MHP’den Komutanlar İçin Teklif

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlığı görevinde bulunan şahısların emekli olsalar dahi görevleri sırasında, görevlerini ifa ederken veya görevlerinden dolayı işledikleri suçlarla ilgili ceza kanunundan kaynaklanan soruşturmaların Başbakan’ın iznine bağlanması için kanun teklifi verdi. „

MHP Ankara Milletvekili Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, daha önce MİT Müsteşarı’nın soruşmalarında izlenecek yol ile ilfili yapılan Kanun Değişikliğini emsal alarak, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlığı görevinde bulunan şahısların emekli olsalar dahi görevleri sırasında, görevlerini ifa ederken veya görevlerinden dolayı işledikleri suçlarla ilgili ceza kanunundan kaynaklanan soruşturmaların Başbakan’ın iznine bağlanması için kanun teklifi verdi.

Kanun Teklifi şu şekilde:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

27/07/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi gerekçesi ile birlikte ekte sunulmuştur. Gereğini arz ederim.

Saygılarımla,

Prof. Dr. Özcan YENİÇERİ
Ankara Milletvekili

GEREKÇE

Son yıllarda TSK ve Ordu mensuplarına karşı büyük bir karalama kampanyası yürütülmüştür. Bitmek tükenmek bilmeyen suçlamalar, ardı arkası kesilmeyen iddialar, isnatlar ile TSK mensupları yıpratılmıştır. Hakikat olan ile uydurulmuş olan, doğru olan ile yanlış olan, olan ile olmayan birbirine karıştırılmış durumdadır.

Bu durum genelde Silahlı Kuvvet mensuplarını yorgun, yılgın ve küskün hale getirmiştir.

TSK mensuplarına yönelik suçlamalar, süreç içinden failler ve fiillerden kuruma yönelmiştir. Basın ve yayın organları “askeri vesayetle mücadele ediyoruz” adı altında Türk Silahlı Kuvvetlerine ve mensuplarına karşı bir karalama kampanyası başlatmıştır.

Yalnızca askere karşı asimetrik psikolojik harekâtı yönetmek için yayın hayatına sokulan gazete, televizyon ve dergiler olmuştur. Basındaki bazı kalemler, bölücü şirketlerinin sponsorluğunda programlar düzenleyip var güçleri ile darbe ve darbeye teşebbüs kampanyaları altında TSK’nın itibarını infaz etmişlerdir.

Türk Silahlı Kuvvetlerini bazı münferit vak’aları gerekçe göstererek çete, mafya ve suç örgütü olarak niteleyenler bile çıkmıştır.

TSK’ya karşı yürütülen asimetrik psikolojik savaşta asker kaderiyle baş başa bırakılmıştır.

Süreç içerisinde Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, terörist olmak suçlamasıyla tutuklanmıştır. Bir başka Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in en mahrem konuşmaları çarşaf çarşaf yayınlanmıs ve sonuçta Orgeneral Işık Koşaner ile kuvvet komutanları istifa etmek zorunda kalmıştır. Eski Genelkurmay Başkanlarından İsmail Hakkı Karadayı göz altına alınıp sonra da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştır.

Hiç kimsenin yargı karşısında ayrıcalığı yoktur ve olamaz.

Ancak mevcut manzara, suçlamaların yargı ya da hukuk ile ilişkisini sorgulanır kılmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Terör örgütü kurmak ve yönetmek suçlamasıyla resmen tutukludur.

Terör örgütü PKK’nın başı, kitle katliamcısı Abdullah Öcalan ise devletle muhatap haldedir. Terör örgütü PKK’nın ele başısıyla devlet yetkilileri kayıtlı, şartlı görüşmeler yürütmektedir.

Genelkurmay İkinci başkanları, kuvvet komutanları terör örgütü mensubu olmak ya da casusluk suçlamalarıyla tutukludur.

Terör örgütünün iki numaralı ismi, 33 Mehmetçik’in katili Şemdin Sakık ya da gizli tanık olarak Marmara PKK sorumlusu tanıklık yapmıştır.

Türkiye’de Genelkurmay Başkanlığı ya da kuvvet komutanlığı yapmış, kırk yılın üzerinde hizmet etmiş, üstün hizmet madalyalarıyla ödüllendirilmiş bu insanların tutuklu yargılanmaları, itibarlarıyla oynanması kamu vicdanında büyük yaralar açmıştır.

Yaşları yetmişin üzerinde olan bu insanların hakkında takibat yaparken çok daha özenli davranmak gerekmektedir.

Öte yandan tutuklu askerler arasında onur intiharları, istifalar ve hastalıklar giderek artmıştır.

Bu görüntü rahatsız edici ve düşmanı cesaretlendirici bir manzaradır.

Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk Milletinin bağrından çıkmış, halkın gözbebeği olan ve ‘Peygamber Ocağı’ mertebesinde değerlendirilen bir kurumdur.

Buradan hareketle Türk Silahlı Kuvvetlerinin en üst derecedeki yöneticileri olan Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının derdest edilip, tutuklu olarak yargılanması halk nezdinde kabul görmemekte, ordu ve milletin moral motivasyonunu düşürerek iç ve dış güvenlik tehdit unsurlarını cesaretlendirmektedir.

Genelkurmay Başkanını terör örgütü liderliği suçlaması ile demir parmaklıklar ardına hapseden bir Türkiye’nin uluslararası saygınlığından, ordusunun ise caydırıcılığından söz etmek mümkün olmaz.

Genel Kurmay Başkanları ve Kuvvet Komutanları hakkında yapılacak işlemler toplumu, siyaseti, uluslararası ilişkileri doğrudan ve dolaylı olarak etkileyecek özelliktedir. Bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu subaylar arasında Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlığı görevinde bulunan şahısların emekli olsalar dahi görevleri sırasında, görevlerini ifa ederken veya görevlerinden dolayı işledikleri suçlarla ilgili ceza kanunundan kaynaklanan soruşturmaların Başbakan’ın iznine bağlanması isabetli olacaktır.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1- Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu subaylar arasında Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlığı görevinde bulunan şahısların emekli olsalar dahi görevleri sırasında, görevlerini ifa ederken veya görevlerinden dolayı işledikleri suçlarla ilgili ceza kanunundan kaynaklanan soruşturmaların Başbakan’ın iznine bağlanması amaçlanmıştır.

Madde 2- Bu madde yürürlük maddesidir.

Madde 3- Bu madde yürütme maddesidir.

27/07/1967 tarihli ve 926 sayılı

Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi

Madde 1- 2927/07/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 65. Maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Açığa alınan veya tutuklanan subay ve askeri memurlar hakkında aşağıdaki esaslara göre işlem yapılır” ibaresinden önce gelmek üzere “Türk Silahlı Kuvvetler mensubu olup da Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlığı yapanların emekli olsalar bile görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı ya da 5271 sayılı Kanunun 250’nci maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçları işledikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yapılması Başbakanın iznine bağlıdır, diğer kanunlarda bulunup da bu hükümle çelişen tüm hükümler geçersiz sayılır.” İbaresi eklenir.

Madde 2- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Madde 3- Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür