Dolar 32,5842
Euro 35,0317
Altın 2.460,71
BİST 9.890,40
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

‘MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ REJİMİN VE TÜRK MİLLETİNİN TEMİNATIDIR’

‘MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ REJİMİN VE TÜRK MİLLETİNİN TEMİNATIDIR’
26/02/2017 16:52
A+
A-

MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya Aydın İl Teşkilatları Bilgilendirme Toplantısı’nda konuştu.

16 Nisan 2017 tarihinde yapılacak referanduma konu anayasa değişikliği geçtiğimiz yılın Ekim ayında kamuoyunun gündemine girmiş ve tartışmalı bir sürece sahne olmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, tartışmaların başlamasıyla birlikte Genel Başkanımız Sn. Devlet Bahçeli’nin talimatları, Başkanlık Divanımızın planlaması çerçevesinde teşkilat içi bilgilendirme toplantılarına başladık. Bugüne kadar çok sayıda bölge ve ilde düzenlediğimiz bu toplantıların birini de bugün Aydın ilimizde gerçekleştireceğiz.
Toplantı programı çerçevesinde tertiplediğimiz bu basın toplantısına hoş geldiniz diyor, teşriflerinizden dolayı hepinize teşekkür ediyorum.
Referanduma konu anayasa değişiklikleri, akıl almaz bir biçimde bağlamından kopartılmakta; kamuoyuna yanlış ve çarpıtılarak sunulmaktadır. Bu süreçte, özellikle partimiz ve Sn. Genel Başkanımız malum çevrelerce haksız ve acımasız bir biçimde eleştirilmiş; hatta iftiralara varan seviyesizliklere konu edilmeye çalışılmıştır.
Bu bir rejim değişikliği değildir; bu hükümet sistemi düzenlemesidir:
Yapılmakta olan anayasa değişikliğinin hiçbir maddesinde ve yerinde rejim değişikliği yoktur. Bilakis, anayasa değişikliği hazırlıkları Milliyetçi Hareket Partisi’nin hassasiyetleri gözetilerek yapılmıştır.
Yapılmakta olan değişiklik hükümet etme sistemi ile ilgilidir. İlla bir değişiklikten bahsedeceksek; bu Meclis Hükümet Sistemi’nden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiştir. Bunu bir rejim değişikliği yapılşıyor şeklinde sunmak bilgisizlik değilse; çarpıtmadır.
24’üncü dönemde tüm partilerin katılımıyla oluşturulmuş Anayasa Değişiklik Komisyonu’nda kimlerin hangi maddeleri ne şekilde değiştirmek istedikleri ve bu maksatlarla verdikleri teklifler, halen TBMM arşivlerindedir. Hiç kimse Milliyetçi Hareket Partisini, Cumhuriyetimizin temel niteliklerini ve üniter yapısını güvence altında tutan anayasamızın ilk dört maddesi ile Türk ve Türklükle ilgili maddeleri konusundaki samimiyetini sorgulama hakkına da haddine sahip değildir.
Milliyetçi Hareket Partisi rejimin ve Türk Milletinin teminatıdır.
Bu değişiklik durup duruken ortaya atılmamıştır; bu değişiklik değişen şartlar altında devlet ve millet bekası için bir zorunluluk olarak görülmüştür.
Bildiğiniz üzere, 15 Temmuz 2016 tarihindeki FETÖ ihanet kalkışması her haliyle Türk Devletinin ve Milletinin bir beka sorunu içinde olduğunu göstermiştir. “Önce ülkem ve milletim sonra partim.” Diyen siyasal anlayışın kurumu Milliyetçi Hareket Partisi tarafından devlet ve millet bekasında görülen risk ve tehditler üzerine gündeme getirilmiştir.
2007 yılında, 367 engeli ve mecliste bulunan partilerin uzlaşamamasından kaynaklanan bir anayasa değişikliği yapılmıştır. Bu değişiklik ile parlementonun yetkisinde olan Cumhurbaşkanlığı seçimi halk oylamasına dönüştürülmüştür. CHP, bugün olduğu gibi o zaman da çok agressif bir yaklaşım sergileme yoluna gitmiş, parlementonun önemli bir yetkisinin elinden alınmasına ortam oluşturmuştur.
Bize göre, CHP’nin dayatmacı tavırları ve öngörüsüzlüğünden, AKP’nin uzlaşmazlığından kaynaklanan bu değişiklik maalesef hükümet etme sistemi üzerinde önemli bir bozulmaya neden olmuştur. Bu değişiklikle; partili cumhurbaşkanı seçme uygulaması fiilien getirilmiştir. Nitekim 2014 Ağustos ayında yapılan Cumhurbaşkanı Seçiminde adaylar partiler tarafından gösterilmiş, kampanyalar partiler tarafından yürütülmüştür. Yani 2014 yılında Cumhurbaşkanı seçimi fiili olarak halk nezdinde partili Cumhurbaşkanı adayları üzerinden yürütülmüştür. Böyle bir fiili durumun oluşturulması da bugün en fazla itirazda bulunan CHP sayesinde olmuştur.
Bu değişikliğin sistem üzerinde neden olabileceği sorunları ise, 2014 yılına kadar, kimse konuşmamıştır. Başka bir ifadeyle, Cumhurbaşkanının seçimi biçimi köklü olarak değiştirilmesine rağmen; görev, yetki ve sorumluluklarının ne olacağı hiç gündeme getirilmemiştir. Değişikliğin neden olduğu iki başlılığın ya da Cumhurbaşkanını güçlendiren fiili durumun nasıl aşılacağı hiç tartışılmamıştır.
2014 yılında seçilen Cumhubaşkanının, hükümet etme sistemindeki bozulmayı ya da değişimi gerekçe göstererek oluşturduğu fiili durum da eklenince ülke bir yönetim sistemi sorunu ile karşı karşıya kalmıştır.
İşte, Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Sn. Devlet Bahçeli, PKK ve DEAŞ ile içeride ve dışarıda yoğun bir mücadele içerisinde olunan bir dönemde; 15 Temmuz 2016 tarihindeki FETÖ’nün devleti ele geçirme, ülkeyi işgal ve milleti esir etme girişimini de görünce; hükümet etme sistemindeki fiilen var olan bu yapısal sorunun bir şekilde giderilmesi konusunda hükümeti uyarmıştır.
Özetle, üç terör örgütü ile yoğun ve çetin mücadelenin yapıldığı bir dönem ve ortamda devlet ve millet bekası konusundaki risk ve tehdit algımız hergün tartışılır halde olan hükümet etme sisteminin düzeltilmesinin zorunluluğunu bize göstermiştir. Önce ülkem ve milletim ilkesinin gereği bu uyarı kamuoyu önünde hükümete ve muhataplarına yapılmıştır.
MHP dün çözüm süreci altında yapılmaya çalışılan Başkanlık Sistemini de içeren bir anayasa değişikliğine sonuna kadar karşı çıkmıştır; bugün olsa bügün de karşıdır. Bizim bu konulardaki görüş ve düşüncelerimiz dün ne ise bugün de odur; zerre değişmemiştir.
Bir defa yapılan düzenlemede dünkü karşı çıktığımız anlamda bir Başkanlık Sistemi yoktur. Bu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir.
Dün karşı çıktığımız; HDP, PKK ve FETÖ ile hazırlanan anayasa değişikliği tasarısıdır.
Dün karşı çıktığımız; altı federasyon (en hafifinden özerklik) üstü Başkanlık olan sistemdir.
Dün karşı çıktığımız; Başkanlık adı altında anayasayı Türk ve Türklükten arındırma oyunudur.
Herkesin çözümcü olduğu o dönemde Milliyetçi Hareket Partisi bütün bunlara tek başına bir bozkurt edasıyla direnmiştir. Bugün de aynı yerdedir, aynı görüştedir. O yüzden bilmeyen, duymayan kaldıysa bir daha söyleyelim: bugün desteklediğimiz anayasa değişikliğinin altı da üstü de üniter yapıya dayanan ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir.
“Dün karşı çıktığını bugün destekliyor.” demek; ya Milliyetçi Hareket Partisi’ni tanımamaktır, ya da ne dediğini bilmemektir.
Yapılan değişiklik gerçekte, sistem değişikliğinden öte; bir sistem düzeltme gerekliliğidir. Bu da fiili durumu esas alan bir hukuki düzenlemeyle toplumsal sözleşmenin meşru zeminine kavuşturulması yönünde ifade edilebilir.

Cumhurbaşkanı’nın 10 Şubat’taki onayıyla anayasa değişikliğinin 16 Nisan 2016 tarihinde referanduma götürülmesi suretiyle milletimizin karar ve onayına sunulması kararlaştırılmıştır.
Şimdi içinde bulunduğumuz süreç, 16 Nisan’da Türk milletinin “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ile ilgili olarak hazırlanan bu anayasa değişiklik teklifi konusunda iradesinin tecelli edeceği referandum/halk oylaması sürecidir. Aziz milletimiz, iradesini ortaya koyarak bir karara varacaktır.
MHP olarak baştan beri Türk milletinin iradesinin demokrasi ve cumhuriyetimizin en temel meşruiyet kaynağını oluşturduğunu hep söyledik. Küresel sistemin nüfuz mekanizmaları ile oluşturulan vesayet odakları ne zaman siyasetin önünü tıkamışlarsa biz milletin iradesinin yolunu açtık. Demokrasiyi işlettik. Siyaset dışı aktörlerin, siyasete müdahale oyunlarını hep bozduk. Çünkü biliyoruz ki; iradenin de, egemenliğin de, Cumhuriyetin de, devletin de sahibi Türk Milleti’dir.
Bu nedenle biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak diyoruz ki;
Devlet için evet!
Millet için evet!
Cumhuriyet için evet!
Türklüğün bekası için evet!
Evet derken, devlet ve millet varlığının muhafazasını hedefliyoruz.
Evet derken, Türkiye’nin kendine gelmesini, milli ve ortak değerlerin tahkim edilmesini, anayasanın tam hâkimiyetini amaçlıyoruz.
Evet derken, ay yıldızlı al bayrak yere düşmesin, Ezanlar susmasın, Şehitler ölmesin, Vatan bölünmesin diyoruz.
Çünkü,
Bu Ülke İçin Yeminimiz Var. Vazgeçilmez!
Ne Mutlu Türk’üm Diyene!