Dolar 32,5463
Euro 34,8430
Altın 2.435,06
BİST 9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Az Bulutlu
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Per 20°C
Cum 20°C
Cts 18°C
Paz 19°C

MHP’Lİ ÇETİN: BU SÜREÇ AKP’NİN SONU OLACAK

MHP’Lİ ÇETİN: BU SÜREÇ AKP’NİN SONU OLACAK
25/01/2013 16:54
A+
A-

MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin “AKP hükümeti Meclis’te bölücülüğe yasal çerçeve uyduracak çalışmalarla, kabinede buna uygun yeni dizaynla ve terör örgütüyle temasta mahir kerameti kendinden menkul bürokratlarıyla doludizgin kendi siyasi sonunu hazırlamaktadır” dedi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin “AKP hükümeti Meclis’te bölücülüğe yasal çerçeve uyduracak çalışmalarla, kabinede buna uygun yeni dizaynla ve terör örgütüyle temasta mahir kerameti kendinden menkul bürokratlarıyla doludizgin kendi siyasi sonunu hazırlamaktadır. Bu süreç AKP’nin sonu olacak, aksi takdirde milletimiz büyük zararlar görecektir.” dedi.

Şefkat Çetin “Anadilde savunma ve kabine değişikliği” hakkında bir açıklama yaptı.

Çetin’in açıklaması şu şekilde:

AKP hükümetinin terör örgütüyle ve elebaşısıyla yürüttüğü müzakere sürecine paralel olarak verdiği son taviz, anadilde savunma hakkını yasalaştırması olmuştur. Terörün silahla başaramadığı hedeflerini demokratik örtü altında bir bir yerine getiren AKP iktidarı, Türk milletinin hükümeti olmaktan çoktan çıkmıştır. Milletimizin seçimlerde verdiği oyları, milletin aleyhinde bir ihanet projesini hayata geçirmek için kullanan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın son kabine değişikliğini de bu çerçevede değerlendirmek gereklidir.

Türkiye’nin bütün sorunlarını bir kenara iterek PKK ve uzantıları ile yürütülen açılım ve müzakere süreçlerine odaklanan Başbakan, kabinesindeki revizyonu da bu sürece uyum sağlayacak isimlerle takviye etmiştir. AKP hükümeti Meclis’te bölücülüğe yasal çerçeve uyduracak çalışmalarla, kabinede buna uygun yeni dizaynla ve terör örgütüyle temasta mahir kerameti kendinden menkul bürokratlarıyla doludizgin kendi siyasi sonunu hazırlamaktadır. Bu süreç AKP’nin sonu olacak, aksi takdirde milletimiz büyük zararlar görecektir.

Türk milleti bugüne kadar hükümete verdiği desteği, bölücülüğün yok edilmesinde kullanılması için vermiştir. Sokaktaki vatandaşın en temel sorunlarından birisi terörün sona erdirilmesi, ülkenin huzura ve güvene kavuşturulmasıdır. AKP ise milletimizin bu isteğini ve kendisine verdiği görevi, ya yanlış anlamakta ya da suistimal etmektedir. Terörü bitirmek için, teröristin istediklerini yapmak dünyada eşi benzeri görülmemiş bir garabettir. Ve şimdiye kadar bu yolla netice alınamadığı gibi, terörün azdırılmasının bir numaralı sebebi de bu olmuştur. Türk milleti kendi evlatlarının kanlarının izi bulunan terörist ellerin sıkılmasını, onlarla yürütülecek müzakere sürecini tasvip etmemektedir.

Meclis’te yasalaşan anadilde savunma hakkı, yargılama alanında devletin resmi dilinin sulandırılmasına hizmet etmekten ve gelecekte benzer taleplerin önünü açmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Terör örgütünün bir uzantısı olan KCK davaları vasıtasıyla, Türkçe’yi eğitim seviyesinde bilmelerine rağmen izledikleri stratejiyle yeni bir kazanım elde etmişlerdir. Bölücülüğün taleplerinin hayata geçirilmesinde AKP’nin Meclis çoğunluğunun tarihi bir sorumluluğu ve vebali olduğunu ilan ediyoruz.

Tayyip Erdoğan’ın bir taraftan zevahiri kurtarmak adına millete tek bayrak edebiyatı yaparken, diğer taraftan terör örgütüyle sürdürülen görüşmeleri hızlandırması ve kabinesini buna göre yeniden dizayn etmesindeki acelecilik gözlerden kaçmamaktadır. Başbakan Tayyip Erdoğan’ı acele ettiren ve ardı ardına hesapsız ve fütursuzca atım attıran gerekçeler nedir bilmiyoruz ancak açılım adı altında Habur’dan, Oslo’dan bugüne hızlanarak sürdürülen bu sürecin Türkiye’nin temellerine dinamit koyduğu çok açıktır. Bir etnik grubu öne çıkaran ve milli kimliğimize eş koşan tavizkar politikaların toplumsal birliğimizi ve huzurumuzu tamir edilemeyecek şekilde bozmasına müsaade edilmemeli ve derhal vazgeçilmelidir.

Kabinedeki değişikliklerin PKK ile yürütülen müzakereler ve açılım politikaları için yapıldığı açıktır. Göreve getirilen isimlerin bu konuda kendilerinden beklenen çalışmalarıyla millet nazarındaki hükümleri bellidir. Keza görevden alınan Bakanların gidişi de milletimiz tarafından aynı çerçevede değerlendirilmektedir. Bilhassa çalışanlarına yönelik baskılarıyla ve partizanca kadrolaşmasıyla nam salan sağlık bakanının gidişinin sağlık çalışanlarınca davullu zurnalı kutlamalara dönüşeceği muhakkaktır. Eski sağlık bakanı domuz gribi, kuş gribi adı altında milletimizin cebinden harcanan milyon liralarla hatırlanacaktır. Yapboz tahtasına çevrilen milli eğitimin bir kere daha el değiştirmesi ise, AKP hükümetinin bu meseleye ne kadar milli gözle baktığının açık kanıtıdır.

Yaklaşan mahalli idareler seçimi için yapılan hesapların da ipuçları bu kabine değişikliğinde verilmektedir. Ancak Tayyip Erdoğan’ın evde yaptığı hesabın, bu açılım kafasıyla çarşıya uyması biraz zor gözükmektedir. Keza eski sağlık bakanının Erzurum rüyasını da Milliyetçi Hareket Partisi kâbusa çevirmesini bilecektir.