Dolar 32,5101
Euro 34,8700
Altın 2.450,28
BİST 9.889,53
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

MHP’li Akçay: Para yoksa deniz de yok

MHP’li Akçay: Para yoksa deniz de yok
19/08/2017 19:49
A+
A-

MHP’li Akçay: Para yoksa deniz de yok

Fethiye’deki tüm köy ve plajların ihale yoluyla özel şirketlere kiralanırken, neredeyse ücretsiz denize girecek yer kalmadı. Yörede oturanlar son 3-4 yıl içinde tüm koy ve plajların çeşitli bahanelerle özel şirketlere kiralanıp ranta teslim edildiğini savunurken sahillerinin halka geri verilmesini istedi.
Son günlerde plajlara yüksek giriş ücretleriyle kamuoyunda tartışılan kıyı işgallerine ilişkin MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay’ın imzasıyla MHP araştırma komisyonu kurulması için konu meclise taşınmıştı.

Fethiye sahil şeridi boyunca halkın denize girebileceği Kıdrak, Belceğiz, Kumburnu, Karaot ve Çalış plajları ile Gemiler, Trunç Pınarı, Küçük Boncuklu, Büyük Boncuklu, Kuleli, Büyük Samanlık, Küçük Samanlık, Aksazlar, Karaot, Katrancı, Günlüklü ve Göcek koyları, ihaleler yoluyla özel şirketlere kiralandı.

Uzun yıllara yayılan kiralamaların ardından ilçede halkın ve tatilcilerin ücretsiz denize girebileceği plaj ya da koy neredeyse kalmadı. Ailesi ile birlikte denize girmek isteyenlerin ödeyeceği ücretler özel şirketlerin insafına kaldı. İlçe sakinleri bazı işletmelere giriş ücreti ödemeden de girebildiğini ancak, şezlong, şemsiye ve localarla doldurulan deniz kıyısında, havlusunu serip otururken, kendilerini ‘İkinci sınıf vatandaş’gibi hissetmekten kendilerini alamadıklarını söyledi.

Kar amacı gütmediğini belirten Fethiye Belediyesi’nin elinde bile, ilçe merkezine 25 kilometre uzaklıktaki İnlice Plajı’ndan başka koy ya da plaj bulunmuyor. Ailesi ile birlikte ücret ödemeden denize girmek isteyenler tali orman yollarında, daha önce insanlar tarafından keşfedilmemiş, bu nedenle de henüz kiraya verilmemiş koyları arıyor. Ücret nedeniyle pek denize gitmeyen ilçe sakinleri akşam Babataşı Mahallesi’ndeki 3’üncü Etap Sahil Bandına akın ediyor. Çimle kaplı alandan denize girilemiyor. Ancak, deniz havası solumak isteyenlerin yoğunluğu, gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam ediyor.

“KOY VE PLAJLARIN HALKA AÇIK OLMASI GEREKİYOR”

Sahil bandında oturanlardan Ali Sarıbaş, 3-4 yıl içinde bütün koy ve plajların tek tek kiralanmasıyla Fethiye’de halkın ücretsiz denize girebileceği yer kalmadığını söyledi. Koyların Fethiye halkına geri verilmesini isteyen Sarıbaş, şöyle dedi:  “Halkımızın kendi başına ailesiyle denize girebileceği hiçbir yer kalmadı. Ölüdeniz Mahallesi’nde otomobil park edecek yer bile yok. Her yerden park ücreti alınıyor.

Biz de ücretsiz sahil bandına geldik.

Bütün halk burada iç içe. Yarın bir gün buraya da el konulup bir şeyler yapılacak olursa çok üzücü olur. En azından burası böyle kalsın. Herhangi bir tesis veya işletme olmasın.”  Koyların kirlilik bahane edilerek halkın elinden alınıp özel şirketlere verildiğini belirten Sadık Yılmaz ise “Şimdi koylar çok temiz, ama pahalı. Vatandaşlarımızın koyların elimizden gitmesinde kabahati büyüktür. Hep arabalarımızla gittik. Attığımız çöpleri alıp götürseydik. Bugün bunu bahane edemezlerdi” diye konuştu.

MHP KONUYU MECLİS’E TAŞIMIŞTI

MHP sahillerdeki işgaller için Meclis’e araştırma önergesi vermişti.  Son günlerde plajlara yüksek giriş ücretleriyle kamuoyunda tartışılan kıyı işgallerine ilişkin MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay’ın imzasıyla Milliyetçi Hareket Partisi araştırma komisyonu kurulmasını teklif etti.

Önergede Türkiye’nin deniz, göl ve akarsu zenginliğinin turizm potansiyelini de arttırdığı belirtilerek, iç ve dış turizmin hızlı bir gelişme göstermesi neticesinde özellikle kıyı bölgelerimizin kontrolsüz ve denetimsiz bir şekilde kullanıldığı ve bunun da haksız kazançlara ve büyük mağduriyetlere sebep olduğuna dikkat çekilmişti.