütünlüğünü, refah ve mutluluğunu; Türk dünyasının en azından “fikirde, dilde ve işte birliğini”, Türk İslam Âleminin sancaktarlığını sonsuza kadar sürdürmeyi hedeflemiştir.

  Bunları nasıl gerçekleştireceğimizi MHP seçim beyannamesini esas alarak önümüzdeki seçim sürecinde inşallah sizlerle detaylı olarak paylaşacağız.

 

    Değerli hemşerilerim.

  Birazda özelde Kırşehir’e bakalım.

  İlimizin ekonomisinde, tarım ve hayvancığın payı % 74, ticaretin payı % 14, sanayinin payı % 12’dir.

  Nüfusu her gün biraz daha azalmakta sürekli göç vermektedir. Boşalan köylerde tarım adeta tarlalar boş kalmasın diye yapılmakta çoğu zaman çiftçi ettiği masrafın karşılığını alamamaktadır.

  Sanayi dediğimizde iki fabrika ve küçük işyerleri akla gelmektedir. Uluslararası ölçekte bunlara sanayi değil ancak KOBİ kapsamında iş yerleri demek daha uygundur.

  Merkezdeki sözde 120 sanayi tesisinden ancak 45 kadarı Organize Sanayi Bölgesi içinde diğer 75’i ise OSB’ si dışındadır.

  Kaman OSB’sine 300 hektar yer ayrılmışken 50 hektarı kullanıma açılmış, 42 parselden şu ana kadar sadece iki parsel tahsis edilebilmiştir.

  Mucur OSB’sinin adı var kendisi yoktur.

  Tarih, kültür ve doğal zenginliklerini turizme açamamıştır.

Sahip olduğu termal kaynaklarını tarımda ve turizmde değerlendirememiştir.

  Kızılırmak vadisinde üretimi geliştirememiş su ürünlerini ekonomisine katamamıştır.

  Ekonomisi bu kadar zayıf olunca sporda da bir yere gelinememiştir. Nitekim Yeşil Beyazlı Kırşehir Spor’umuz profesyonel ikinci ligden BAL (Bölgesel Amatör Lig)’ a kadar düşmüştür.

  Sadece futbol değil diğer branşlarda da ekonomimizle uyumlu düşük bir seviyedeyiz. Bu olumsuz durum toplum hayatımızda da aynıdır.

 

    Toplamda Hakkâri’nin Yüksekova’sı, Şırnak’ın Cizre’si kadar yatırımlardan pay almamaktadır. Buna rağmen devletin kurumlarının planladığı yatırımları kendi kerameti gibi sunan politikacıları halkımız kanaatkâr tavırlarıyla minnetle anabilmektedir.

 

Kısaca Kırşehir bozkırın tezenesi kadar garip ve sahipsizdir.

 

    Yukarda saydığımız ve bunlara eklenecek birçok sorunu inşallah toplumun bütün kesimleriyle ortak akılla değerlendirerek birlikte çözmenin gayreti içinde olacağız.

    Değerli hemşerilerim saygıdeğer konuklar basınımızın değerli temsilcileri.

  Meslek hayatımın 20 yılı kaymakam ve vali yardımcısı son 15 yılı ise valilik görevinde geçti. Bu uzun süre içerisinde ülkemizin her bölgesinde her kesim insanımızın dertlerini sorunlarını çözmenin gayreti içinde oldum ve yolu benim olduğum yere düşen hiçbir hemşerimin talebi karşılıksız kalmadı…

 

    Değerli hemşerilerim.

  Önümüzdeki seçimlerde siz destek verir, partimizin yetkili organları da uygun bulursa vekilliğinize talibim.

  Vekilliğim süresince Kırşehir’imizin, Akçakent, Akpınar, Boztepe, Çiçekdağı, Kaman, Mucur ilçelerimiz ile Köseli, Kurancılı, Özbağ beldelerinin yanı sıra 252 köyümüzün hak ettiğini alması için çalışacak genelde Milletimizin ve ideallerimizin savunucusu olmaya devam edeceğim.

 

Politikacının toplum nezdinde ki kötü algısını biliyorum. Esasen politika kelime anlamıyla da çok yüzlü demektir.

Aynı zamanda Politikacı denildiğinde bol yalan söyleyen, gökteki yıldızları vaat eden tiplemeler akla gelmektedir.

   Siyaset ise, inceden inceye düşünen planlayan, uygulayan sonuçlandıran anlamındadır.

   Ben politikacı değil siyasetçi olacağım ve sizlere asla yalan söylemeyeceğim.

   Önümüzdeki Haziran 2015 seçimlerinin ülkemize, milletimize, bütün Türk Dünyasına ve partimize hayırlı olmasını diliyorum.

 

    Sözlerime son verirken bize kapısını açan MHP il teşkilatına, değerli zamanlarından ayırarak kararımı paylaşan ve beni sabırla dinleyen siz dostlarım ile Ülküdaşlarıma ve siz değerli basın mensuplarına sonsuz teşekkür ediyorum.

 

ALLAH (C.C) YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN.

“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!”

 

Harun KILIÇ/ANKARA

CIMG0249