PİRLOGANDA’LI AHMET !

Cumhurbaşkanı seçildikten sonra,

Uzun Adam Recep Tayyip Erdoğan’ın,

Yerine “emanetçi” bıraktığı,

Kısa Adam Başbakan Ahmet Davutoğlu,

Geçtiğimiz hafta sonu

Bilecik iline bağlı Söğüt ilçesinde,

733’ncüsü düzenlenen,

Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri’ne katıldı.

*

Uzun Adam’dan kalan ve kendisini Bakanlarından bile koruyan,

Koruma ordusuyla dolaşma geleneğini sürdüren kısa adam Davutoğlu,

Ankara, İstanbul, Bursa, Balıkesir ve Eskişehir’den otobüslerle taşıdıkları AKP seçmeni ile doldurulmuş Söğüt stadyumuna;

“Recep Tayyip Erdoğan” sloganları arasında girdi.

Hâlbuki ki Kısa Adamın adı, Recep değil Pirloganda’lı Ahmet’ti.

Kısa adam alınmış olsa gerek;

Bir gün sonra başta stadyumdaki taraftarları olmak üzere,

Kendisini emanetçi gören herkese yandaş basın üzerinden;

“Muhatabınız benim” mesajı verdi.

*

Asli görevi “Uzun Adamın” kafasındaki,

“Başkanlık sistemini” devreye sokmak olan “Kısa adam”

Muhalefet partilerince, “gelmiş geçmiş en başarısız dış işleri bakanı” olarak tanımlansa da,

O artık başbakandı.

Fakat “Emanetçi” yakıştırması bir kez üzerine yapışmıştı.

Burada da devreye AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu girdi;

“Yeni başbakanımız kukla olmayacak kadar kişilikli, Erdoğan’la olmanın milletle olmak demek olduğunu bilecek kadar da şuurludur.”

*

Dönelim Söğüt’e.

Şeref tribününde Emanetçi Başbakan Davutoğlu başta olmak üzere,

Vali, Milletvekilleri ve hatta diğer bakanları bile el ve göz hareketleriyle kontrolde tutan,

“Gölge Başbakan”, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan tam bir “Maestro” edasındaydı.

Otur dedi oturdular,

Kalk dedi kalktılar.

Sıra konuşmaya gelince,

Emanetçi Başbakan Davutoğlu yine koruma ordusuyla birlikte kürsüye çıkıverdi.

Ve dedi ki;

“Cihan devletin doğuşuna şahit olacağız.”

*

He heee…

ABD, İngiltere, Almanya bizi dinlerken…

PKK memlekette at koşturup, kimlik kontrolü yapıp, kaymakam atayıp, heykel dikerken…

49 konsolosluk çalışanımız IŞİD çetesinin elinde 100 gündür esir beklerken…

Kendini bilmez bir terörist göndere tırmanıp askeri kışlamızdan “Türk Bayrağını”indirilirken…

Ülkenin Güneydoğusunda okullar yakılıp, Atatürk heykelleri yerlerde sürüklenirken…

PKK’nın siyasi uzantısı HDP Milletvekilleri özerklik kesmez, “bağımsızlık ve mali özerklikte istiyoruz” diye naralar atarken…

Siz hangi “Devlet-i cihan” doğuşundan bahsediyorsunuz Sayın Başbakan?

*

Dahası içeride;

Doğmamış çocuklarımızı bile 30 yıl vadeli tahvillerle borçlu duruma düşürmüşken…

İşsizlik tavan yapıp, dış borçlarımız sürekli artarken…

Sanayi üretiminde dibe saplanıp, ayıptır söylemesi “don” lastiğini bile ithal eder duruma gelmişken…

Bırak asgari ücretliyi, işçi, memur, köylü, esnaf hatta işadamlarımız bile kredi ve kredi kartına abanmışken…

Dışarıda;

“Komşularla sıfır sorun” deyip ülkeyi, “itibarlı yalnızlığa” mahkûm ederek, Ortadoğu’da ki bataklığına dibine kadar saplamışken…

Büyük bir kibirle 2012 yılında Şam’da Cuma namazı kılmaktan bahsedip, “Esed 6 aya kalmaz iner” diye beyanatlar vermişken,

Ve sonrasında;

“Velev ki yanlış hesap yaptık, Esad bir kaç yıl daha orada. Ben şahsen bu noktadan sonra Esad kalacak olsa bile elini sıkmaktansa istifa etmeyi tercih ederim”demişken…

Söyler misiniz Pirloganda’lı Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu,

Hangi “Devlet-i cihanın” doğuşundan bahsediyorsunuz?