Dolar 32,5005
Euro 34,9292
Altın 2.432,98
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 18°C
Cts 16°C
Paz 16°C
Pts 18°C

Militan Müfterilik!

Militan Müfterilik!
07/04/2018 13:09
A+
A-

Militan Müfterilik!

Dün Türkiye, Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde yaşanan korkunç olayla sarsıldı. 

YÖK tarafından hakkında “müfterilik” soruşturması yürütülen Araştırma Görevlisi Volkan Bayar, üç EBF Akademisyeniyle birlikte Fakülte Sekreterini vurarak öldürdü. 

Olayı biraz inceleyince Bayar’ın epeydir önüne gelene FETÖ’cü diyerek mevzi kazanmaya çalışan bir FETÖ’cü olduğu yönündeki kanaatimiz kuvvet kazandı.

Böylece FETÖ’yle mücadele OHAL’iyle birlikte literatüre “militan devrimcilik ve militan demokrasi” den sonra bir de “militan müfterilik” kavramı girmiş oldu.
***

İftira Makinası!

İftira makinası Volkan Bayar, dört cana kıymadan önce fakültede epeyce itibar kıyımı yapmış.

Eğitim Fakültesindeki 45 hocadan, 25’i hakkında iftira dilekçesi yazmış. İnsanların, şerefiyle, haysiyetiyle, ekmeğiyle oynamış.

Bayar’ın da aralarında olduğu itirafçıların iddialarını dikkate alan savcılık, 26’sı tutuklu 35 sanık hakkında FETÖ üyeliği iddiasıyla Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açmış.

Mağdur ettiği aileler ve tehdit ettiği akademisyenler, Bayar hakkında “müfteri” suçlamasıyla defalarca müracaatta bulunmuşlar.

YÖK Başkanının olaydan sonra yaptığı açıklamaya göre nihayet bugünlerde soruşturma açılmış.

Katil de zaten bunun üzerine Dekanlık katını basmış.

OHAL’i ve KHK ihraçlarını yakından takip etmiş bir yazar olarak benim kanaatim aşağıdadır.
***

Bu Olay Yeni bir “Kanlı FETÖ Vakası”dır!

Daha olaydan iki gün önce, 3 Nisan 2018 salı günkü MHP Grup Toplantısında, Genel Başkan Sayın Devlet Bahçeli:

“Kim ya da kimler ki delilli, belgeli olmadan, önü arkası tespit, teşhis ve tarif edilmeden ‘FETÖ’cü’ diyorsa, dikkatinizi çekiyor ve uyarıyorum ki, onda bir kuyruk acısı, gizlenmeye, örtülmeye, kapatılmaya çaba gösterilen karanlık bir açık var demektir.”

Sözleriyle, işte buna işaret ediyordu.

Şimdi bu olaydaki karanlığı biraz aydınlatmaya çalışalım.

Lisans derecesi vasat iki Öğretmenin, 2011’de MEB bursuyla ABD’de karı koca Yüksek Lisans yapması, gören gözler için yeterli bir “ışık”tır.

“Ne olmuş kardeşim yapmışsa? Hukuk delile bakar!” diyemezsiniz!

Beyninizde “alarm zilleri” çalmalıdır.

15 Temmuz’dan sonra bu Araştırma Görevlileri hukuken şaibeli bir şekilde boşanmışsa ve kolayca bir araya gelebiliyorsa…

“Ne olmuş kardeşim gelir gelir; keyfinin kahyası mısın?..” diyemezsiniz!

Gözünüz üzerlerinde olmalıdır.

Adama sorarlar!..

“Rektör, Dekan veya Müfettiş misiniz?

Yoksa hayatta sadece kitapları ve masaları bilen kerizler misiniz?..”

Bu nasıl bir FETÖ’yle mücadeledir ki; “adaletin gözleri bağlı, eli silahlı itlerin gözü bu kadar açık”tır?..

Geçmişi şaibeli bir akademisyen, üzerine vazife olmadığı halde 25 kişi hakkında “FETÖ’cü” ihbarında bulunuyorsa; kendinizi kurtarmak için bu militan müfteriliğe “aferin” deyip de bunca masum insanın kanına nasıl girersiniz?..
***

Hafızamızdaki Ülkücü Doçent Olayı

Bu hasta ruhlu FETÖ’cü katilin ihbarıyla görevden alınmış Ülkücülerden biri, Doç. Dr. Yalçın Bay, geçen yıl “Gerçek Ülkücüden FETÖ’cü Çıkmaz” başlığı altında şunları söylüyordu:

“7 Şubat 2017 KHK ile Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesindeki görevimden hakkımda hiçbir somut delil sunulmadan ihraç edildim.

Üniversitedeki soruşturma komisyonu, sorgulamada hakkında hiçbir somut delil yok dediler. O zaman ismini bilmediğimiz iftira dilekçeleri olduğunu söylediler.

1 Kasım 2016 tarihinde görevime iade edildim. Ancak aradan 100 gün geçtikten sonra tekrar nasıl bir somut delil buldularsa hiçbir gerekçe göstermeden ihraç edildim.”

Bu “militan müfteriliğin” kurbanı Yalçın Bay, Ülkücü bir aileden geliyor.

1996-97’de Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesinde teşkilat başkanlığı yapmış bir Ülkücü… 1998’den beri de Türk Eğitim-Sen üyesi…

Ona göre üniversitelerde pek çok vatanseveri yakan bu ihbarları, FETÖ’cüler:

“Ülkemizin terörle mücadele azmini kırmak, olayları sulandırmak, FETÖ’cüleri perdelemek için” yapıyorlar.
***

Allah’tan, Ölenlere Rahmet Kalanlara Sabır…

Ve işte Yalçın Hoca’nın Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’i hatırlatan sözleri:

“Biz Türkçülük, Turancılık ve Türk Dünyası sevdamızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Vatanımızın, milletimizin hizmetindeyiz.

Vatanımız FETÖ ve PKK gibi vatan hainlerinden temizlenecekse, bir değil bin Yalçın BAY feda olsun.

Globalizmin ve emperyalizmin uşaklarına inat, vatan sağ olsun!..”

Ah hocam ah!..

“Mazlumun ahı, devirir şahı” derler ya…

Bana göre dün Türkiye’nin ciğerini dört yerinden delen bu olay, bizim kitlesel duyarsızlığımıza verilmiş külli bir cezadır.

“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” düşüncesiyle başkalarının şerefini, haysiyetini, mesleki kariyerini ve ekmeğini iki dakikada satan yöneticiler, bu katliamın suç ortaklarıdır.

Tamamı derhal görevden alınmalı, hukuken de gereği yapılmalıdır.

Şükrü ALNIAÇIK