Dolar 32,5180
Euro 34,8973
Altın 2.454,80
BİST 9.882,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

MHP’Lİ YALÇIN’DAN RAHMİ TURAN’A MEKTUP

MHP’Lİ YALÇIN’DAN RAHMİ TURAN’A MEKTUP
26/06/2015 23:17 | Son Güncellenme: 03/07/2015 15:50
A+
A-

MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. E. Semih Yalçın, Hürriyet Gazetesi yazarı Rahmi Turan’a açık mektup gönderdi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. E. Semih Yalçın,”Biz sizin derdinizi, neye bozulup da kaleminizi kör bir silah gibi kullandığınızı biliyoruz. Sizin asıl derdiniz; MHP’nin CHP ile olmayacak bir koalisyona, bile bile evet dememiş olmasıdır.”dedi.

Yalçın mektupta şu ifadelere yer verdi:

Sayın Rahmi Turan,

 Sizin Genel Başkanımıza yönelik izansız ve hakkaniyetsiz hücumlarınıza cevap vermeden önce, Hürriyet gazetesinde köşe yazarı olan tarafsız bir gazetecinin, Ahmet Hakan’ın aşağıdaki yorumunu hatırlatmak istiyorum:

“MHP Lideri Devlet Bahçeli, ta seçim gecesi rakamlar ortaya çıktığı anda hangi hükümetin mümkün olabileceğini şek diye gördü. Ve ona göre pozisyon aldı. Dedi ki: Ben hükûmet olmak istemiyorum., muhalefette olmak istiyorum. AK Parti/CHP/HDP… Bunlar aralarında anlaşsın. Anlaşamazlarsa Kasım’da seçime gidelim.

Durum şu: Bahçeli, gelinecek son noktayı ilkönce görme becerisini sergiledi. Ve işi hiç dallandırıp budaklandırmadan en son söylenmesi gerekeni önce söyleyiverdi. Olmayacak şeyi oldurmaya çalışanların anlayamadıkları husus budur. Yani kabahat Bahçeli’de değil, Bahçeli kadar öngörülü olamayanlardadır.”

 Yukarıdaki satırlar; siyasette kimin daha akılcı, öngörülü ve güvenilir olduğunun özetidir.

Siz; önceki günkü yazınızda, bugünkü siyasi tablonun sorumlusu olarak göstermeye çalıştığınız ve bütün kabahati yüklediğiniz MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye sevimsiz ve haksız ifadelerle yükleniyorsunuz.

Biz sizin derdinizi, neye bozulup da kaleminizi kör bir silah gibi kullandığınızı biliyoruz. Sizin asıl derdiniz; MHP’nin CHP ile olmayacak bir koalisyona, bile bile evet dememiş olmasıdır.

Eğer MHP; CHP ile koalisyonu kabul etseydi şimdi siz Devlet Bahçeli’ye methiyeler dizecek, olgun kişiliğinden girip hoşgörüsünden ve barışçılığından çıkacaktınız. Hatta onu demokrasi kahramanı bile ilan edecektiniz!

Böyle saçma sapan bir teklifi eleştireceğinize, bunun neden olamayacağını bütün gerekçeleriyle anlatacağınıza, çevrenizdeki bazıları gibi siz de içinizdeki CHP bağımlılığını dışa vuruyor, gazeteci objektifliği yerine partizanlığınızı ve iflah olmaz tutuculuğunuzu öne çıkarıyorsunuz.

CHP ile MHP’nin yapacağı bir koalisyon, dışarıdan üçüncü bir partinin desteği olmadan hayata geçemeyeceğine ve bunu AKP’nin desteklemesi mümkün olmadığına göre, geriye sadece HDP desteği kalmaktadır.

Hükûmet kurulduğunda HDP; koalisyonu dışarıdan destekleyip hükûmet icraata başladığında, bürokrasideki atamalardan tut da güneydoğuyla ilgili politikaların bütün ayrıntılarına kadar her şeye müdahale etmek isteyecektir. En önemli talepleri de bölücübaşının ve KCK tutuklularının serbest bırakılması, Kandil’dekilerin siyasete dâhil edilmesi ve Anayasa’ya iki eşit milletli statünün konması olacaktır. Daha bunlar işin küçük bir kısmıdır. Bu talepler yerine gerilmediğindeyse hükûmeti düşüreceklerdir.

PKK’nın siyasi kanadının eş elebaşı Demirtaş, bir açıklamasında, “İlkelerimizden taviz vermeyiz, esnemeyiz.” diyerek muhtemel bir koalisyonda takınacakları tutumu belli etmiştir. Zaten üzerlerinde İmralı ve Kandil’in baskısı vardır. Onlardan talimat almadan siyasi kanadın adım atması mümkün değildir.

Sizin keyfin yetsin, oy verdiğin parti hükûmet kursun, böylece uzun yıllar muhalefette kalıp biriktirdiği hırs dinsin diye MHP’nin kendini ateşe atmasına evet mi diyeceğiz?

Siz artık bunları idrak edemiyorsanız ve aklınız bunlara ermiyorsa ne diye ipe sapa gelmez analizlerle kendinizi ortaya atıyorsunuz?

Türkiye’nin 2002 yılındaki tabloyu yaşadığına dair tespitleriniz sizin hüsnükuruntunuz.

Seçimden sonra yapılan anketler, bir erken seçimin de AKP’yi kurtarmayacağını göstermektedir.

MHP, herhangi bir koalisyonda yıpranmak yerine kurulacak bir hükûmetin karşısında ana muhalefet görevini üstlenmeyi daha akılcı ve sağlıklı bulmaktadır.

Elbette tek istediğimiz erken seçim değildir. Ama seçmen her partiyi bir odaya kilitlemiş ve anahtarını denize atmıştır. Mevcut tablodan sağlıklı bir çözüm çıkması zordur. Yine en akla yatkın olanı, AKP-CHP koalisyonu ve bunu da HDP’nin desteklemesidir. Çünkü sözde çözüm süreci bağlamında bu üç parti de aynı kafadadır.

Size CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun 2014’ün Aralık ayında Meclise verdiği 70 maddelik yasa teklifini hatırlatıyoruz.

Bir de MHP’nin seçim beyannamesi ve halka verdiği sözleri hatırlatıyoruz. Bundan sonra zerre kadar objektif tarafınız varsa MHP’yi eleştirmeye soyunun, diyoruz.

Ama ne yazık ki sizin gibi tetiği düşmüş eski tüfeklerin bir türlü içlerinden atamadıkları MHP önyargısı, sağlıklı tahliller yapmaya, MHP’nin hakkını teslim eden adil bir yargıya varmaya engeldir.

Siz söz konusu yazınızla lider üzerinden aslında koskoca bir camiayı töhmet altında bırakmaya çalışıyorsunuz. Sizin hedefiniz sadece Devlet Bahçeli değil, Milliyetçi-Ülkücü camia… Gazeteci kisvesi altında MHP ve Ülkücü camia düşmanlığı yapıyorsunuz.

Yazınızda ayrıca AKP’nin madalya vermesi meselesinden söz ediyorsunuz. Asıl, çalıştığınız mevkute vaktiniz dolmuşken emeklilik beratı verip sizi bir an önce evinize yollamalıdır.

Siz artık çakaralmaz bir tüfeksiniz ve sürekli karavana atıyorsunuz. Bir iki atımlık barutunuzu da harcayıp kendinizi boşuna tüketmeyiniz.

Siz bizden hoşlanmıyor olabilirsiniz. Biz de sizin gibileri sevmiyoruz zaten. MHP camiası da sizin berbat yazılarını okumuyor.

Güven konusu da öyle… Ön yargılarla topluma saçtığınız olumsuz elektrik yüzünden size sadece MHP camiası değil, kamuoyu da asla güvenmiyor.

Biz, siz ve sizin gibi MHP’ye saygı duymayı kendine yediremeyenleri iyi biliyoruz. Yıllar boyu hepinizin ciğerini öğrendik. Bir gün basın camiasında sizin tıynetinizdekilerin zürriyeti kesilecek ve günü gelip adınız bile anılmayacak.