Dolar 32,3690
Euro 34,9519
Altın 2.325,69
BİST 9.095,18
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

MHP’LI GÜNAL: PRIMLERI TOPLAYAMAYAN SGK MALZEMEYI PAHALIYA ALIYOR!

A+
A-

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2014 Yılı Bütçesinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapılan görüşmeleri esnasında söz alan MHP Antalya Milletvekili Doç. Dr. Mehmet GÜNAL; kıdem tazminatı sorununun bir an önce çözülmesini ve çalışma şartlarının iyileştirilmesini istedi.

Mevcut ekonomik anlayışla istihdamın artırılamayacağını ve işsizlik sorununun çözülemeyeceğini belirten Günal, İşsizlik Sigortası Fonunu kaynaklarının işsizler için kullanılması gerektiğini söyledi. Sayıştay raporlarında eleştirilen Devlet Personel Başkanlığının bir an önce kamu personel rejimi reformu yapması ve TODAİE’nin de yeniden yapılandırılarak bu projeye destek olması gerektiğini ifade etti. Sayıştay raporlarında SGK’ya ilişkin uyarılara dikkat çeken Günal, prim tahsilatlarının zamanaşımına uğramasının ve tıbbi malzeme alımındaki aşırı fiyatların ciddi olarak soruşturulması gerektiğini söyledi.

 Günal’ın konuşmasının özeti şöyle:

Bir an önce bu kıdem tazminatı meselesini bir açıklığa kavuşturmak lazım. Bu tip tartışmalar işçiyi de işvereni de yıpratıyor, ikisi de ne olduğunu bilemiyor, şu anda mahkemeler de devam ediyor. Sizin bu konuyu açıklığa kavuşturmanız lazım. Öte yandan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı herkesten önce bizim çalışma şartlarımızı savunmak, korumak, kollamak zorundadır. Çünkü özellikle bütçe görüşmelerinde gece yarısı çıkıp sabahın köründe geri geliyoruz. Komisyon Başkanı da onun için “Kısa konuşun, kısa konuşun.” diye mobbing uyguluyor ama çözüm kısa konuşmakta değil. Seneye bütçe görüşmelerinde süreci biraz daha uzun tutup, bakanlıklara birer gün ayıralım. Çalışma Bakanı bütün ILO sözleşmelerinin sorumlusu olduğu için söylüyorum, hem kendimiz hem de tüm çalışanlar için insan haklarına yaraşır bir şekilde çalışma ortamı istiyoruz.

İşsizlik Sigortası Fonu İşsizler İçin Kullanılmalı!

Sosyal güvenlikle ilgili kısmına baktığımızda ekonomide en önemli istihdam sorunu hala devam ediyor. Geçen yıl “Bu hedefler gerçekçi değil.” diye söyledik ama en son gelen işsizlik rakamlarına baktığımız zaman da endişelerimizin haklı olduğu ortaya çıktı. Bu şartlarda, elimizdeki ekonomik politikalarla bu işsizliği yine bu sene söylediğimiz hedefe getirmemiz mümkün değil. “%8,9 yapmayın, bu psikolojik sınır.” diye ekonomiden sorumlu bakanlara söylemiştik, şimdi bu rakamın da üstüne çıktık. Önümüzdeki seneyi de revize ettik, beklenen % 9,5 oldu. Ekonomideki çarpıklığın nedeni olan tüketime, ithalata dayalı ekonomik yapı, konuta, inşaata dayalı bir büyüme anlayışı olduğu sürece işsizliği azaltma şansınız yok. Konut ve inşaat sektörünün de bir yere kadar etkisi var. Önce üretim, yatırım, ihracat seferliği yapmanız lazım. Çünkü yakında Türk usulü bir mortgage kriziyle karşı karşıya kalabiliriz. Onun için konut ve inşaattan fazla medet ummayalım. Daha üretken, daha istihdam dostu sektörlere doğru, yüksek teknolojili, yüksek katma değerli alanlara doğru yönelelim. Bu çerçevede de İşsizlik Sigortası Fonu’nu da istihdam kalitesini artıracak şekilde kullanalım. Fon’da para birikiyor ama devletin kamu borcunu net borç olarak düşürmesinden başka bir işe yaramıyor.

Kamu Personel Rejimi Reformu Yapılsın, TODAİE de Destek Olsun!

Kamu çalışanları sendikaları üzerindeki baskı daha da arttı. Çünkü yandaş sendika kayırması iyice artmış durumda. Mayıs, haziran ayları geldiği zaman “Hangi sendika temsil edecek?” diye baskılar daha da artıyor. Kamu çalışanları  demişken Devlet Personel Başkanlığı’na soruyorum: Siz de Sayıştay’a mali bilgileri ve belgeleri verememişsiniz. Çalışma Bakanlığınkini anladık, saymanlık farklı. Peki Devlet Personel Başkanlığının taşra birimi var mı? Siz niye belge, bilgileri Sayıştay’a veremediniz. “Devlet Personel Başkanlığı 2012 Denetim Raporu; defter, belge ve mali tabloların verilemediği görülmüştür.” diyor, onlarda da bir sorun mu var? Şimdi, “Devlet Personel Başkanlığı” deyince iki üç yıldır yine devam ediyor, bir “Kamu personel rejimi reformu lazım.” dedik, “Kamu çalışanı nedir, bütün bu çalışanlarla ilgili, performansla ilgili, ücretle ilgili, terfilerle, tayinlerle, atamalarla ilgili bir sistem oturtmamız lazım.”

Bu kapsamda da aslında sadece Devlet Personel Başkanlığı değil TODAİE’yle de bu şekilde bu tip akademik çalışmalar da yapabilir, biraz daha güçlendirilmesi lazım dedik ama faaliyetlere beklediğimiz kadar maddi, manevi bir destek olmadı. TODAİE  size kamu personel rejimi reformunun hazırlanmasında da yardımcı olabilir. Ayrıca, kamu yönetimine ilişkin akademik çalışmaların yanında birtakım ülkelerle, Türk Cumhuriyetleriyle daha üst düzeyde bazı ikili anlaşmalarla uluslar arası bir eğitim merkezi hâline getirilebilir. Çünkü kamu çalışanlarına yüksek lisans programı, eğitim programları yapmanın ötesinde bir şeye geçemiyor. Yani onların da projeleri vardır ama sizin de hem maddi hem manevi olarak destek olmanız gerekiyor.

SGK Primleri Toplayamıyor, Malzemeleri Pahalıya Alıyor!

Orada yazılana bakınca tam olarak anlayamıyoruz ama anladığımız bir şey var: 23 tane “Mali rapor ve tabloları etkileyen bulgular” kısmında uyarı var. Bunların birincisine baktığım zaman zaten birtakım şeylerin doğru gitmediği görülüyor. Örneğin; “2003 yılı öncesi döneme ilişkin prim, işsizlik sigortası, idari para cezası, eğitime katkı, özel işlem vergisi ve damga vergisinden doğan toplam 1,978 yani 2 milyar TL kurum alacaklarının zaman aşımına uğratıldığı.” yazıyor. Bu çok ciddi bir bulgu. “Bir kısmı belli değil.” demişsiniz ama eğer zaman aşımına uğrarsa bir taraftan kaşıkla toplarken, öbür taraftan kepçeyle de değil, kazanla veriyoruz gibi oluyor.

Altında yine başka bir tespit var, 2’nci maddede: Yine birim kaybı 570 milyon. Bunlar hakikaten nedir? Bize verilen bilginin ve sizin birer paragraflık savunmanız dışında herhangi bir şey göremiyoruz. Spor kulüpleriyle ilgili var, primle ilgili var yani bulgularla bir çelişki birtakım ya yanlış kayıtlar var, ya bir eksiklikler var. Sayıştay Başkan’ının veya temsilcisinin biraz daha açıklama yapmasını bekliyoruz böylece elimizdeki bilgileri biraz daha derinlemesine öğrenir aydınlanırız.

İkinci kısımda, uygunlukla ilgili kısımda da 9 tane ve toplam 32 uyarı maddesi var. Orada da temel husus, MEDULA sistemindeki kayıt aksaklıkları, karşılıklı uyuşmazlıklar var.  Esas itibarıyla da devlet hastaneleri ile devlet üniversitelerinde kontrolün biraz daha zayıf olmasından kaynaklanıyor. Bu yüzden özellikle tıbbi malzeme alımlarında birtakım tutarsızlıklar, maliyet yönünden bazı uyumsuzluklara dikkat edilmesi gerekiyor. En önemli bütçe harcamalarını sosyal güvenlikteki açıkları kapatmaya harcadığımız için bu konuların hassasiyetle üzerinde durmamız gerektiği kanaatindeyim.