Dolar 32,5845
Euro 35,0501
Altın 2.458,97
BİST 9.824,44
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

MHP’LI YALÇIN: BAŞBAKANIN UYKULARININ KAÇTIĞINI, GÖZLERI ELE VERIYOR

MHP’LI YALÇIN: BAŞBAKANIN UYKULARININ KAÇTIĞINI, GÖZLERI ELE VERIYOR
10/04/2013 17:14
A+
A-

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemde konuşmasının büyük kısmını MHP’ye ayırdığını belirterek, Başbakan’ın MHP’nin reklam çalışmalarına katkı verdiğini söyledi. “Başbakanımızın MHP’yi düşünmekten uykularının kaçtığını, yorgun gözleri ele vermektedir.” dedi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemde konuşmasının büyük kısmını MHP’ye ayırdığını belirterek, Başbakan’ın MHP’nin reklam çalışmalarına katkı verdiğini söyledi. “Başbakanımızın MHP’yi düşünmekten uykularının kaçtığını, yorgun gözleri ele vermektedir.” dedi.

MHP’li Yalçın, yaptığı yazılı açıklama ile Başbakan Erdoğan’ın MHP’ye yönelik sözlerine cevap verdi. Başbakan Erdoğan’ın son günlerde konuşmasının büyük bir bölümünü MHP’ye yönelik eleştiri ve suçlamalara ayırdığını önü süren Yalçın, “Partimizin imaj ve reklam çalışmalarına katkıda bulunmaktadır. Başbakan Erdoğan’ın bütün konuşmalarına şekil veren müzmin MHP alerjisi, partimizin üstlendiği hayatî misyondan çekindiğinin, korktuğunun göstergesidir. Hükümetin başı, MHP’nin İmralı Ayrışma Süreciyle ilgili kararlı ve tavizsiz tutumu karşısında geceleri kâbuslar görmekte, al bayrağımızın adını değiştirmeye yeltenenlerle düşüp kalktığı için kendisini al basmaktadır. Başbakanımızın MHP’yi düşünmekten uykularının kaçtığını, yorgun gözleri ele vermektedir. Bu vaziyette kürsüye çıkınca da, hiddetinden ağzından çıkanı kulağı duymamakta, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli hakkında ‘Conta yanar, motor bu kaynatır’ gibi seviyesiz ifadelerle sözü yere düşürmektedir.” diye konuştu.

Yalçın’ın açıklaması şu şekilde:

Son günlerde konuşmasının büyük bir bölümünü MHP’ye yönelik eleştiri ve suçlamalara ayıran Başbakan Erdoğan, partimizin imaj ve reklam çalışmalarına katkıda bulunmaktadır. Başbakan Erdoğan’ın bütün konuşmalarına şekil veren müzmin MHP alerjisi, partimizin üstlendiği hayatî misyondan çekindiğinin, korktuğunun göstergesidir. Hükümetin başı, MHP’nin İmralı Ayrışma Süreciyle ilgili kararlı ve tavizsiz tutumu karşısında geceleri kâbuslar görmekte, al bayrağımızın adını değiştirmeye yeltenenlerle düşüp kalktığı için kendisini al basmaktadır. Başbakanımızın MHP’yi düşünmekten uykularının kaçtığını, yorgun gözleri ele vermektedir. Bu vaziyette kürsüye çıkınca da, hiddetinden ağzından çıkanı kulağı duymamakta, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli hakkında “Conta yanar, motor bu kaynatır” gibi seviyesiz ifadelerle sözü yere düşürmektedir.

Sayın Başbakan, 57. Hükümet dönemiyle ilgili ne varsa MHP’nin sırtına yükleyerek direklerarasının mübalağacısı “meddah”a rahmet okutmuştur. Başbakan Erdoğan’ın gerçekle alakası bulunmayan suçlama ve ithamlarının arkasında, yüzündeki üç boyutlu demokrat, vatansever ve muhafazakâr maskesinin MHP tarafından indirilmesi yatmaktadır.

Oysa 2001 yılındaki ekonomik kriz sonrasında hükümet tarafından ciddi tedbirler alınmış, 2002 Kasım ayına gelinceye kadar ekonomik göstergelerde belirgin iyileşme hâsıl olmuştur. AKP iktidarı 57. Hükümetin aldığı ekonomik tedbirler sayesinde sonraki yıllarda ekonomik istikrarı sürdürebilmiştir. 2002 yılının Tayyip Erdoğan’ı yalanlayan ekonomik göstergeleri, hem resmî kayıtlarda, hem de dönemin medyasında yer almaktadır. Kendisinin, ekonomik istikrar ve iyileşmenin AKP iktidarı döneminde sağlandığına dair iddiası kuyruklu bir yalandır, düzmecedir. Başbakan, gerçekleri saptırmaktadır. Aksine, 2002’de sağlanan denge ve istikrarın meyveleri AKP hükümetleri tarafından 10 yıl zarfında çarçur edilmiştir. Bu yüzden Tayyip Erdoğan, Türk milletine en çok yalan söyleyen, halkı yüzü kızarmadan aldatan Başbakan olarak tarihe geçecektir.

AKP’ye, Aldatma ve Kandırma Partisi açılımı yakışmaktadır. İktidar partisinin hedefleri arasındaki en büyük aldatma ve kandırma projesi, “Kan akmasın, kardeşlik hâkim olsun” teması altında Türkiye’nin adım adım bölünmeye, ayrışmaya götürülmesidir. Milleti bu yalanlara inandırmak ve ikna etmek için de 63’lükler kastı oluşturulmuştur.

Senaryosu İmralı kasabı Apo tarafından yazılan “Kandil Boylum, Kızıl Yazmalım” adlı bölücülük oyununun baş aktörü Başbakan Erdoğan, yönetmense Obama’dır. Kast listesi ortaklaşa oluşturulmuş, 63’lükler de figürasyon olarak belirlenmiştir. Vatandaşa şirinlik gösterileri yapacak 63’lüklerin eline tutuşturulan senaryodan; milletin gönlüne hitap eden, milletin hissiyatını yansıtan bir oyun çıkmayacaktır. Kısacası bölücülük filmi gişe yapmayacaktır. Millet, bu 63’lüler figürasyonuna şöyle diyecektir:

Bizim aklımızda Habur fotoğrafı var. Ya sizin aklınızda ne var? Sizin aklınız bölücü senaryolara yetmese de,milletin aklı size yeter. Yarım aklınızla bize bölücülük tuzağı mı kuracaksınız? Bölücü başı Apo’nun aklıylakarşımıza gelmeye utanmıyor musunuz?”

Türk milleti, Tayyip Erdoğan ve Apo’nun bunlara “âkıl” demesine bakmayıp “hain” yaftasını yapıştıracaktır. Sayın Başbakan bilmelidir ki milletimiz, bağımsızlık sembolü şanlı Türk bayrağının dalgalandığı topraklar üzerinde bölücü ikna odaları oluşturulmasına asla göz yummayacaktır.

Çarkçıbaşı Başbakan’ın, Kandil’den getirttiği kömürle İmralı Gemisine istim emri vermesi, ihanet yolculuğunu tamamlamaya yetmeyecektir. Millet ya bu geminin cıvatalarını dağıtacak, ya da İmralı Gemisi, rotasını göstermelik bir özürle çevirdiği İsrail kıyılarında batacaktır.

Erdoğan’ın kendisini cesur, başkalarını korkak gösterme çabaları da boşunadır. Günü ve zamanı geldiğinde kimin cesur, kimin korkak olduğu ortaya çıkacaktır. “Biz susuyorsak sabrımızdandır. Sabrımızın da bir sınırı var” diyerek cesaret gösterisi yapan Başbakan’a cevabımız şudur:

Adamın birine sormuşlar, adın ne diye. Mülayim cevabını vermiş. O zaman, “Sert olsan ne yazar? karşılığını vermişler.

Sayın Erdoğan’a soruyoruz:

* Sen sabretmesen, susmasan, milletin azmi karşısında ne yapabilirsin?

* Sen hiç cesaretle sınandın mı?

* Binlerce Ülkücünün kutsal davaları uğruna gözlerini kırpmadan canlarını feda ettiğini unuttun mu?

* Sahte gözyaşları dökerek Ülküdaşımız Mustafa Pehlivanoğlu’nun mektubunu okurken hiç mi ibret almadın?

* Hiç işkence odalarında, zindanlarda çile doldurdun mu?

* Hiç, bir arkadaşın vatan uğruna darağacında can verdi mi?

* Hain pusulara düşürülmüş, kahpe kurşunlarla şehit edilmiş gencecik kardeşlerini, yol arkadaşlarını toprağa vermiş insanları hangi cüretle korkak diye itham ediyorsun?

* Sen cesaretin ancak sözünü edersin; yürekliliği, vatan uğrunda kefen giymeyi nerden bilirsin?

* Egemenlik hakları çiğnenen, adı kayıtlardan silinmek istenen Türk milletinin gazabı karşısında durabilecek hiçbir güç bulunmadığını bilmiyor musun?

* Mahkemenin kadıya mülk, oturduğun koltuğun da sana tapulu olmadığını idrak edemiyor musun?