Dolar 32,5723
Euro 34,9777
Altın 2.460,03
BİST 9.887,87
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

MHP’LI DUMANLI: YA SIZ YALANCISINIZ YA DA…

MHP’LI DUMANLI: YA SIZ YALANCISINIZ YA DA…
26/07/2013 15:41
A+
A-

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Recep Dumanlı,”Bu ülkeler ekonomik ve sosyal gelişmişlik bakımından, ekonomik performans ve insan kaynakları açısından Türkiye’nin karşılaştırılamayacağı ülkeler grubunda yer alan ülkelerdir. Nitekim satın alma gücü paritesine göre fert başına düşen gelir Moldova’da 3.424, Ukrayna’da 7.418, Sırbistan’da 11.544 dolar iken, Türkiye’de 17.651 dolardır.”dedi.

Dumanlı’nın açıklaması şu şekilde:

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik, TBMM’de kendisine sorulan “Asgari Ücretli Aile 800 Liralık Asgari Ücretle Bir Ay Boyunca Nasıl Geçinir” konulu bir soru önergesine verdiği yazılı cevapta, Türkiye’deki asgari ücretin Avrupa Komisyonu Resmi İstatistik Ajansı Eurostat  verilerine göre Avrupa Birliği üyesi 10 ülkeden daha yüksek olduğunu, 2013 yılında da asgari ücretlinin enflasyona ezdirilmediğini ifade etmektedir.

Çalışma Bakanı, bu soruya cevap verirken kaçak güreşmeyi tercih etmektedir. Oysa bu soru çok açık olup, asgari ücretli bir vatandaşımızın 800 TL ile bir ay süresince ailesinin ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağının cevabını aramaktadır.

Sayın Bakan “Asgari ücret ile bal gibi geçinilir” açıklamasını bundan 5-6 ay önce yapmış olduğu için, bu kez aynı ifadeyi kullanmaktan kaçınmış, bunun yerine Türkiye’deki asgari ücretin 10 AB üyesi ülkeden daha yüksek olduğunu belirterek tekraren 800 TL’lik asgari ücretle rahat rahat geçinileceğini zımnen vurgulamıştır.

Doğrudur. Eurostat verilerine göre Türkiye’deki asgari ücret, satın alama gücü paritesi dikkate alındığında Bulgaristan, Romanya, Litvanya, Letonya, Estonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Slovakya, Polonya ve Hırvatistan’dan daha yüksektir.

Moldova’da 60, Ukrayna’da 136, Bulgaristan’da 207, Romanya’da 234, Hırvatistan’da 487, Macaristan’da 409 ve Polonya’da 503 dolar olan aylık asgari ücret Türkiye’de de 538 dolardır.

Ancak burada biraz durmanız gerekiyor Sayın Bakan. Satınalma gücü paritesi dikkate alınarak hesaplanan bu veriler, tek başına kullanıldığında kamuoyunu yanıltmakta ve doğru olmamaktadır.

O halde isterseniz daha derin bir analizi birlikte yapalım.

Bu ülkeler AB’nin hangi sınıflandırması içinde yer alan ülkelerdir?

Cevap; Eurozone bölgesi dışında kalan ülkelerdir.

Yani,  AB’nin henüz emekleme safhasında olan üye ülkeleridir.

Bu ülkeler ekonomik ve sosyal gelişmişlik bakımından, ekonomik performans ve insan kaynakları açısından Türkiye’nin karşılaştırılamayacağı ülkeler grubunda yer alan ülkelerdir. Nitekim satın alma gücü paritesine göre fert başına düşen gelir Moldova’da 3.424, Ukrayna’da 7.418, Sırbistan’da 11.544 dolar iken, Türkiye’de 17.651 dolardır.

Bu anlamda mukayese yanlış ülkelerle yapılmaktadır. Türk işçisinin asgari ücreti düşük gelir seviyesine sahip, yokluk ve yoksulluğun son derece kötü boyutlarda olduğu ülkelere göre mukayese edilerek değerlendirilmektedir.

Neden daha gelişmiş ülkeler bu konuda örnek alınmamaktadır?

Oysa gelişmiş Eurozone bölgesi AB üyesi ülkelerde bu rakamlar 25.000-43.500 dolar arasında değişmektedir. Diğer bir ifadeyle, bu ülkelerde ortalama değerlerle asgari ücretlerin seviyesi Türkiye’den 2 kat daha yüksektir. Örneğin İspanya’da asgari ücret aylık 980 dolar iken, Belçika’da 1.886, Fransa’da 1.873 dolardır.

Dolayısıyla bu ülkelerdeki asgari ücretlinin ortalama satın alma gücü reel olarak Türkiye’dekinden 2 kat daha yüksektir.

Burada gözden kaçmaması gereken bir önemli nokta ise, asgari ücretin fert başına düşen ortalama Gayri Safi Yurtiçi Hasıla -GSYH miktarının ne kadarına denk olduğu hususudur.

Örneğin, Sayın Bakanın bahsettiği 10 AB üyesi ülkedeki asgari ücretler, ortalama fert başına düşen aylık GSYH’nın yaklaşık olarak beşte biri kadardır.

Bu oran, Türkiye’de üçte bire yükselmektedir. Yani, 10 AB üyesi ülkede ortalama fert başına düşen aylık gelir asgari ücretin beş katı kadar iken, Türkiye’de en fazla üç katı kadardır.

Eurozone bölgesinde de bu oranlar yüzde 50’nin biraz üzerindedir. Dolayısıyla Fransa’da bir asgari ücretli fert başına düşen ortalama gelirin (2.987 dolar/ay) yüzde 50’sinin üzerinde bir seviyede (1.873 dolar/ay) asgari ücret alırken,  Türkiye’deki asgari ücretli fert başına düşen ortalama gelir olan 1.470 doların ancak 538 dolarını alabilmektedir.

Asgari ücretin 10 AB üyesinden yüksek olması tek başına yeterli derecede açıklayıcı faktör değildir. Zira mukayese için örnek verilen bu 10 AB üyesi ülkenin GSYH bakımından büyüklüğü Türkiye ile mukayese edilemeyecek durumdadır.

Türkiye, satın alama gücü paritesi hesabıyla 1,1 trilyon dolar büyüklüğünde ekonomik bir değer yaratma kapasitesine sahip iken, bu ülkelerin hiçbirisinin GSYH bakımından ilk 20 ülke arasında yeri bulunmamaktadır.

Öte yandan, OECD tarafından Mayıs 2013’te yayınlanan sosyal içerikli bir raporda yer alan veriler göre küresel mali krizin yaşandığı dönemden itibaren, Türkiye’nin de içinde bulunduğu bir grup ülkede, gelir dağılımın bozulduğu ve adaletsiz bir gelir yapısının oluştuğu belirtilmektedir.

Raporda, 1995 yılında göreli yoksullarının oranının yüzde 16,1 olduğu, 2009 yılında ise bunun yüzde 19,3’e yükseldiği belirtilmektedir.

Ekonomik krizin halen hüküm sürdüğü kabul edildiğinde, özellikle asgari ücretlilerin yaşam koşullarında son derece olumsuz gelişmelerin yaşanmaya devam ettiği görülecektir.

Sayın Bakanın ifade ettiği gibi, dört kişilik bir aile “Asgari Ücretle Bal Gibi Geçinememektedir”

Zira Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Şubat 2013’te yayınlanan “Türkiye’de Aile Yapısı Araştırması” verileri de gelir dağılımının son derece içler acısı hale geldiğini ve en çok yoksullaşan kesimler arasında asgari ücretlilerin önde geldiğini göstermektedir.

Bozulan gelir dağılımı yapısı da bu durumu olumsuz yönde tetiklemektedir.

Öyle ki, OECD üyesi ülkelerde en zengin yüzde onluk kesim, en yoksul yüzde onluk kesime göre 9,5 kat fazla gelire sahipken, Türkiye’de bu oran 15,1 kata ulaşmaktadır.

Türkiye’de AB ve OECD ülkelerine göre çok daha bozuk bir gelir dağılımı yapısı hüküm sürmektedir.

Aynı araştırmaya göre, Türkiye’deki hanelerin yüzde 38,5’nin aylık geliri asgari ücretin altındadır.

Hanelerin yüzde 61,2’sinin aylık geliri ise 1.200 TL veya daha düşüktür. Yani yoksullaşma zili bu kesimler için çalmaya her an hazırdır.

Başka bir anlatımla hanelerin yüzde 78,5’i, ise aylık 1.900 TL gelir seviyesinin altında ortalama gelir elde etmektedir.

Kuşkusuz çeşitli yollardan devletten sosyal yardım alanların sayısının son 10 yılda hızla artarak 18 milyon kişiden 25 milyon kişiye çıkmasının asıl sebebi bu olsa gerektir.

Bu son cümleler, Türkiye’de fert başına düşen milli geliri 15.000 dolarlara çıkarttık yalanıyla, vatandaşlarımızı yokluk ve yoksulluğa esir eden AKP Hükümetlerine ithaf olunur.

Son söz olarak; ya siz yalancısınız ya da istatistikleriniz.

Asgari ücretle geçinilmiyor Sayın Bakan. Geçinilmesi de mümkün değil. Bize İnanmazsanız bir ay boyunca asgari ücretle geçinmeyi şahsen deneyebilirsiniz. Belki o zaman asgari ücretlinin çektiği çileyi anlamanız mümkün olur.

Geçinirim diyorsanız ve bunu İspat etmek isterseniz biz hazırız. Hodri meydan.