MHP’LI YALÇIN: MILYONLAR ‘NE MUTLU TÜRK’ÜM DIYENE’ DIYE HAYKIRACAK

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, partisinin 9 Kasım’daki Ankara mitinginin bölücü planlara karşı millet iradesinin nasıl tecelli edeceğinin caydırıcı provası mahiyetinde olacağını söyledi. Yalçın, burada toplanan milyonların, Devlet Bahçeli’nin önderliğinde, hep bir ağızdan ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’, ‘Varlığımız Türk varlığına armağan olsun’ diye haykıracağını kaydetti.

MHP’li Yalçın, yaptığı yazılı açıklama ile partisinin Ankara’da yapacağı ‘Türkiye Mitingi’ hakkında bilgi verdi. Ankara’da yapılacak açık hava toplantısının Türkiye temalı olmasının üç temel gayesi olduğunu ifade eden Yalçın, “Bunlardan birincisi; aziz milletimiz tarafından verilmiş olan ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ adını unutan gafillere, bu gerçekliği hatırlatmaktır. İkincisi; Türkiye’nin devletler ailesi içinde işgal ettiği şerefli konumu, milletimizin bin yılı aşan varlık mücadelesine ve şanlı tarihine borçlu olduğunu satılık dimağlara kazımaktır. Üçüncüsü ise devletimizin Türkiye ismiyle kıyamete kadar yaşayacağını ve coğrafyamızdan Türk adını silmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini haykırmaktır.” dedi.

Ankara’da düzenlenecek Türkiye Mitingi’nin vatan topraklarından derledikleri coşku ve heyecanın birleşerek ufukları sardığı bir açık hava toplantısı olduğunu belirten Yalçın, Türkiye Mitingi’nde, şimdiye kadar Anadolu’da yapılan mitinglerde ortaya çıkan kuvvetli mesajların kitleler tarafından yeniden tekrarlanacağını ifade etti. Yalçın, Ankara’daki mitingin bölücü, ayrıştırıcı planlara karşı millet iradesinin nasıl tecelli edeceğinin caydırıcı provası mahiyetinde olacağını ve burada toplanan milyonların, Devlet Bahçeli’nin önderliğinde, hep bir ağızdan ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’, ‘Varlığımız Türk varlığına armağan olsun’ diye haykıracağını dile getirdi.

Yalçın’ın açıklaması şu şekilde:

Ankara’da yapılacak açık hava toplantımızın Türkiye temalı olmasının üç temel gayesi vardır.

Bunlardan birincisi; aziz milletimiz tarafından verilmiş olan “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” adını unutan gafillere, bu gerçekliği hatırlatmaktır.

İkincisi; Türkiye’nin devletler ailesi içinde işgal ettiği şerefli konumu, milletimizin bin yılı aşan varlık mücadelesine ve şanlı tarihine borçlu olduğunu satılık dimağlara kazımaktır.

Üçüncüsü ise devletimizin Türkiye ismiyle kıyamete kadar yaşayacağını ve coğrafyamızdan Türk adını silmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini haykırmaktır.

Türk milleti; toprakları üzerinde yaşadığımız ülkeye Türkiye adını vererek, egemenliğin sahibini tayin etmiştir.

Türk milleti kavramı; Osmanlı parlamentosunda olgunlaşarak TBMM’ye intikal eden bir millet ve tarih şuurunun ifadesidir.

Türk milleti adı; aynı dili konuşan, aynı bayrağa sevdalı, aynı topraklar uğruna canını vermeye azimli insanların tarihî mirası, atalarımızın vasiyetidir.

Osmanlı Devleti’nin son döneminde Türk aydınları nezdinde tartışılan Türklük; önce Osmanlı parlamentosunun, sonra Birinci TBMM’nin kuruluş felsefesini teşkil eden “millî egemenlik” kavramının işaret ettiği sosyolojik realitedir.

Bin yılı aşkın bir sürede inanç ve etnik köken ayrımı yapmadan ortak idealler etrafında herkesi birleştirmeyi başaran bir anlayışın ürünü olan bu kültürel bakiye, aynı zamanda geleceğimizin de teminatıdır.

Türk insanının, hükümran olduğu topraklardaki bütün unsurlarla hemhâl olduğuna, onları ötekileştirmeden sinesine sardığına, farklılıkları birbirine kaynaştırdığına en büyük delil, Türkiye adıdır. Bir ülkeyi ve coğrafyayı ifade eden bu adı, ilk olarak Türkler değil, yabancılar keşfetmiştir. Milletimizin çağları aşan yönetim ve insan anlayışını gören yabancılar,Türkiye adını 12. yüzyılda kullanmaya başlamışlardır. Venedik ve Ceneviz gibi ülkelerin tüccar ve diplomatlarına ait tarihî vesikalarda, Anadolu topraklarını kasteden “Turchia” ve Turkmenia” isimleri geçmektedir. Daha sonra Osmanlı Devleti de Batılı kaynaklarda “Turquie” ve “Turkey” adlarıyla anılmıştır. Bu, Türklerin, hem yaşadıkları toprakları sahiplenip askerî ve siyasi açıdan damga vurduklarını, hem de buralarda yaşayan topluluklarla sosyal ve kültürel bakımdan kaynaştıklarını gösteren bir hakikattir. Söz konusu isimlendirmeler, aynı zamanda topraklarımızın sahiplerini belgeleyen tapu sicilidir.

Bugün de uluslararası platformda Türkiye, Türklerin yaşadığı vatan toprağı olarak bilinmektedir. Coğrafyamızda hayat süren, Türk toplumunu oluşturan her kesimden bireyler, bütün vatandaşlarımız ortak kimliğimizin sembolü olan Türk ismiyle çağırılmaktadır. KısacasıTürkiye bir Türk Devleti, Türk milleti de Türkiye’de yaşayan toplum kesimlerinin ortak adıdır.

Yabancı ülkelerde bile istisnai durumlar dışında Türk vatandaşları için ayrım yapılmaksızın kullanılan bu müşterek ismin inkârı, olsa olsa ihanettir. Bu, sadece Türk değil, aynı zamandaTürkiye düşmanlığının işaretidir. Bütün vatandaşlarımızı aynı zengin ve vasi kültürel şemsiye altında toplayan bir kavrama karşı demokrasi, barış ve insan hakları gibi mefhumların arkasına saklanarak suni alternatifler üretme arayışı; hem bilime, hem çağdaş toplum ve devlet anlayışına, hem de tarihî gerçeklere aykırıdır.

Hâl böyleyken Türkiye’nin sağladığı nimetlerden yararlanıp Türk kimliğinden sıyrılmaya çalışanların cemaziyülevvellerini biliyor, akıbetlerini de iyi görmüyoruz. Kucağımıza oturup sakalımızı yolan ve bizi sırtımızdan hançerleyenlerin başını koparacağımızı, işbirlikçilerinden de mutlaka hesap soracağımızı tarihten ibret alarak anlamalarını istiyoruz.

Mensubu olmakla iftihar ettiğimiz, bize onurlu kimliğimizi bahşeden yüce Türk milletine saygı ve muhabbetle sesleniyoruz:

MHP;   Türkiye sevdalılarının adresi, bütün Türkiye’nin partisidir.

MHP; Türkiye’nin ve Türk vatanının yorulmaz bekçisi; Türklük idealinin, bu ideale anlam ve ruh katarak milletimizi şereflendiren İslam’ın mütevazı, vakur ve riyasız hizmetçisidir.

MHP; Anadolu’yu Türkleştiren Yunusların, Mevlanaların, Osmanlı parlamentosunda millî hâkimiyet ruhunu uyandıran vatanseverlerin, bu ruhu Cumhuriyet’e intikal ettiren fedakâr nesillerin günümüz siyasetindeki temsilcisidir.

MHP; Türk toplumunu kaynaştıran birlik ve bütünlük imanının harekete dönüştüğü yerdir.

Partimizce Ankara’da düzenlenecek Türkiye Mitingi, vatan topraklarından derlediğimiz coşku ve heyecanın birleşerek ufukları sardığı bir açık hava toplantısı olacaktır.

Türkiye Mitinginde, şimdiye kadar Anadolu’da yapılmış olan mitinglerde ortaya çıkan kuvvetli mesajlar, memleketimizin kalbinde bütünleşen kitleler tarafından yeniden tekrarlanacaktır.

Ankara, Türkiye’nin başkenti ve millî egemenliğin merkezi olması hasebiyle Türk milletinin varlık iradesini ve hükümranlık azmini sinesinde barındıran bir şehirdir. Millî Mücadele, millet temsilcileri tarafından buradan sevk ve idare edilmiş, işgallere karşı direnişin merkezi Ankara olmuştur.

Türk milletinin; Anadolu kasabasıyken hürriyet ve bağımsızlık ruhu aşılayarak bir dünya başkenti hâline getirdiği Ankara’da MHP’nin yapacağı Türkiye Mitingi; bölücü, ayrıştırıcı planlara karşı millet iradesinin nasıl tecelli edeceğinin caydırıcı provası mahiyetinde olacaktır. Burada toplanan milyonlar, Sayın Devlet Bahçeli’nin önderliğinde, hep bir ağızdan “Ne mutlu Türk’üm diyene”, “Varlığımız Türk varlığına armağan olsun” diye haykıracaklardır. Türkiyetopraklarında Türk adını etnik topluluk derekesine indirerek ikinci bir millet yaratmak ve vatanımızı federasyonlara bölmek için gayret sarf edenlerin oyunlarını boşa çıkaracaklarını duyuracaklardır. Yoksul milletimizin; mihnet ve mahrumiyet içinde, ihanetin ve düşmanın her türlüsüyle boğuşurken kanıyla, canıyla, emeğiyle kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni, bugün sonsuza kadar korumaya azimli oldukları mesajını vereceklerdir.

Bu vesileyle bütün Türkiye sevdalılarını, MHP’nin yerel seçimler öncesinde Ankara’da düzenleyeceği “Milli Değerleri Koru ve Yaşat” kapsamındaki son açık hava toplantısına katılarak bizleri onurlandırmaya, ortak duyguları paylaşarak güç birliği etmeye davet ediyoruz.

Büyük Türk Milletine saygıyla duyurulur.