Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 17°C
Sal 18°C

PKK AÇILIMININ SONUNU SİZE SÖYLEYEYİM

PKK AÇILIMININ SONUNU SİZE SÖYLEYEYİM
23/10/2014 21:04
A+
A-

1. Dünya Savaşından üç yıl sonra İstanbul’da ‘Kürt Teali Cemiyeti’ kuruldu. Atatürk, bu cemiyetinin amacının Doğu’da İngiltere-Amerika gibi devletlerin himayesinde ‘Kürt devleti’ kurmak olduğunu söylemiştir.

 

Adı geçen cemiyet, aynı zamanda ‘İngiliz Muhipler Cemiyeti’ ile de yakın ilişki içindeydi. TBMM’ce 1921 yılında fesh edildikten önce-sonra İngiltere amaçlarına hizmet eden ‘Kürt ayaklanmalarını’ organize ettiler. Bugün fark var mı? PKK, PYD, HDP bölgede Amerikan çıkarına hizmet eden gelişmeler içinde değil mi?

 

İngiltere Türklerle savaş meydanında çatışmak yerine, aynen bugün olduğu gibi yerel etnisiteler Rum, Ermeni ve bir kısım Kürtleri organize etmiş, Osmanlı Devletinin tabutuna son çiviyi onlar yolu ile çakmak istemiştir. Yüzyıllar boyunca Türkleri savaş meydanında yenemeyen batı, o işi Türklerin birlikte yaşadığı insanlara havale etmiştir.

 

Sözde bağımsızlık, insan hakları gibi hareketler öne çıkarılmıştır ki, Dünya’nın sesi çıkmasın. Türklerinde söyleyecek sözü olmasın. Günümüzde olup bitene ne çok benziyor.

 

26 Mart 1920’de İngiliz Yüksek Komiseri, Amiral John de Robbeck şu telgrafı çeker İngiltere’ye: “Kürdistan Türkiye’den tamamen ayrılıp bağımsız olmalıdır. Ermeniler ile Kürtlerin çıkarlarını bağdaştırabiliriz. İstanbul’daki Kürt Kulübü Başkanı Seyit Abdülkadir ve Paris’teki Kürt delegesi Şerif Paşa hizmetimizdedir.”

 

Bugün kimler, kimin hizmetinde dersiniz? Öcalan’dan tutun, açılım için ortaya dökülenlerin hepsini gözden geçirin.

 

31 Mart 1920’da Peyam-ı Sabah gazetesinde Kürt Teali Cemiyetinin şu bildirisi yayınlanır. “Kuva-yı Milliye’ye aldanmayınız! Bolşeviklerin kafasını taşıyan yurtsuz serserilerdir. Hilafet ve Saltanat’a bağlılıktan ayrılmayınız.”

 

Velhasıl değerli okur, tarih Türkler için tekerrür ediyor. O dönemin PKK’lıları, İngilizlerle görüşmeler yapıyor, İngilizlerin yönlendirmesi ile önlerine açılan yeni yolda ‘Kürt devleti’ kuracaklarına inanıyorlardı. Şimdi Washington’un PKK’yı ve Türk hükümetini soktukları yol gibi bir nevi.

 

PKK, Amerikan raporlarına girmiş, AB’nce sürekli dile getirilen söylemle Türk’ün toprağını bölecek ‘küresel hançer’ olarak, açılımla Türk’ün bağrına sokulmuştur. Batının tereddüt ettiği konu, aynı 1. Dünya Savaşında olduğu gibi ‘Kürtlerin büyük bölümünün’ Türklerle hareket edeceği gerçeğinden çekinmeleri.

 

Öyle olduğunu, olacağını altını çizerek söylüyorum. Hemen hiçbiri Öcalan’ı lider kabul etmiyor, güvenmiyor, Türkiye’yi vatanı kabul ediyor. Kurulması planlanan ‘Büyük Kürdistan’ın ‘İsrail’e hizmet edeceğini, Amerikan menfaatlerini koruyacağına inanıyor.

 

Onca çabaya, Truva atlarına rağmen, PKK partisinin baraj altı kalmasının sebebi budur. Tarih, batı ve’Kürtler’ açısından aynı 1920’li yıllarda olduğu gibi tekerrür edecek, bunda kuşku yok.

 

Demek istediğime gelince: ‘PKK özerklik, bağımsızlık isteyecek’, ‘AKP, yerel yönetim vs adı altında vermeye kalksa’ da başarılı olamayacak. PKK istediğini alamayınca, AKP’nin kendilerini oyaladığını düşünüp, daha önce fragmanının izlediğimiz ülke içi saldırılan daha kanlısına imza atacak.

 

‘Açılım hızlanacak’ın tercümesi budur. Adımlar hızlı atılmazsa, PKK metropolleri yangın yerine çevireceğini ilan etmiştir.

AKP iktidarı velev ki, PKK’nın talebi ‘bağımsızlığı’ vermeye kalkarsa ki zayıf ihtimal, bu defa Allah muhafaza 2011’de Türkiye için öngörülen ‘İç savaş şartları’ devreye girme durumu mevcut.

Demek istediğim Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye’ye girmezse, Suriye şartları ayağına getirilir. Neresinden bakılırsa bakılsın, hükümet ülkeyi ateş çemberinin içine atmıştır.

***

TÜRKİYE’NİN BAŞINI BELAYA SOKACAK ADIMLAR

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: Peşmergenin Kobani’ye geçmesi için yardım ediyoruz, açıklaması yaptı.

Uluslar arası yasal alt dayanağı olmayan, orman kanununa atıf gibi bir açıklama. Irak’ın Suriye ile sınırı varken, Türkiye üzerinden niye geçsinler? Diğeri, Suriye toprağı üzerinde Türkiye tasarruf yapma hakkını nerden alıyor?

‘Kobani’nin düşmesini arzu etmeyiz’ diyor Dışişleri Bakanı. Sanırsınız ki vatan toprağı ve savaştayız. Bu nasıl devlet adamı. Kobani dediği yer Suriye’ye ait. IŞİD’le, PYD güçlerinin numaradan çatışması ile o topraklar, başkasına ait olmaz.

Koalisyon ile işbirliği içindelermiş. Koalisyon dediği, ABD’nin başı çektiği güç, BM kararı yokken korsan şekilde bize adım attırıyor. PYD’nin Suriye toprağına göz koyma gibi düşüncesine sözde karşılarmış. O halde niçin her türlü yardımı yapıyorlar. Adamlar bağıra bağıra ‘Rojova – Batı Kürdistan’ diyor Arap Pınarının içinde bulunduğu bölgeye.

Gördüğünüz gibi Türkiye her şekilde sıkıştırılmış, ne denirse onu yapan konuma getirilmiş. Irak ve Suriye sınırları adeta kalkmış. Zaten arzu edilen bu mudur dersiniz? Suriye’den toprak koparılma başarılı olursa Türkiye’ye eklenip, sonra bölge ile toptan Kürdistan mı ilan edecekler?

‘Akılsız’ adamlara tavsiyem, ‘açılıma’ bölgesel, küresel boyuttan bakmaları. Her şey menfaat değil neticede. Türk’ün, Müslümanın ahını, vebalini almanın sonu hayırlı olmaz.

 

NEVAL KAVCAR