Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Paz 21°C
Pts 23°C
Sal 24°C
Çar 22°C

MHP’Lİ ÇETİN: AKP SAYESİNDE MÜLTECİLERİN ÜLKEMİZE GİRİŞİ SERBEST, ÇIKIŞI YASAK

MHP’Lİ ÇETİN: AKP SAYESİNDE MÜLTECİLERİN ÜLKEMİZE GİRİŞİ SERBEST, ÇIKIŞI YASAK
19/03/2016 14:27 | Son Güncellenme: 19/03/2016 18:27
A+
A-

MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin ,”Türkiye’nin Suriye’de oluşturmayı düşündüğü tampon bölge projesini, Avrupa Birliği’nin ülkemizde uyguluyor olması acı bir durumdur” dedi. AB ile imzalanan Mülteci Anlaşması’nı eleşterin Çetin, ”Dış politikası iflas eden AKP hükümeti, ülkemize milyonlarca mültecinin girmesine engel olamamıştır. AB ile yaptıkları anlaşma ise mültecilerin ülkemizden çıkışını da engellemektedir. AKP’nin eşi benzeri görülmemiş dış politikası sayesinde mültecilerin ülkemize girişleri serbest, çıkışları yasaktır” dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Şefkat Çetin, ”Avrupa Birliği’ne yönelik mülteci akımını durdurmak amacıyla yapılan anlaşmaya imza atan AKP Hükümeti, Türkiye’nin bugünlerini ve geleceğini olumsuz etkileyecek son derece kritik bir karar vermiş oldu. Türkiye’deki üç milyon mülteci yetmezmiş gibi, AB’nin elindekileri de kabul etmeye razı olan AKP hükümeti, Türkiye’nin aleyhine bir anlaşmaya imza attı. Yapılan anlaşmayla Türkiye resmen bütün Avrupa’nın mülteci toplama merkezi oldu.
AB’nin ne zaman gerçekleşeceği şüpheli serbest dolaşım vaadi ve mültecilere yardım paketi karşılığı imzalanan mülteci anlaşmasının, Türkiye’nin milli çıkarlarını korumadığıyla ilgili ciddi endişeler taşımaktayız. Türkiye’de zaten yeterince mülteci ve sorun varken, bu sayıyı artıracak bir anlaşmanın getireceği ilave yük ve toplumsal sorunların yeterince hesap edilmediği bellidir. Mülteci Anlaşması Avrupa Birliğini yabancılara karşı koruyacak bir anlaşmadır. Türkiye bu anlaşmayla ne kazanmıştır” diye sordu.
Çetin, ”AB’nin Türkiye’nin mülteciler konusundaki sorumluluklarını paylaşmak yerine, kendilerine sığınmış mültecileri de ülkemize göndermeleri medeniyetleri ve insanlık adına iki yüzlülüktür. Orta Doğu’da yaşanan insanlık dramını kendilerinden uzak tutmaya çalışmaları ve sınırlarını kapatmaları Avrupa medeniyeti adına büyük bir ayıp ve utançtır. Sözde büyük bir medeniyete ve bir refaha sahip Avrupa, mülteci sorununda bir kere daha sınıfta kalmıştır.
Mültecilerin çok büyük çoğunluğunun Müslüman kimliği dikkate alındığında, Avrupa’nın bu katı tavrı ve yükselen duvarları bir medeniyet sorununu ortaya çıkarmaktadır. Türkiye’nin üyeliği de dâhil olmak üzere, Avrupa Birliği’nin bünyesine farklı kültürleri ve bilhassa Müslümanları sokmamaya özen göstermesi kaygı vericidir. Avrupa Birliği kendi yarattığı uygarlık değerlerine çiğnemektedir. Bir Hıristiyan kulübü ya da zenginler kulübü gibi davranmaktadır. AB’nin medeniyetler çatışmasını derinleştirecek bir blok görüntüsü vermesi dünya barışına katkı sağlamayacağı gibi, yaşanılan insanlık facialarının uluslararası boyutlara ulaşarak kendilerini etkilemesini de önlemeyecektir” açıklaması yaptı.

”MÜLTECİ SORUNU TÜRKİYE İÇİN TAŞINMASI HER GEÇEN GÜN ZORLAŞAN BİR YÜKTÜR”
Çetin, şunları söyledi: ”Büyük Türk milleti ise tarihte pek çok kere yaptığı gibi bugün de yardıma ihtiyacı olan insanlara vatanının kapılarını açmış ve bütün imkânlarını paylaşmaktadır. Enerji kaynaklarının paylaşım kavgası yüzünden yurdundan edilen mazlumları Avrupa kapısından içeri sokmazken, Türk insanı yıllardır sabırla ve hiçbir sosyal tepki göstermeden misafir etmesini bilmiştir.
Türk milletinin yüce gönüllü ve misafirperver karakterine rağmen, mülteci sorunu Türkiye için taşınması her geçen gün zorlaşan bir yüktür. Devleti yönetenlerin milletimizin kaynaklarını kullanırken, sosyal politikaları ve geleceği planlarken mülteci meselesinin yaratacağı etkiyi hesap etmeleri gerekir. Bugün üç milyon olmakla birlikte, AB anlaşmasıyla sayıları daha da artacak mültecilerin büyük toplumsal ve ekonomik sorunlar yaratacağı ve Türkiye’nin yarınlarıyla ilgili tehditler barındıracağı açıktır. AB ülkelerinin birkaç yüz bin mülteciyi barındırmaktan kaçındığı bir realitede, Türkiye’nin milyonları kabul etmesinin ciddi riskler taşıdığı aşikârdır.
Geri Kabul Anlaşması’yla Türkiye’de toplanmak istenseler de, bu mültecilerin vatanı Türkiye değil Suriye’dir. Mültecilerin vatanı Suriye, gitmek istedikleri yer Avrupa iken, Avrupa’nın mültecileri neden Türkiye’de toplanmaktadır? Suriye’de kalıcı barışı tesis edecek ve mağdur olmuş milyonlarca insanı vatanlarına kavuşturacak politikalar üzerinde uzlaşmak daha doğrudur. AB’ye mültecileri Türkiye’ye gönderme fırsatı vererek Suriye’de barışın tesis edilmesinin önüne geçilmektedir.

”MÜLTECİ ANLAŞMASI, ASLINDA AB’NİN DAYATTIĞI BİR TESLİMİYET ANLAŞMASIDIR”
AKP hükümeti, Suriyeliler başta olmak üzere pek çok Asya ve Afrika kökenli mültecinin AB tarafından Türkiye’ye gönderilmesine hangi gerekçelerle onay verdiğini kamuoyuna izah etmelidir. AB ile yapılan mülteci anlaşmasının Türkiye’nin yıllardır taşıdığı mülteci yüküne kısmi bir maddi katkı sağlamaktan başka bir somut bir getirisi yoktur. Türkiye beş yıla yakın süredir barındırdığı üç milyonu bulan mülteci yüzünden ciddi bir yük altındadır. Bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın verdiği rakamlara göre, Türkiye mültecilere yıllık 8.5 milyar dolar harcamaktadır. AB ile yapılan geri kabul anlaşması ile mülteci sayısı artacak, sorunlar büyüyecektir. Vaat edilen yardım paketi Türkiye’nin yükünü azaltmaktan uzaktır. Dolayısıyla Mülteci Anlaşmasının milli çıkarlarla hiçbir ilgisi yoktur. Dış politikada sıfırı tüketmiş AKP hükümetinin kamuoyuna bir başarı gibi sunduğu Mülteci Anlaşması, aslında AB’nin dayattığı bir teslimiyet anlaşmasıdır.

”AB’NİN TAMPON BÖLGESİ OLDUK”
Türkiye’nin Suriye’de oluşturmayı düşündüğü tampon bölge projesini, Avrupa Birliği’nin ülkemizde uyguluyor olması acı bir durumdur. Mülteci Anlaşması AB için şapka çıkartılacak büyük bir başarıdır ancak Türkiye için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Dış politikası iflas eden AKP hükümeti, ülkemize milyonlarca mültecinin girmesine engel olamamıştır. AB ile yaptıkları anlaşma ise mültecilerin ülkemizden çıkışını da engellemektedir. AKP’nin eşi benzeri görülmemiş dış politikası sayesinde mültecilerin ülkemize girişleri serbest, çıkışları yasaktır.
Ülkemizi bir mülteci toplama merkezine çeviren AKP hükümeti, burada topladığı milyonlarca mülteciyi ne yapmayı düşünmektedir? Mültecilerin Türkiye’de kalıcı olmasıyla ilgili hazırlıklar doğru mudur? Mültecilere vatandaşlık verildiğinde ya da buradaki varlıkları uzun sürdüğünde, yaşanacak sorunların boyutu hakkında yeterli çalışmalar yapılmış mıdır? AB dâhil hiçbir ülkenin almadığı bütün bu riskleri AKP hükümeti hangi gerekçelerle milletimize yüklemektedir? Türkiye’yi AB’nin önüne bir set olarak çekerek, adeta onların önüne yatarak Avrupa’nın sözde medeniyetini ve refahını korumayı başaran AKP hükümetinin Türkiye ile ilgili sorumlulukları yok mudur?
Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye’ye Avrupa’nın sınır bekçiliğini yaptıran ve AB ülkeleri rahatsız olmasın diye ülkemizi mülteci toplama merkezine dönüştüren anlaşmayı milli çıkarlarımıza aykırı bulmaktadır. Suriyelilerin yaşadığı insanlık dramına millet olarak yapılabilecek katkıları zaten yerine getirdiğimiz halde, ilaveten Avrupa’nın mültecilerinin sorumluluğunu Türk insanına yüklemek insafsızlıktır. AKP hükümeti mülteci anlaşmasını Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mersin, İstanbul başta olmak üzere barındırdığı milyonlarca mülteciden olumsuz etkilenen şehirlerimizdeki insanlarımıza anlatmalıdır. Mültecilerin Türkiye’de toplanması kadar kalıcı hale getirilmeleri de çok büyük yanlıştır. Halen görülen olumsuz tesirlerin uzun vadede ülkemize pek çok ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar yaşatacağı göz ardı edilmeden, millet menfaatine daha sağlıklı politikalar üretilmelidir.”