Dolar 32,4810
Euro 34,9545
Altın 2.436,94
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 18°C
Cts 16°C
Paz 16°C
Pts 18°C

MHP’Lİ AYHAN: İÇ GÜVENLİK PAKETİ BAAS REJİMİNİN AYAK SESLERİDİR

MHP’Lİ AYHAN: İÇ GÜVENLİK PAKETİ BAAS REJİMİNİN AYAK SESLERİDİR
19/02/2015 15:40
A+
A-

MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, ‘İç Güvenlik Paketi’nin oluşturulmaya çalışılan Baas rejiminin alt yapısı ve ayak sesleri olduğunu söyledi. Tek adam rejiminin kurulmaya çalışılan parti devletinin altyapısını oluşturmak istendiğini belirten Ayhan, bunun keyfi bir OHAL yasası olduğunu belirterek, “MHP olarak bu yasaya karşı çıkışımızın sebebi demokrasi yerine polis devleti hukuk yerine keyfilik, emniyet teşkilatını devlet kurulu yerine parti kurumu haline dönüştürme, PKK isteği çerçevesinde jandarmayı tasfiye etme yerelleştirme ve siyasallaştırılmasıdır” dedi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, AKP döneminde katlanarak artan kadına şiddetin, hukuk tanımazlığın vaka-yı adiyeden bir durum haline gelmesi sonunda yaşam hakkının gaspı noktasına geldiğini ifade etti.

Mecliste basın toplantısı düzenleyen Ayhan, AKP hükümetinin sebep ve örnek olduğu hak ve hukuk tanımazlığın, yoksulluk ve çaresizliğinin siyasi emeller adına körüklenen toplumsal kin ve nefret söyleminin neden olduğu toplumsal cinnetin son noktasının maalesef Özgecan’ın hunharca katli olduğunu vurgulayarak, başsağlığı mesajını iletti.

AKP cenahından ‘asalım’ çığlıklarının yükselmesinin şaşırtıcı olmadığını dile getiren Ayhan, AKP’nin popülist söylem ile sorundan kurtulma ve gündem değiştirme çabasını ve yine AKP’li bir eski bakanın deyimiyle hukuk fukaralığını gösterdiğini kaydetti.

“Kadına yönelen şiddet dalgasının, masum canlara kast eden canice saldırıların niçin bu kadar yaygınlaştığını mutlaka araştırmak ve tüm sorumlularını cezalandırmak zorundayız.” diyen Ayhan, “İdam cezasının kaldırılması tartışmalarında MHP’nin tavrı nettir. 2000 yılında Meclis oylamasında da netti.

Bugün de nettir. İdam cezası konulmak istenirse Sayın Genel Başkanımızın söylediği gibi AKP’nin elini tutan olmayacaktır. Ancak AKP’nin düşündüğü ne kamu vicdanı, ne adalet, ne de uluslararası yükümlülüklerdir. Tek korkusu idam cezası geri gelirse idam kuyruğunda bekleyen bölücü başının, müzakere masasından idam sehpasına terfi ettirilmesi ihtimalinin konuşulmasıdır.” diye konuştu.

İMRALI KANDİL’E SÖZ GEÇİREMİYOR

“İmralı, Kandile söz geçiremiyor. AKP ile PKK arasında kurulan al ver sürecine ciddi bir tıkanıklık daha yaşanıyor.” diyen Ayhan, şöyle devam etti: “İmralı canisi tarafından hazırlandığı ve 10 maddeden oluştuğu söylenen sözde silahsızlanma çağrısının, Kandil tarafından reddedildiği anlaşılmıştır. Umutsuzluğa düşen AKP ise bir kez daha, İmralı canisinin itibarını Kandil’e karşı savunmak durumunda kalmıştır.

Esasen AKP ile PKK anayasayı değiştirip milli ve üniter devleti parçalama, özerkliği inşa amacında hem fikirdir. Kamuoyuna yansıyan haberlere göre canibaşı, PKK’dan, 21 Mart 2015 Nevruz Günü, bütün KCK birimlerinin katıldığı bir silahsızlanma kongresi toplanmasını istemiştir. Sonrasında da müzakerelere geçileceği, yani fiilen yapılan pazarlıkların resmiyete döküleceği iddia edilmiştir. Türk milletinin iradesiyle iktidara gelen AKP, bir terör suçlusuna, otuz bin insanın ölümünden sorumlu ömür boyu ağırlaştırılmış müebbet ceza alan bir katile umut bağlamıştır.

AKP-PKK koalisyonu, seçimden önce sanki her şey güllük gülistanlık olmuş gibi bir hava uyandıracak, kısaca milletimizin umutlarıyla oynayacaklardır. HDP’nin bağımsız veya parti olarak seçimlere girmesi ise sürdürülen pazarlıklara göre şekil alacağı anlaşılmaktadır. MİT Müsteşarı’nın siyasete taşınması ise İmralı-Kandil ortak yapımı ve talebidir. Nehrin yarısını geçtik, bu işin geri dönüşü olmaz diyenlerin, ülkemizi nehrin karşı kıyısında bekleyen ihanet sürecine mahkum etme çabaları ve tüm oyunları 7 Haziran’da bozulacaktır.”

AKP yönetimi ve Cumhurbaşkanının bir süredir Haziran 2015 tarihinde yapılacak milletvekili genel seçimlerinin, başkanlık sistemi oylamasına dönüştürme gayreti içinde olduğunu dile getiren Ayhan, bu yöntemin AKP’yi seçim hezimetinden kurtarmak için icat edildiğini ve Cumhurbaşkanının seçim meydanlarında boy göstermesinin de bundan olduğunu kaydetti.

İÇ GÜVENLİK PAKETİ

“İç Güvenlik Paketi de oluşturulmaya çalışılan Baas rejiminin alt yapısı ve ayak sesleridir.” diyen Ayhan, “Temel hak ve özgürlükler konusunda özellikle vatandaşları örgütlenme hakları ve toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı engellenmektedir. Mülki idare emri altında bulunan kolluğa 48 saat gözaltı yetkisi toplantı ve gösteri yürüyüşü hükümlerine dahil ediliyor. Emniyet teşkilatını iktidarın istediği gibi şekillendirme ve istemediği kamu görevlilerini uzaklaştırma yetkisini alıyor. Polis kolejin kapatarak iktidar kendi kolluğunu oluşturuyor. Jandarmayı kendi kapıkulu askerine dönüştürüyor. Kanun teklifi şekil açısından garabetler içeriyor.

Hükümetin istediği düzenlemeler TBMM’de görüşülmeden geçirilmek isteniyor. Esas açısından ise tasarı kuvvetler ayrılığı ilkesi ile bağdaşmamakta yargı organlarınca yapılması gereken işlevi idarenin emir ve talimatları ile yapılmasını getiriyor. 2009 Anayasa değişikliklerinin çok gerisindedir. İç güvenlik yasa tasarısı tek adam rejiminin kurulmaya çalışılan parti devletinin altyapısını oluşturmaktadır.

PKK ile koalisyon ortağı olanlar kol kola girenler, Öcalan’la komisyonlar kuranlar Doğu ve Güneydoğu’yu KCK paralel devletine teslim edenler bu yasa ile hangi terörle mücadele edecektir. Eğer AKP hükümeti ve Sayın Davutoğlu terörle müzakere değil de gerçekten mücadele etmek istemiş olsaydı, mevcut yasalarda yer alan hükümlerle maske takanlara, molotof atanlara hatta tüm Kandil’dekilere engel olabilirdi. İç güvenlik yasasının terör ve şiddetle mücadele amacıyla hazırlanmadığı açıktır.

Özgürlükleri baskı altına alan milletimizi sindirme, ‘AK Polis’ ve ‘AK Jandarmanın’ tesisi ile devletin kolluk kuvvetini partinin kolluk kuvveti haline getirme çabasıdır. Böylelikle milletimizin yolsuzluğa, hırsızlığa, diktatörlük heveslerine tepki göstermesi engellenecektir. Bu keyfi bir OHAL yasasıdır. Terör örgütü ile müzakere edenler, Terör örgütüne her türlü özgürlüğü reva görenler, Türk Milletine özgürlüğü çok görmekte, millet ile mücadele için yasa çıkartmaktadırlar.” şeklinde konuştu.

‘DEMOKRASİ YERİNE POLİS DEVLETİ, HUKUK YERİNE KEYFİLİK’

“MHP olarak bu yasaya karşı çıkışımızın sebebi demokrasi yerine polis devleti hukuk yerine keyfilik, emniyet teşkilatını devlet kurulu yerine parti kurumu haline dönüştürme, PKK isteği çerçevesinde jandarmayı tasfiye etme yerelleştirme ve siyasallaştırılmasıdır.” diyen Ayhan, şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanı Cemaat PKK’dan tehlikeli diyor. PKK’yı da tehlikeli görmeyen bir zihniyet Ülkeyi yönetebilir mi? Kaldı ki en tehlikeli addettiği ile 12 yıldır beraber yürüdüler bu yollarda. Kundaktaki bebekleri öldüren, askeri ve polisi şehit eden, Kürdistan kurmak isteyenle mücadele etmeyeceksen, masaya oturup müzakere edeceksen bu yasayı neden ve kime karşı çıkartıyorsunuz? Bu yasa çıkarsa ülke seçime AKP’nin baskı, sindirme rejimi altında girecektir. Milletimizi zorla sözde Başkanlık, özünde tek adam saltanatına dayanan zulüm rejimine mahkûm edilecektir. Bürokraside 12 yıllık acımasız ve adaletsiz kadrolaşmanın bir neticesi milletvekili olmak isteyen bürokratların sayısındaki artış ve dokunulmazlık zırhına bürünme çabasıdır.

AKP’nin bu güne kadar şikayet ettiği bürokratik oligarşi düzenini ve parti devleti anlayışını hayata geçirdiğinin bir ispatıdır. AKP iktidarında milletle rabıtasını kesenler bürokratik oligarşik devleti güçlendirmeye doğru gitmişlerdir. Son dönemde bürokrasinin siyasete ve TBMM’ye akın etmesi, Pek çok bürokratın AKP’den ümidi kesmiş, dokunulmazlık zırhına sahip olmak arayışına girmiş olduğunu göstermektedir. Bu durum AKP’nin yolun sonuna gelindiğini gösteriyor. Maalesef bunlara Sayın Cumhurbaşkanının kara kutusu sır küpü bile dahildir. Artık Sayın Cumhurbaşkanının sır küpü çatlamış kara kutusu yanmıştır. Bürokraside bu dokunulmazlık arayışı artık AKP iktidarının sona yaklaştığını gösteren önemli bir göstergedir.” Ekonomik göstergeleri de dile getiren Ayhan, gidişatın iyi olmadığına dikkat çekti.