PİKNİKLİ ÇÖZÜMDEN, SIRA GECESİNE!

Bu PKK ve HDP’yi anlayanınız var mı?

Kan döküyor ”barış ve çözüm” diyorlar,

Öldürüyor “barış ve çözüm” diyorlar,

Bölüyor, parçalıyor “barış ve çözüm” diyorlar,

Kundaktaki bebeğe, eşikteki dedeye kurşun sıkıyor “barış ve çözüm” diyorlar,

Düğün evine bomba, ana okuluna Molotof atıp “barış ve çözüm” diyorlar,

Okul yakıyor, hastane bombalıyor, Atatürk büstü kırıyor “barış ve çözüm” diyorlar,

Sinsice arkadan yaklaşıp asker ve savcıyı ensesinden vurup “barış ve çözüm” diyorlar,

Yol kesiyor, hendek kazıyor, adam kaçırıyor “barış ve çözüm” diyorlar,

Hepsinden öte çocuk öldürüyor hala “barış ve çözüm” diyorlar.

*

Bu nasıl bir mantık hatası,

Bu nasıl bir akıl tutulması,

Bu nasıl bir cehalet,

Ve bu nasıl bir gaflettir ki?

Kendi başlattıkları kanlı çatışmaları…

Masum, mazlum ve meşru görerek.

Yaptıkları eylemleri…

Hak, Hukuk, Adalet diye savunarak.

Asker, polis, korucu, öğretmen ve öğrenci öldürmeyi,

Öz savunma, hak arama ve özgürlük gibi kavramlarla tanımlayarak.

Neyin çözümünden bahsediyorlar?

*

Kendilerini “barış güvercini” diye lanse eden,

Vicdan fukarası “kanlı katillere” sesleniyorum.

Siz kendinize hiç sordunuz mu?

Pusuya düşürüp şehit ettiğiniz güvenlik güçlerimiz için…

Geride gözü yaşlı, yüreği yaralı bıraktığınız ana, baba, gardaş, dul ve yetimler için…

Hakkını savunduğunuzu iddia ettiğiniz ve yoluna mayın döşediğiniz Kürt kardeşlerimiz için…

Burada saymakla bitiremeyeceğim birçok insanlık dışı davranışınız için…

Hala “barış ve çözüm” diyebiliyor musunuz?

*

Bunun özeti şudur;

Aslında yazmaya başladığınızda,

Silginiz kaleminizden önce bitiyorsa,

Vay halinize.

Çünkü bu durum,

Yanlışlarınızın doğrularınızdan fazla olduğunu gösterir.

Tıpkı; AKP, HDP ve PKK’nın çözüm diyerek ülkeyi getirdiği çözülme noktası gibi.

Yalan mı?

Her ilkenin yok edildiği…

Her tabunun yıkıldığı…

Her gerçeğin karartıldığı…

Her olmaz denilenin oldurulduğu bu gölgeli dönemde,

Bu muhteşem üçlü neyi çözdü Allah aşkına?

*

Tamam, insan olan hiç kimse kan dökülsün istemez.

Tamam, kandan beslenenler dışında kimse analar ağlasın istemez.

Hiç kimse ateşin düştüğü yeri yakmasını istemez.

Ve içinde vatan, millet, bayrak sevgisi olan hiçbir Müslüman,

“Çözüm olsun da nasıl olursa olsun” diye düşünmez.

Tamam, bunların hepsi tamam da,

İnsan olan insan da,

Ülkenin dört bir yanını her gün al bayrağa sarılı şehit cenazeleri gönderirken,

AKP’li Çorum belediyesi gibi,

Oturup da “çalgılı, çengili sıra gecesi” de düzenlemez değil mi?

Ne diyelim,

Dağlarda piknik yapacağız dediğimiz çözüm sürecinden,

Gele gele çalgılı çengili sıra gecesine geldik ya,

Allah sonumuzu hayır eylesin.