MHP’Lİ GÜNAL: MECLİS TAYYİP ERDOĞAN’IN ÇİFTLİĞİ DEĞİLDİR!

İç Güvenlik Paketi olarak bilinen Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın TBMM Genel Kurulu’nda dün gece sabah saatlerine kadar süren görüşmelerinde söz alan MHP Antalya Milletvekili Doç.Dr. Mehmet GÜNAL; Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’yı oturumu yönetirken AKP Grubundan talimat almakla suçladı. AKP’nin Meclisi çalıştırma usulünü eleştiren Günal, “Meclis Ne Dingo’nun Ahırı Ne Tayyip Erdoğan’ın Çiftliğidir!” dedi. Günal MHP’nin bonzai ve benzeri uyuşturucu maddelerle mücadeleye destek verdiğini, ancak özgürlükleri kısıtlayan valilere hakim ve savcı yetkisi veren, jandarma ve polisi etkisiz hale getiren maddelere karşı olduğunu söyledi ve “7 Haziran seçimlerinde halkımız size gereken dersi sandıkta verecek ve Milliyetçi Hareket Partisi iktidarında tek adamın dediği değil, milletin dediği olacak.” diyerek sözlerini tamamladı.

MHP’nin; Terörle Müzakere Eden ve Yolsuzluk Batağına Saplanan AKP İle İşi Olmaz!

Çoğunlukçu anlayışla, dayatmayla, parmak demokrasisiyle İç Tüzüğe aykırı bir şekilde TBMM’yi çalıştırmaya devam edemezsiniz. Kanun içerisindeki tekliflerimizi daha önce de söyledik. Terörle mücadele etme niyetiniz olmadığını da biliyoruz, ama samimiyetiniz varsa getirin, onlara destek olalım! Onun dışında özgürlükleri yasaklayan maddelere Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak karşı çıkmaya devam edeceğiz.

Milliyetçi Hareket Partisinin AKP ile omuz omuza yürüdüğünü kasteden CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın “AKP-MHP” benzetmesini de yakışıksız buluyorum. Allah yazdıysa bozsun, bizim hiçbir şekilde AKP ile bir işimiz olmaz. Oslo’da, Habur’da yaşanan rezaletlerin müsebbipleriyle, terörle müzakere eden bir partiyle, 17/25 Aralık yolsuzluğuna bulaşmış dört bakanını parmak çoğunluğuyla aklayan, ileri demokrasiden bahsedip demokratik olmayan bir yöntemle herkesi baskı altında tutan bir partiyle Milliyetçi Hareket Partisinin ne işi olabilir? Hele hele millilikten bahsedip de daha yeni Süleyman Şah Türbesi’ni, ilk defa vatan toprağını orada bırakıp gelen bir zihniyetle MHP’nin adının bile birlikte anılması bile abesle iştigaldir. İnşallah bu bir dil sürçmesidir ve Sayın Engin Altay bunu düzeltecektir.

MHP Uyuşturucu İle Mücadeleyi Destekliyor, Ancak Polisi ve Jandarmayı Etkisizleştiren Maddelere Karşı!

Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu kanunun neresine karşı olduğumuzu açık olarak söylüyoruz. İçerisinde kullandığınız bonzai gibi, peçe gibi şeylerin zaten kanunlarda ve Terörle Mücadele Kanunu’nda mevcut olduğunu biliyoruz. Geçirmeye çalıştığınız bu kanun içerisinde temel özgürlükleri, hakları yasaklayan; idarecilere, valiye, kaymakama bütün özgürlükleri kısıtlama, hâkim, savcı yerine geçme yetkisi veren; polis teşkilatını yok eden, Jandarmayı yok eden, bir süre sonra federal bir yapının altyapısını oluşturarak Jandarma Komutanını dahi valinin atamasına cevaz veren düzenlemeler var. Biz bunlara karşıyız.

AKP ne içtüzük bıraktı, ne Anayasa! Bu şekilde kanun yapılmaz. Aceleniz var tamam anladık ama muhalefet olarak yapılması gerektiğine inandığımız diğer iki maddeye nasıl evet dediysek doğru olanları getirirsiniz yine “evet” deriz. Demek ki muhalefet doğru olan şeyleri destekliyormuş. Anayasa Mahkemesinin normalde bu kanunu esastan değil usulden zaten bozması gerekir. Çünkü AKP her zamanki gibi yine helal ile haramı karıştırırdı!

Meclis Ne Dingo’nun Ahırı Ne Tayyip Erdoğan’ın Çiftliğidir!

Genel Kurulu yöneten Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’ya söylüyoruz “Sen AKP Grubundan talimat alıyorsun.” Çünkü tarafsız olması gereken ve İç Tüzük kurallarına göre hareket etmesi gereken Meclis Başkanvekili, “sizin aldığınız kadar ben de alıyorum.” diye cevap veriyor. Biz burada grup yönetimiyiz, grup başkan vekilleri grup başkanından talimat alabilir ama Meclis Başkanvekili kimseden talimat almaz. Böyle bir anlayış olabilir mi?

Önergelerden biri yanlış gelmiş; oylama yapılıyor, Başkan açıklama yaparken Komisyon ve Başkanlık sırasında hiçbir Allah’ın kulu yok içtüzük belli; oylama yapamazsın! itiraz ediyoruz, yalanın bini bin para! Allah’ın, Kitap’ın, Kur’an’ın üstüne yemin ediyorum. Kamera görüntülerini getirin, aksi bir şey varsa sabahleyin milletvekilliğinden istifa edeceğim, var mısınız? Tık yok. Dayatmayla, parmak çoğunluğuyla, “Öyle ya da böyle canımız isteyince istediğimiz kanunu çıkarırız.” diyen bir Başbakan var. Öyle ya da böyle ne demek? Böyle keyfî yönetim olur mu? Bu işin çivisi çıktı, böyle bir yönetim olmaz! Meclis Başkanvekili yönetimi elinden kaçırdı, Meclis dingonun ahırına döndü, yönetilemiyor! Ne kanun kaldı ne içtüzük! Burası Tayyip Erdoğan’ın çiftliği değil, burası yüce Meclis, talimatla değil içtüzüğe ve Anayasa’ya göre yönetilir. Buyurun, çıkarabiliyorsanız çıkartın ya da böyle devam edin!

7 Haziranda Tek Adam Diktatörlüğü Sona Erecek!

İçtüzük tanımayacaksınız kanun tanımayacaksınız dayatmayla kanun çıkaracaksınız. Ne uğruna sadece Cumhurbaşkanına şirin görünmek için çünkü bir daha milletvekili seçilmeniz onun iki dudağının arasında. AKP Milletvekilleri de biliyor bu uygulamaların yanlış olduğunu ama çareniz yok, eliniz mahkum. Hele hele bu yapmış olduğunuz antidemokratik uygulamaları görünce sözde ileri demokrasinizin ne olduğunu görmüş olduk. Sizin demokraside iktidardan başka kimse yok, sizden başka kimse yok, sizin aldığınız oyun dışındaki vatandaşların oyu geçersiz oluyor, maalesef böyle oluyor. İşte sizin ileri demokrasi anlayışınız bu. 7 Haziran seçimlerinde halkımız size gereken dersi sandıkta verecek ve Milliyetçi Hareket Partisi iktidarında tek adamın dediği değil, milletin dediği olacak.