Dolar 32,4686
Euro 34,7867
Altın 2.439,82
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 17°C
Sal 17°C

MHP’LI TOPÇU: BIR ÖĞRENCININ YILDA 12 GÜN SINAVA GIRECEĞINI HESAPLADINIZ MI?

MHP’LI TOPÇU: BIR ÖĞRENCININ YILDA 12 GÜN SINAVA GIRECEĞINI HESAPLADINIZ MI?
08/07/2013 16:54
A+
A-

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Zuhal Topçu,” Milli Eğitim Bakanlığı’nın aldığı bir kararla bu yılki SBS sınavlarında ortaöğretim başarı puanlarını sonuçlara etkisi yüzde 30 düzeyinde olmuştur. Bu karar bir çok hatayı ve çelişkiyi de beraberinde getirmektedir. Hatta Sayın Bakanın yaptığı birçok açıklamalarla da çelişmektedir.”dedi.

Topçu’nun açıklaması şu şekilde:

Eğitim sistemi istikrar gerektirir. Eğitim vizyon gerektirir. 11 yıllık süreçte AKP iktidarı 5 Milli Eğitim Bakanı eskitti. Bu süreçlerdeki uygulamalar AKP hükümetinin başarısızlığının göstergeleri olarak ortada durmaktadır.

Her Milli Eğitim Bakanı birbirinden bağımsız eğitim politikaları oluşturdu ve farklı bürokratlarla çalıştı, ve her seferinde de özellikle bu ülkenin geleceği olan çocukların ve gençlerin geleceklerini olumsuz etkileyecek ve tarihe geçecek kararlara imza attılar.

Çünkü uyguladıkları politikalarda ne sürdürülebilir bir KALİTE düşüncesi ne de geliştirilebilir bir VİZYONları bulunmamaktadır. Bu yanlış politikaların birçoğunu biz bu meclis platformunda defalarca belirttik.

Bu gün sizlerle üniversiteye giriş sisteminin sonuçlarının açıklanmasıyla ayyuka çıkan çöküşün değerlendirmesini, ortaöğretime geçiş sistemini ve dershanelere yönelik değerlendirmelerimizi paylaşacağız.

2013 üniversiteye yerleştirme sınavının sonuçları geçen hafta açıklandı. Sonuçlara baktığımızda; çarpıcı ve kamuoyunda gizlenen verilen olduğu görülmektedir. Birincisi YGS’de sıfır çeken öğrenci sayısının yıllara göre nasıl arttığıdır.

YGS’DE SIFIR ÇEKEN ADAY SAYISI

Yıl

2010

2011

2012

2013

Sınavı Geçerli Aday Sayısı

1,487,493

1,648,240

1,837,344

1,804,891

Puanları 0.5 ten küçük olduğu için puanı hesaplanmayan aday sayısı

14,156

38,269

50,805

69,616

TABLO 1

Tabloda da görüldüğü gibi 2013 yılındaki 0 çekenlerin sayısındaki patlamanın kamuoyundan gizlendiği görülmektedir. Acaba Ali Demir bunu gizleyerek neyi hedeflemektedir?

Çünkü 2013 YGS verileri sınavdan sıfır alanları iki parça halinde vermiştir. Geçen yıl 50 bin 805 olan sıfır alan öğrenci sayısı bu yıl 8 bin 586 olarak açıklanmıştır. Ayrıca ikinci bir bölümde puanı hesaplanamayan yani, “iki testten 0,5 ham puan alamayanlar” başlığında “kısaca 0 alan öğrenciler olarak ifade edilebilir” toplam sayı 61 bin 036 olarak verilmiştir. Bu ikisinin toplamı alındığında rakamın 69 bin 622 olduğu görülmektedir.

YGS’DE 180 BARAJINI GEÇEMEYEN ADAY SAYILARI

YGS’de 180 ve üzerinde puan alan adayların sayısında yıllara göre azalıştır. Tersi ifade edersek barajı geçemeyen veya ikinci sınava girme hakkı kazanamayan adayların sayılarındaki artıştır.

180 VE ÜZERİNDE PUAN ALAMAYAN ADAY YÜZDESİ

YIL

2010

2011

2012

2013

GEÇEMEYEN ADAY YÜZDESİ

17%

20%

27%

32%

TABLO 2

 

YGS SINAVLARINDA MATEMATİK VE FEN TESTLERİNDEN 4 VE ALTI DOĞRU SAYISI OLANLAR

YGS SINAVLARINDA MATEMATİK TESTİNDEN 4 VE ALTI DOĞRU SAYISI OLANLAR

TEST TÜRÜ

TEMEL MATEMATİK

YIL

2010

2011

2012

2013

SORU SAYISI

40

40

40

40

GİREN ÖĞRENCİ SAYISI

1,487,493

1,648,240

1,837,344

1,805,125

4 VE ALTI

441,294

700,800

870,080

1,053,894

%

29,6

42,5

47,3

58,4

TABLO 3

YGS SINAVLARINDA FEN BİLİİMLERİ TESTİNDEN 4 VE ALTI DOĞRU SAYISI OLANLAR

TEST TÜRÜ

FEN BİLİMLERİ

YIL

2010

2011

2012

2013

SORU SAYISI

40

40

40

40

GİREN ÖĞRENCİ SAYISI

1,487,493

1,648,240

1,837,344

1,805,125

4 VE ALTI

958,480

1,134,899

1,260,795

1,464236

YÜZDE

64,4

68,8

68,7

81,12

TABLO 4

Bir öğrenci zorunlu eğitim hayatı boyunca ortalama matematikten özel ders ve dershaneyi bir kenara bıraktığınızda sadece okulda 2300 saat matematik, 2016 saatte fen dersi almaktadır. Sınav sonuçları ile öğrencilerin yüzde 58,4 ünün matematikten, yüzde 81,12sinin de fenden 4 ve altında doğru işaretlediğini göstermektedir. Bu öğrenciler soruların yüzde 10’unu bile doğru yapamamış öğrencilerdir. Eğitim sistemindeki bu çöküntüye dair matematik ve fen alanındaki rakamları paylaşmak istiyoruz.

Tablo 3 ve 4deki resmin yorumunu size bırakıyoruz.

LYS

 

Lisans yerleştirme olarak ifade edilen LYS sonuçlarına bakıldığında sonuçların diğer sınavlardan çok farkı olmadığı görülmektedir. Burada enteresan olan şimdiye kadar verilen bilgilerin ÖSYM tarafından bu son sınavdan sonra verilmediği ve gizlenmeye çalışıldığıdır. Şimdiye kadar öğrencilerin derslere göre kaçar doğru soru yaptığı detaylı olarak verilirken son tablolarda artık bu verilerin yer almadığı herkesin malumudur. 2010-2011 LYS sonuçlarına baktığımızda en az bir puan türünde 0 alan aday sayıları rahatlıkla görülebiliyordu. Örneğin 2012 LYS sonuçlarına göre 189 bin 410 aday en az bir puan türünden 0 puan almıştır. Bu sonuca göre her 10 öğrenciden biri 2012’de 0 puan almıştır. Bu tablo 2013’de çok mu vahim hale geldi de Ali Demir gizleme gereği hissetmiştir? Medyanın değerli mensuplarının önünde Ali Demir’den gizlediği 2013 verilerini istiyoruz. Ve bunun takipçisi olduğumuzu bildiriyoruz.

2013 yılında sınava giren ve bugün sonuçlarını değerlendirdiğimiz sınav mağduru çocukların hepsi AKP iktidarı dönemiyle eğitim hayatlarına başlamışlardır. AKP iktidara geldiğinde 7 yaşında okula başlayan bir çocuk bugün 18 yaşındadır. Eğitim yalnızca okul sayısı, sınıf sayısı, bilgisayar sayısı ile özdeşleştiren AKP iktidarının KALİTE anlayışı çökmüştür.

Milli kaynakların bu kadar pervasızca harcanmasının hesabının verilmesi gerekmektedir.

Son 4 yılda öğrencilerin derslere göre test ortalamalarının hızla düştüğü görülmektedir. Aynı durum derslere göre testlerdeki soruların tamamını doğru yapan öğrenci sayılarında da görülmektedir.

LYS’de TESTLERİN TAMAMINI DOĞRU YAPAN ADAY SAYISI

 

2010

2011

2012

2013

MATEMATİK

760

1024

419

137

GEOMETRİ

3310

2640

1451

323

FİZİK

1736

224

405

18

KİMYA

6681

2504

1600

159

BİYOLOJİ

993

522

68

63

TÜRK DİLİ ve EDB.

56

2

3

4

COĞRAFYA-1

296

52

8

 verilmedi

TARİH

45

91

0

0

COĞRAFYA-2

2200

219

32

 verilmedi

FELSEFE

0

1

0

0

YABANCI DİL (ALM)

36

35

40

 verilmedi

YABANCI DİL (FRA)

2

1

8

 verilmedi

YABANCI DİL (İNG)

88

3

171

 verilmedi

TABLO 5

LYS sınav sonuçlarına göre her bir dersten soruları tam olarak doğru yapan öğrenci sayılarındaki düşüş dikkat çekicidir. Bu veriler eğitim sisteminin bütüncül perspektiften acilen sorgulanması gerektiğini vurgulamaktadır. Tablodan da görüleceği gibi artık ÖSYM kendi başarısızlığını göstermemek için yukarıda da ifade edildiği gibi sonuçları detaylı vermeyip işine geldiğince vermiştir.

Tablodan da görüleceği gibi 2013 verileri tam değildir. Bunun nedeni de bu çökmüş sistemi gizlemeye çalışan ve bu başarısızlığın altında kalan ÖSYM Başkanı Sayın Ali Demir’dir.

Biz sizlerle sadece medyadan elde ettiğimiz verileri şu anda paylaşıyoruz. Verilere bakıldığında Ali Demir’in bu bilgileri kamuoyuyla paylaşmaktan niye kaçındığı anlaşılmaktadır.

Soruları çaldıran, cevap kağıtlarını kaybeden, eksik soru basan, kafayı öğrencilerdeki takılara takan Ali Demir’in sürprizleri bitmemektedir.

2013 LYS’deki önemli sürpriz ve hatalardan birisi de 4 öğrencinin cevap kağıtlarının bulunamayıp, bu öğrencilerin tekrar sınava alınmalarıdır. Artık disiplinsizlik ve lakaytlık ÖSYM’nin çalışma planı olmuştur.

2013 LYS sürprizlerinden birisi de 4 tane yanlış soru sorulması olmuştur. Bu yanlış sorular sorulmakla kalınmamıştır. Ayrıca bu soruları işaretleyen her öğrencinin cevaplarını doğru kabul etmek gibi bir haksızlığa da sebep oluşturulmuştur. Burada normal olarak yapılması gereken bu soruların iptal edilip puanlamaya katılmamasıydı.

Şimdiye kadarki uygulamalarda bu türdeki hatalı sorular iptal edilmekteydi. Buradaki farklı uygulamalar eğitimcileri ve herkesi rahatsız etmiştir. Buradan Ali Demir’e sormak istiyoruz. Bu soruları eğer doğru kabul etmeseydiniz daha ne kadar öğrenci baraj altında kalacaktı? Biz kendilerinden bu rakamları istiyoruz.

Değerli medya mensupları şimdi yetkililere soruyoruz.

O yanlış kabul edilen sorular kasıtlı mı soruldu?

Bu sorulara zaman harcayıp, cevabı bulamayıp boş bırakan öğrencilerin hem zaman, hem de puan kaybını nasıl telafi edeceksiniz?

Sayın Ali Demir şimdi size sesleniyoruz.

Bu yaptığınız hak yemektir.

Bu yaptığınız vebal altında kalmaktır.

Bu sınav sonuçları eğitimdeki gerçek tabloyu AKP iktidarının yüzüne tokat gibi vurmuştur. AKP iktidarının kullanım ömrü tükenmiştir.

Üniversiteye giriş sınav sistemi de demode ve tekel durumdadır. Bir genç üniversiteye yerleşmek için çok kısa bir zaman dilimi içerisinde 5 sınava girmektedir. Buda gençlerin psikolojisini olumsuz etkileyip istediği performansı gösterememesine neden olmaktadır.

ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ SİSTEMİ

Ortaöğretime Geçiş Sistemi olarak ifade edilen sınavın ise tutulacak yanının olmadığı artık herkes tarafından kabul edilmektedir.

Her seferinde fırsat eşitliği kavramının arkasına gizlenerek büyük fırsat eşitsizliği oluşturulmuştur.

Bu günlerde Sayın Bakan Avcı’nın açıklamaya çalıştığı ama kendisinin de bilmediğini düşündüğümüz yeni sistem artık bütün öğrencilerin ve ailelerinin KABUSU olmuştur.

Bakanlık bir taraftan öğrencileri sınavdan kurtarma müjdesi verirken diğer taraftan da bakanın açıklamalarına göre öğrenci bir yılda toplam 12 kez olmak üzere ortaokul boyunca 48 kez ortak sınava katılacaktır.

Sayın Bakan şaka mı yapıyorsunuz?

Yoksa bunların gerçekten doğru ve uygulanabilir olduğuna mı inanıyorsunuz?

Mevcut sistemi hangi modellerle değiştireceksiniz, karar verdiniz mi?

Bir öğretim yılında çocukların 12 gün sınava gireceğini hesapladınız mı?

Bu sınavları yakındığınız test sistemiyle mi, açık uçlu soru sistemiyle mi yapacaksınız?

Bu sisli ortamda önünüzü görebiliyor musunuz?

Bölgelere göre ortaya çıkan öğrenme boşluklarını, fırsat eşitliğinin hangi kavramlarıyla çözeceksiniz?

Milli Eğitim Bakanlığı’nın aldığı bir kararla bu yılki SBS sınavlarında ortaöğretim başarı puanlarını sonuçlara etkisi yüzde 30 düzeyinde olmuştur. Bu karar bir çok hatayı ve çelişkiyi de beraberinde getirmektedir. Hatta Sayın Bakanın yaptığı birçok açıklamalarla da çelişmektedir.

Bu yıl ki SBS sınavında okul başarı puanlarının ortaöğretime yerleştirmeyi %30 etkilemesini Sayın Bakan’a soruyoruz. Bu kararlar yaptığınız açıklamalarla çelişmiyor mu? Son yaptığınız basın açıklamasında “Bazı öğretmenler not konusunda CÖMERT bazı öğretmenler TUTUMLU” diye konuştunuz. Madem değerlendirmenin öğretmenden öğretmene değişeceğini biliyorsunuz neden bu çelişkili ölçme ve değerlendirme sisteminde ısrar ediyorsunuz?

Yine ortalamalarla ilgili ayrı bir sorun ve endişeden de bahsetmek istiyoruz.

Medyaya yansıyan haberlere göre özel ve devlet okullarındaki öğrencilerin başarı ortalamaları arasındaki farklılıklar üzerinde öğrenci velilerinde endişelerin olduğu görülmektedir. Biz de bu endişelerin giderilmesi için yetkililerden özel ve devlet okullarındaki öğrencilerin ortalamalarının kamuoyuyla paylaşılmasını talep ediyoruz. Ve bu taleplerimizin milletimiz adına takipçisi olacağız.

SBS sonuçlarının açıklanması ile birlikte bu problem daha net bir biçimde ortaya çıkacaktır.

DERSHANELER

İktidarın son günlerdeki söylemi, dershaneler üzerine yoğunlaşmaktadır. Ülkemizde şu anda dershane konusunda büyük bir pasta var ve bu pastadan beslenen, dikkate değer sayıda paydaş bulunmaktadır. Dershanelerde resmi rakamlara göre 70bine yakın personel varken, bu sayının gayri resmi olarak 150bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Öğrenci sayısı da 1milyon 200bin civarındadır. Böyle büyük bir rakama ulaşan yapıda, önce dershanelerin neden ortaya çıktığını ve vazgeçilmez bir ihtiyaç olarak varlıklarını sürdürdüğünü incelemek gerekmektedir. Okullarda yeniden yapılanma içerisine girme, ıslah etme, okulları rekabet edebilir duruma getirmeyi düşünmek yerine, dershaneleri kapatmayı tercih etmektesiniz. Eğer, kalıcı ve gerçekten ihtiyaçları çözmeye yönelik çözümler üretemezseniz, bunların ve bu söylemlerin nafile çabalar olacağını dershanelerin merdiven altına ineceğini bilmenizde fayda var.

Milli Eğitim Bakanlığı yeni bakan atandığından beri hiçbir performans sergileyemediği için performansı ile ilgili bir değerlendirme yapılamamaktadır. Böyle bir performanssızlıkla üniversite hayali kuran gençliği oyalamaya çalışmaktadırlar. Bu ülkenin gençliğinin hayalleri ve gelecekleri deneme-yanılma yöntemiyle belirlenemez. Önce 11 yıldır harabeye çevirdikleri eğitim sistemini gerçekten tanımaları artık önem arz etmektedir.