MHP’LI TANRIKULU: TOMA’LARIN IHALE SÜRECI KARANLIK

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, TOMA’ların ihale sürecinin gizli ve karanlık olduğunu öne sürerek, “Maliye Bakanlığı’nın geçtiğimiz Mayıs ayında kamuoyundan gizli bir şekilde 10 milyon TL’lik TOMA ihalesi gerçekleştirmiş ve ihaleyi bu alanda yeterliliği şaibeli eski bir AKP milletvekiline ait firmaya vermiştir” dedi.

Tanrıkulu, Toplumsal Müdahale Araçlarının (TOMA) alım süreci’ne ilişkin İçişleri ve Maliye Bakanlarına yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesiyle ilgili basın açıklaması yaptı. Tanrıkulu açıklamasında, “Maliye Bakanlığı’nın geçtiğimiz Mayıs ayında kamuoyundan gizli bir şekilde 10 milyon TL’lik TOMA ihalesi gerçekleştirmiş ve ihaleyi bu alanda yeterliliği şaibeli eski bir AKP milletvekiline ait firmaya vermiştir.

Ülkemiz kaynaklarının bu şekilde heba edilmesini mi eleştirmek gerekli, yoksa toplumsal olaylardan gün geçtikçe daha da çekinerek bunun için her türlü otoriter tavrı sergileyen iktidarı mı sorusunun cevabı tam bu noktada büyük önem arz etmektedir. İktidar, Taksim’de yaşanan Gezi Parkı protestolarında makam sevdaları yüzünden algılama yetersizliğine düşmüş, süreci yönetememiş ve milletimize toplumsal müdahale araçlarıyla saldırarak, sindirme politikası yürütmüştür. Bu otoriter tutumuna devam edeceğini de atmış olduğu adımlardan görmekteyiz” dedi.

Tanrıkulu’nun açıklaması şu şekilde:

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu; toplumsal müdahale araçlarının (TOMA) alım sürecinde yaşanan gizliliğin nedenlerini, ihaleyi alan firmanın yeterli olup olmadığı ve bu firmanın eski AKP milletvekiline ait olması hakkında TBMM’de İçişleri ve Maliye Bakanlarına yazılı soru önergesi vermiştir.

Tanrıkulu konu hakkında TBMM’de yaptığı açıklamada; “Maliye Bakanlığı’nın geçtiğimiz Mayıs ayında kamuoyundan gizli bir şekilde 10 milyon TL’lik TOMA ihalesi gerçekleştirmiş ve ihaleyi bu alanda yeterliliği şaibeli eski bir AKP milletvekiline ait firmaya vermiştir.

Ülkemiz kaynaklarının bu şekilde heba edilmesini mi eleştirmek gerekli, yoksa toplumsal olaylardan gün geçtikçe daha da çekinerek bunun için her türlü otoriter tavrı sergileyen iktidarı mı sorusunun cevabı tam bu noktada büyük önem arz etmektedir.

İktidar, Taksim’de yaşanan Gezi Parkı protestolarında makam sevdaları yüzünden algılama yetersizliğine düşmüş, süreci yönetememiş ve milletimize toplumsal müdahale araçlarıyla saldırarak, sindirme politikası yürütmüştür. Bu otoriter tutumuna devam edeceğini de atmış olduğu adımlardan görmekteyiz.

İktidar emniyet teşkilatının mühimmat ve teçhizatının yenilenmesi amacıyla 44 milyon liralık özel ödenek tahsis ederek, TOMA, Shortland, zırhlı otobüs ve biber gazı alımlarıyla ilgili ihale sürecini başlatmıştır.

Başbakan’ın talimatıyla başlatılan ihale süreci için Kalkınma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı’ndan 32 milyon TL, 12 milyon TL’lik kısmı da Başbakanlık örtülü ödeneğinden karşılanacağı gün yüzüne de çıkmıştır.

Gezi Parkı eylemlerinden çekinerek sergilediği bu makam savunma anlayışını 15 Ağustos’u bayram ilan etmeye çalışan teröristlere karşı sergileyemeyen iktidar, ülkenin bölünme sürecine de tam destek vermeye devam etmektedir.

Öte yandan devletin savunma envanterine giren her araç gerecin reklamını yaparak kamuoyuna duyuran iktidar, bir yandan da gizli ve kamu ihalelerine aykırı alımlarla kendisinden olan yandaşlarına milletimizden toplanan vergileri dağıtmaya devam etmektedir.

Bu kapsamda Maliye Bakanlığı geçtiğimiz Mayıs ayında kamuoyundan gizli bir şekilde ihale yaparak, 10 milyon TL’lik TOMA alım ihalesini bu alanda yeterliliği şaibeli AKP’li eski bir milletvekiline ait firmaya vermiştir.

TOMA’ların ihale süreci gizli ve karanlıktır. Bir önceki ihalede alınan TOMA birim fiyatından bu ihalede verilen fiyatın ne kadar yüksek olduğu belli değildir. Ayrıca önceki TOMA’larda görülen yetersizlikler ve eksikliklerin bu ihalede giderilip, giderilmediği de açık değildir.

Yaşanan tüm bu olumsuzlukları, milletimizden alınan vergilerin ne şekilde kimlere verildiğini ortaya çıkarmak için vermiş olduğum önergelerimle bu önemli konunun aydınlanacağını düşünmekteyim.” diyerek, demokrasiye gerçek anlamda inanan bir hükümetin sergilemeyeceği bu yaşananların milletimizin tasvip etmeyeceğini belirtmiştir.