Dolar 32,3401
Euro 35,1021
Altın 2.310,34
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Açık
İstanbul
21°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

MİLLİ KİMLİK VE YENİ MEDENİYET PROJESi

A+
A-

Tarih yapmakla,tarih yazmanın aynı şey olmadığı farklı olduğu bilinmektedir.Ne yazık ki Türk tarihi baştan sona incelendiğinde; Türkler’in daima tarih yaptığı fakat tarih yazmadığı gerçeği ortaya çıkar. Batılı ünlü tarihçilerin, ”…Türkler’i tarih sahnesinden çıkardığınızda,tarih yazamazsınız..” sözünün haklılığı bile tarihçilerimizi teşvike yeterli olmamıştır.
Bu millet tarih sahnesine çıkalıdan beri, sürekli savaşmak zorunda kalmış, devletler yıkmış, imparatorluklar kurmuştur. Çağları açıp kapatmış,Orta Asya’nın derinliklerinden, Avrupa’nın ortalarına kadar at koşturmuş, mazlumlara yunus,zalimlere yavuz olmuş, Kur’an-ı Kerim’de geleceği müjdelenmiş,iki cihan serveri Peygamberimizin (SAV) övgülerine mazhar olmuş, Türk milleti tarih yapmış,fakat yaptığı tarihi başkalarından okumuştur.
Diyebiliriz ki Türkler’in siyasi ve medeniyet tarihinde; unutulan,unutturulan,çoğu gerçekleri bilinmeyen ya da şüpheli bir çok mesele henüz gün ışığına çıkarılamamıştır…Oysa ki,ülkemizin içinde bulunduğu durumda neredeyse Türk’ün varlığını inkar eden,alt kimlikli bir etnisite statüsüne sokan,siyasi kaos neticesi yetişen gençlik buhranlı bir gençlik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yetişen nesil; köklerini tanımayan, milli meselelerden uzak ,kozmopolit, vurdumduymaz,evrensel değerler adı altında küreselciliğe teslim olmuş bir geleceğin istikbali de olamayacağı açıktır. O halde istikbalin KÖKLERDE aranmasının zorunluluğu gelecek için bir elzemdir.İstediğin kadar teknoloji ile kalkınabilirsin fakat; kalkındığın teknolojiyi elinde ve tekelinde tutacak ve milli hamle ile daha da ileriye götürecek,milli ruh ve şuur olmadıkça bu gücü elde tutmak zorlaşacaktır.
Milli irade hamurunda yoğrulmadan oluşmuş güç ,kısa sürede kendisinden daha üstün güç karşısında tutunamayacağı ve silineceği ortadadır.Tarih bunun sayısız misalleri ile doludur…
Bir milletin geleceği o milletin yetişen neslinin tarih bilinci ile orantılıdır.Türk milletinin geleceğine,milli benliğine,bölmek isteyenlere ve değerlerine düşman olan kim veya kimler varsa, gençliğe bunlarla mücadele esasları öğretilmelidir. Düşmanlarının merhametlerine sığınarak ayakta kalmanın mümkün olamayacağı da öğretilmelidir.
Türk Milleti tez zamanda mutlaka,kendi projelerini ve yeni bir MEDENİYET PROJESİNİ uygulamaya koymalıdır.Bu proje geçmişten geleceğe bir inşa projesi olacaktır.Kökleri Orta Asya’da, filizleri Kafkasya ve Ortadoğu’da açan, gövdesi Anadolu’da kök salmış, dalları Balkanlar ve Avrupa’da yeşeren, kendisiyle barışık, insanlığı kucaklayan, mazlumları koruyan,zulmedenlere siper olan bir ”Kelimetullah” anlayışının inşası olmalıdır..
Medeniyet projemiz,toplumsal bağışıklığı artıran, milli bünyemizi hedef alan saldırıları bertaraf eden, kültür köklerimizden beslenen bir anlayışın eseri olacaktır.
Siyasallaşan İslam, milliyetsiz dincilerin ve aslında azınlık ırkçılarının tekelinden
kurtarılarak, arı, duru,temiz,saf kaynaklarına rücu edilip; Kur’an Kerim ruhuna ve Resullah’ın sünnet çizgisine çekilmelidir.İslam dünyasında yeniden İHYA, TECDİT ve İÇTİHAT ruhunu etkileyecek hamle fikirlerin ortamı güçlendirilmelidir.Tarihten getirdiğimiz derin köklerimiz üzerinde inşa edilecek; çağın ve insanların sorununu okuyan ve bu değerler üzerinde yükselen bir proje çalışması Üniversitelerimizde akademisyenler tarafından tartışmaya açılmalıdır.
Ortadoğu coğrafyasında ki kaosun önlenmesi, çok uluslu şirketlerin milletleri sömürmesini önüne geçilmesi ,küresel istilacıların ve kültür erozyoncularının siyasi buhranlarla insanlık alemini sömürmesini engellemek adına yeni bir NİZAM’ ALEM ÜLKÜSÜ ile yeni bir medeniyet projesini insanımızın ve insanlığın gündemine alternatif olarak sunmanın çareleri tartışılmaya başlanmalıdır.
Çözüm üretilecek yeni bir ruhla kültür medeniyetimizin hayat damarları ancak; eski derin köklerimize sahip çıkılmasıyla mümkün olabilecektir.
NEDEN MİLLİ KİMLİĞİMİZE SALDIRI YAPILMAKTADIR?
Milliyetçiliğe karşı duran,ülkücülüğü ve Türkçülüğü ırkçılık addeden,siyasal İslamcıların hedefleri milletimize defaeten sürekli anlatılmalıdır.Kur’an ayetlerinde (El hücürat suresi 13.ayet) insanların ayrı arı kabileler ve kavimler,ayrı renkler ve farklı dillerde yaratılması,Allah’ın varlık delilleri olduğu halde, Türk’üm demeyi ırkçılık sayan sapık zihniyet Allah’ın iradesine ve yaratma gücüne savaş açmış bidatçılardır.
Maalesef Türkiye’de ki tarikatların ve cemaatlerin çoğu, yetiştirdikleri insanların tamamını, MİLLİYET BİLİNCİNİ YOK EDEREK yetiştirmektedirler…Sanki İslam ve müslümanlık kavramları bir kavim adıymış gibi,millet ve milliyetçilik kavramlarının karşısında gösterilip milliyet tanımının yerine yerleştirilmektedir.
Herkesin de bildiği gibi,Kur’an da pek çok kavim isimleri sayılmıştır.Arap kavmi,İsrail oğulları kavmi,Rum kavmi gibi… Kur’an da çok yakında müslüman olacak bir kavimden de haber verilir.
Maide Suresi 54.ayet de, ”Ey iman edenler! sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki,Allah onları sever,onlar da Allah’ı severler.Müminlere karşı yumuşak,kafirlere karşı da onurlu ve şiddetlidirler.Allah yolunda mücadele eder, hiç bir kınayıcının kınanmasından da korkmazlar.Bu Allah’ın bir lütfudur.Onu dilediğine verir….”
İşte bu son kavmin de TÜRKLER olduğuna dair tüm müfessirler ve din alimleri fikir birliği içerisindedir.Abbasilerden sonra,İslam’ın sancaktarlığını 1000 sene kim ve hangi millet yapmıştır? Haçlı sürülerine karşı İslam’ın bayraktarlığını kim yapmıştır?Bütün İslam ümmetini, gayrı müslimlere karşı binlerce yıl kim savunmuştur. Irkçı Emeviler’in yıkılmasından ve Abbasiler’in tarihten silinmesinden sonra;ümmetin içinde hangi millet İslam için savaşmıştır?Yukarıda ki ayetin tasvirleri hangi milleti tarif etmektedir? İşte bu millet Türk milletidir…
Şimdi; milliyetsiz dinci ve siyasal İslamcılara sormak gerekiyor? ARAP, RUM,İSRAİL kavimlerini kabul ediyorsun da TÜRK KAVMİNİ NEDEN KABUL ETMİYORSUN? Ya da içine sindiremiyorsun? Bunun sebebi ise İslam kimliğini bir kalkan gibi kullanıp,etnik ırkçılığa dayalı zihniyetlerini gizlemektir.Önce insanlarımızı din adına uyuşturup, milliyet kimliklerini konuşmanın bir günahmış gibi kafalara nakşederek işe başlanmaktadır.Ardından milli kimliklerinden vazgeçirdikleri bu insanlarımızı,kendi milli kimlik potasında eriterek,onları kendi milleti ve devletine düşman insanlar haline getirip terörist insanlar yetiştirmek hedefindedirler…
Rahmetli hocamız Erol Güngör’ün deyimiyle: ”….Milliyet farklarını hesaba almayan bir İslam düşüncesi kaynağını başka sebeplerden almış demektir.Böyle bir islamcılık tasarlayanlar,milliyetçilere karşı,dolaylı bir ETNİK HAREKETiçindedirler.Bunların maksadı İslam birliğini sağlamadan ziyade,yaşadıkları ülkelerde ki milliyetçi politikayı nötralize etmektir.Bu azınlıklar, ayrılıkçı bir poltikayı takip gücünü bulduklarında kendi istikametlerinde bir milliyetçilik hareketini açmaktan geri kalmayacaklardır.Eğer böyle bir güce erişemedikleri taktirde de İslam davasının şampiyonu olarak görülürler….”
Peygamberimizin (SAV) ümmeti olduğunu ve onun yolundan gittiklerini söyleyen sahte İslamcılar, Hz.Muhammed (SAV), dört halife ve sair İslam büyükleri müslüman olduktan sonra ARAP OLDUKLARINI İNKAR MI ETMİŞLERDİR? O halde çoğu cemaat ve tarikat önderleri, çocuklarımızın beyinlerini yıkayarak onlara Türk olduklarını unutturmak ve bunu söylemenin de günah olduğu yalanını genç ve cahil beyinlere aşılamaktadırlar…
İşte bu tedrisattan yetişenler iş başına geldiklerinde,önce Türk’ü inkar edecek sonra da milliyetçiliği ayaklar altına alacaklardır!?..Milletimiz diyeceklerdir ancak, Türk milleti demeyi içlerine sindiremeyeceklerdir. ” İslam milleti” oluşturmaktan söz eden bu güruhlar ve siyasal islamcılar, haşa Allah’ın iradesine savaş açtıklarının farkında değiller mi? İşin aslı tabi ki farkındadırlar!..
Kur’an-ı Kerim’de; ”…Allah bütün insanları isteseydi tek bir millet yapardı..” denilmektedir.İnsanların farklı renklerde,farklı dillerde ve farklı kavimler halinde yaratılması,Allah’ın varlık iradesinin tecellisi ve tesçilidir. O halde;Türk milletini,Türk dilini ortadan kaldırmaya çalışanların,İslam’ı temsil etmekle uzaktan yakında hiç bir ilgisi yoktur.Bu guruplarda ki insanlar etnik ırkçılıklarını İslamcılık maskesi altında gizleyenlerdir…
Milletimizi,bu tür özürlü etnik ırkçılara karşı uyanık tutabilmenin yolu, milliyetçi, şuurlu gençlik yetiştirmekten geçmektedir.Milliyetçilik sadece laf kalabalığı ve afaki söylemlerden ibaret değildir.Milliyetçilik bir hareket işidir.Gönül işidir.Hareket ve eylem yoksa,nazariyeler pratiğe dönüşemezse, milliyetçi olduğunu iddia etmek havanda su dövmekten öte bir anlamı olamaz!…

AV. FARUK ÜLKER