Dolar 32,3401
Euro 35,1021
Altın 2.310,34
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Açık
İstanbul
21°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

MHP’NİN FETÖ UYARILARI VE MHP’YE KURULAN TEZGÂHLAR

A+
A-

Kim hangi kompleksi yaşarsa yaşasın, kim nasıl manipülasyon yaparsa yapsın, Türkiye’de MHP gibi öngörüsü olan bir parti, Devlet Bahçeli gibi vizyonu netleşmiş bir lider yoktur. Malum cemaat, AKP’nin açtığı alan dâhilinde ve devlet mekanizması bünyesinde hücresini büyütürken, MHP Lideri Devlet Bahçeli AKP’yi defalarca bu tehlikeye karşı uyarmıştı. Okyanus ötesine selam çakma seanslarını ve onlara yol açma politikalarını terk etmelerini istemişti.

MHP Lideri Devlet Bahçeli, 2011 yılında yazılı bir basın açıklaması yapmış ve o açıklama içerisindeki “Bazı dava süreçleriyle ilgili arama kararları, gözaltı ve tutuklamalar, yasa dışı telefon dinlemeleri ve yargı organlarının tartışmalı tasarrufları adli süreçlerde kanun ve meşruiyet dışına çıkıldığı kanaatinin toplumda giderek yer etmesine yol açmıştır. Son olarak dava süreçlerinin ilahiyat fakültelerimizin değerleri hocalarını da kapsayacak şekilde genişletilmesine çalışılması bu yöndeki endişeleri daha da arttırmıştır. Bu uygulamaların kasıtlı ve bilinçli bir şekilde bir merkezden yönetildiği, Fethullah Gülen ve cemaatinin bunların arkasında olduğu düşüncesi yaygınlaşmıştır.” cümleleriyle tehlikenin adresini ve Türkiye’nin o günlerden bugünlere taşınan gidişatını işaret etmişti.

Elbette AKP bu uyarılara kulak asmadı. Kulak asmadığı gibi Fethullah Gülen cemaatine dokunduğu için MHP’ye ve Lideri Devlet Bahçeli’ye yönelik medya üzerinden cemaatle beraber olup, saldırı kampanyaları başlatmıştı.

MHP özellikle 12 Eylül 2010 referandum süreci ve sonrasında tarihinde görülmemiş şekilde her türlü saldırıya maruz kalmıştır. İletişim araçları kullanılarak MHP’yi itibarsızlaştırmak için her yolu denediler. MHP aleyhindeki kaset tuzakları, kirli ve karanlık içerikli internet siteleri, manşetler, haberler adeta fırtına gibi yayına verilmiştir.

MHP lideri Devlet Bahçeli o dönem “Kurulan rezil tuzağın aydınlanması, gerçeklerin ve hazırlayıcıların ortaya çıkarılması için iktidarın mutlaka kamu gücünü harekete geçirmesi ve suçluları yakalaması gerekmektedir.” Çağrıları yapmış ama konunun muhatabı olan AKP iktidarı oralı olmadığı gibi, ortaya konan gerçekleri görmezlikten gelmiştir.

AKP’den bir ses çıkmayınca, MHP Lideri Devlet Bahçeli, MHP’ye tezgâh kuran isimleri ve onlara ait belgeleri kendisi ortaya çıkarmıştır.

MHP lideri Devlet Bahçeli, o tarihlerde İstanbul’da yapmış olduğu konuşmada “Milliyetçi Hareket Partisi zayıflarsa, iç sorunlara gömülürse, tartışmalara ve fetret devrine girerse alçaklar keyiflenecektir. Bunun için son dönemde üzerimizde oyunlar oynanmaktadır. Okyanus ötesinden kumandalı internet siteleri fitne ve nifak tohumlarını saçmaktadırlar. İbrahim Faruk Bayındır kimdir? Bu kişinin partimizi zan ve töhmet altına alan yayınlara ev sahipliği yapan kirli internet siteleriyle ne tür bir bağlantısı vardır? Ülkücügazete isimli fitne yuvasının değişik ülkeler üzerinden yaptığı alçak yayınları bu şahıs ve yüzleri karanlıkta kalan ortakları mı gerçekleştirmektedir?” (8 Mayıs 2011) derken, MHP’ye kurulan tezgâhlarda kullanılan internet sitelerinin yazışmaları, kredi kartları, telefon numaraları MHP’nin avukatları tarafından yargıya teslim edilmişken, suçluların ortaya çıkması adına zerre adım atılmamıştı. O dönem, Ortadoğu gazetesinde adeta bir savcının hazırlayacağı haberler hazırlanıp, tüm tezgâhı deşifre ettiği halde, yargı ölü taklidi yaparak, konunun üzerini kapatmaya çalışmıştı. Davaya bakan savcı ve hâkimlerin tamamının FETÖ’cü çıkması da zaten bugüne kadar niçin aydınlatılamadığının delili olmuştur.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra MHP’ye o tezgâhları kuranlardan kiminin yakalandığı, kiminin arandığı, kiminin de daha önceki başka suçlardan tutuklu olduğu söylenmektedir.

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “İbrahim Faruk Bayındır kimdir?” diye kamuoyuna açıkladığı isim, aynı günlerde “Bir kredi kartımdan, bilgim olmaksızın yurt dışı internet hizmetleri veren bir firmadan harcama yapıldığı tespit edilmiş, harcama limitleri yüksek birden fazla kredi kartımın olması ve hesap ekstrelerini inceleme alışkanlığımın olmaması nedeni ile bu harcamalar tarafımca fark edilememiştir.” diyerek suçunu itiraf etmişti ama üzerine gidilmemişti. Şimdi aynı İbrahim Faruk Bayındır gazeteci Haydar Meriç cinayetinden bile aranmaktadır. Kendisi ve çetesi firar etmiş durumdadır.

İbrahim Faruk Bayındır ve çetesinin üzerine MHP’nin uyarılarıyla o günlerde gidilseydi belki de gazeteci Haydar Meriç bugün yaşıyor olacaktı. Belki de çorap söküğü gibi diğer birçok olay çözülecek ve önüne geçilecekti. Artık olan oldu ama bu saatten sonra MHP’ye tuzak kuran FETÖ mensuplarının tamamı ve MHP içinde uzantıları varsa onlarda ortaya çıkarılmalıdır. FETÖ tarafından MHP’ye son dönem kurulan tezgahlarda asla es geçilmemelidir.

Dün uyarılara kulak asmayan, bazen FETÖ’nün ürettiği malzemeleri propaganda olarak kullanan AKP, hatalarından ders çıkararak bunların kökünü kurutmalıdır.

Arkasına şuan aldığı toplumsal desteği istismar etmeden hareket etmelidir. Yeni FETÖ’ler yaratacak her türlü politikadan uzak durmalıdır. Bunun içinde en çok MHP’ye kulak vermeli ve uyarılarını dikkate almalıdır.

Yıldıray Çiçek/ORTAOĞU