MHP’DEN AKP’LI TAYYAR’A: KENDI FIKIRLERINI KENDINE SAKLA DEDİ

MHP Genel Sekreter Yardımcısı Recep Dumanlı yaptığı açıklamada bir tv programında MHP’ye akıl vermeye kalkan AKP milletvekili Şamil Tayyar’a “kendi fikrini kendine sakla” dedi.

MHP Genel Sekreter Yardımcısı Recep Dumanlı yaptığı açıklamada bir tv programında MHP’ye akıl vermeye kalkan AKP milletvekili Şamil Tayyar’a “kendi fikrini kendine sakla” dedi.

Dumanlı’nın açıklaması şu şekilde:

AKP Gaziantep milletvekili Şamil Tayyar 23.04.2013 tarihinde Beyaz TV’de yayınlanan “Bir’e bir” isimli programda meydanı boş bulduğunu zannederek MHP ve onun yöneticilerine güya akıl vermeye kalkışmıştır.

Türk Milletine çözüm süreci denilen ihanet pususunun kurulmasında ön ayak olan bu zat, aklı sıra MHP’yi ve Yöneticilerini bu sürece katkı sağlamaları gerektiği noktasından yaklaşarak eleştirmeye, MHP’nin bu süreci iyi anlayabilmesinin temel şartı olarak ta Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine akil adamlar göndermesi gerektiğini ileri sürmektedir.

Buradan ifade ediyoruz, Şamil Tayyar şunu iyi bilmelisin ki MHP ve onun yöneticilerinden her biri en az senin kadar akıllı ve ileriyi görecek kadar da feraset ve basiret sahibidir.  Bu anlamda kendi fikirlerini kendine saklamanı şiddetle tavsiye ediyoruz.

Boş bulduğun medya tiyatrosunda üzerine düşen rolün hakkını verdiğin su götürmüyor. Bu bakımdan, MHP ve onun yöneticileri ile kendini asla ve kata bir görme. Sen bu ülkeyi parçalamayı amaçlayan BOP’nin eş başkanı olan başbakanın talimat ve emirleri doğrultusunda bir propagandist olarak görevini yerine getirirken, bizler bu ülkenin birlik ve bütünlüğü için mücadele veren milliyetçi, ülkücü, vatansever insanları temsil ediyoruz.

Bugün mensubu olmaktan büyük onur ve gurur duyduğumuz necip Türk Milletinin bir ferdi olarak sizin “Türkiye Milleti” ifadenizi ayaklarımızın altına alıyoruz. Türk Milleti ifadesini kullanmamak için atmakta olduğunuz taklaları da biz biliyoruz.

“Hassas Dönem” olarak kastettiğiniz PKK-AKP görüşme ve pazarlık sürecine bizleri ortak yapmayı amaçlayan ifadeleriniz beyhudedir. MHP, sizin tarafınızdan ifade edilen sözde çözüm sürecini, bir ihanet süreci olarak görmekte ve değerlendirmektedir. Böyle görmeye de devam edecektir.

Sizin gibi mezat tellallığı yapmak bize uygun düşmeyeceğinden, bu konuda sizin kokuşmuş yaklaşımlarınıza da karnımız toktur. MHP ve yöneticileri Allah’ın izniyle dimdik ayakta ve Türk Milletinin emrindedir.

Anlaşılan o ki, öncelikle Bursa mitingi, ardından da katılımın milyonu aştığı İzmir mitingindeki görüntüler ve ihtişam sizi çok rahatsız etmiş. Şimdi bu hırsla MHP’ye saldırıyor ve güya MHP tabanı ile yönetimi arasında rahatsızlık olduğunu ifade edecek kadar çukurlaşıyorsunuz. Siz ve temsil ettiğiniz zihniyet bunun cevabını şahlanan Milliyetçi Hareketten demokrasi şamarını yediğiniz gün anlayacaksınız.

MHP’yi doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde miting yapmadığı gerekçesiyle eleştiren ve AKP’nin Türkiye’nin her yerinde miting yaptığını söyleyen bu zevat bir şeyi galiba unutuyor. MHP, Diyarbakır ve Şanlıurfa’da büyük kalabalıkların toplandığı mitingler yapmıştır. Ama biz biliyoruz ki iktidar partisi AKP, Diyarbakır’da 7.000 polisin korumasında 500 kişi ile miting yaparken, Hükümetin o dönemki İçişleri Bakanı Hakkari sokaklarında yürütülmemiştir. Bunu nasıl izah edeceklerdir. Bugün kalkmış barış ve çözüm sürecinden bahsediyor. Batsın senin çözümün de sürecin de. Türk Milletinin bu tür çözümlere asla ihtiyacı yoktur.

Bizim açımızdan ihanet süreci olan bu duruma destek vermeyen MHP’yi 2000 yılındaki mutabakat zaptına çekimser oy kullanmakla eleştiren Şamil Tayyar, o gün bunun hükümet meselesi yapılmadığını ileri sürerek bugün AKP-PKK görüşmelerine gerekçe oluşturmaya çalışmaktadır.

Oysa Şamil Tayyar’ın 20 Haziran 1997 tarihinde AİHM’ne bireysel başvuru hakkı veren 11 numaralı protokolü Abdullah Gül ve bazı AKP milletvekillerinin de içinde bulunduğu Refah-Yol Hükümeti tarafından imzalandığını bilmeyecek kadar cahil olmadığını sanıyoruz. Dahası, 1991 yılında ortada fol veya yumurta yokken 11 numaralı protokolü imzalayarak Türk Mahkemelerinin kararını yok sayan ve hukuk yapma yetkisini AİHM’e devreden bu küresel işbirlikçilerin Şamil Tayyar’ın beslendiği kaynaktan geldiğini de burada vurgulamak istiyoruz.

Henüz bitmedi, MHP’nin Hükümet Ortağı Olduğu Dönemde Anayasaya  “Terör, Savaş ve Çok Yakın Savaş Suçlarına Ölüm Cezası Verileceği Hükmü” konulmuştur. Buna ilişkin Anayasa değişikliği de 3 Ekim 2001 tarih       ve 4709 Sayılı Kanun’la gerçekleştirilmiştir.

Oysa, içlerinde bir tek MHP’li milletvekilinin olmadığı, TBMM’deki idam oylamasında bugün AKP içinde faal siyaset yapan 41 milletvekili de dahil olmak üzere AKP, DSP, ANAP, YTP, DYP ve SP’nden toplam 320 milletvekilinin evet demesi üzerine 4771 Sayılı Kanun’la apo’nun idamının kaldırıldığını Şamil Tayyar’ın bilmemesi mümkün değildir. O ancak bu yolla başarılı bir şekilde takiyye yapmaktadır.

Yine Şamil Tayyar’ın çok iyi bileceği bir anayasa değişikliği daha vardır ki o da 6 ve 13 numaralı Protokollerin kabulünün ardından 7 Mayıs 2004 tarih ve 5174 sayılı kanunla Anayasa’dan İdam cezasının AKP hükümeti tarafından kaldırılmasıdır.

Peki, bütün bunlara rağmen Şamil Tayyar neden apo’yu idam etmediniz diye MHP’ye saldırıyor?

Çünkü bu davranışı ile başka yerlere hizmet etmeye çalışıyor.  Madem anlı şanlı gazetecisin, madem milletvekilisin, her türlü bilgi ve belgeye ulaşma hakkın var adama sormazlar mı sen hiç TBMM tutanaklarını okumadın mı diye?

O halde, Apo’yu ve PKK’yı affedenler ortadadır. Şamil Tayyar’da bulunduğu konum itibariyle bu cephe içinde yer almaktadır. Oysa Türk Milleti onları asla affetmeyecektir.

Son söz olarak, Şamil Tayyar’a kendi fikirlerini kendisine saklamasını, MHP ile ilgili konularda MHP yöneticilerine akıl vermeye kalkışmasının boyunu aşacağını ve haddi olmadığını, bölücülük yapan küresel çetelerle aynı kum havuzunda oynamağa devam etmesinin akıl ve ruh sağlığı açısından daha yararlı olacağını kendisine tavsiye ediyoruz.