Dolar 32,3430
Euro 35,0087
Altın 2.324,00
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Açık
İstanbul
21°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

RIDVAN DİLMEN SENDE HAZIRLAN

04/02/2015 13:49
A+
A-

Rıdvan Dilmen sende hazırlan..!

 

Yaşı yetenler bilir. 12 Eylül askeri darbesi yapılmış, ordu idareye el koymuştu. Askeri cuntanın başı olan Kenan Evren anayasayı ve kanunları devre dışına bırakmış, söylediği her söz kanun hükmünde olmuştu. Kanunun veya hukukun olmadığı o günlerde birçok insanımızın canı yanmış. Kimi canlar cananlarından ayrı kalmıştı. İşkenceler, yargılamalar, hapisler daha da ötesi haksız yere yaptıkları idamlar işin tuzu biberi olmuştu.

 

Aradan bir süre geçtikten sonra, anayasayı kafasına göre dizayn ettirmiş, halka da bu darbe anayasasını ve kendisinin cumhurbaşkanlığını onaylatmıştı.

 

Ardından, kapatılan partilerin yerine ikame edilen biri kendilerinin kurdurdukları partileri olmak üzere birkaç partinin kuruluşuna izin verilmiş. Türkiye seçime götürülmüştü.

 

Seçim sahtı mailine girilince, tarafsız kalacağına namusu ve şerefi üzerine daha önce yemin etmiş olan Kenan Evren, meydan meydan gezerek veya tek kanallı TRT’den, emekli General Turgut Sunalp’in başına getirildiği Horoz amblemli kendi partilerine açık açık destek istemişti…

 

Seçim yapılmış ancak halk işaret edilen partiye değil, farklı bir partiye yönelmişti…

 

Hikâye uzun ancak fazla uzatacak değilim. Fakat bunları niye anlattığımı da hemen anlamış olmalısınız.

 

Bahsedildiğine göre, günümüz Türkiye’sinde demokrasi var. Hem de “ileri demokrasi(!)” var.

 

Lakin gördüğünüz üzere, anayasa tıpkı ihtilal günlerindeki gibi malum “sivil cunta” tarafından askıya alınmış, yasalar ve hukukun üstünlüğü yerle yeksan edilmiştir.

 

Bu da yetmiyormuş gibi tıpkı Kenan Evren gibi meydanlara inip bağını bir türlü kopartamadığı eski partisine açıktan oy isteyen biri var.

 

Ki, O’nu en tepeye çıkmak dahi kesmemiş gözüküyor. Hatta şu an itibariyle gündeme taşıdığı başkanlıktan dahi daha fazlasını istiyor.

 

Daha açık bir ifadeyle astığı astık, kestiği kestik yetkilerle donatılmış bir padişahlık istiyor. Eğer bu şekildeki yetkilerle donanmış bir idare tesis edilebilirse, ancak böyle tatmin olabilecek…

 

O zaman istediğini istediği yere atayacak, istediği sesi kısacak veya hoşlanmadığı dili anında kesecek. “Biraz hak hukuk, adalet istiyoruz” diyenleri ise anında sorgusuz-sualsiz Mamak benzeri kodeslere gönderecek.

 

Varsın ülkemin 20 milyon insanı açlık ve yoksullukla boğuşsun hiç önemli değil. O engin ticari dehasıyla Merkez Bankasını hizaya getirip, ekonomik veya iktisadi alana hükmedecek.

 

Kimin kaç çocuk yapacağına, kimin evlenip boşanacağına karar verecek.

 

“Padişahım çok yaşa” diyenleri dünya nimetlerine boğacak.

 

Bölücülerle kol kola girip, Türkiye’nin eyaletlere bölünmesine, dolayısıyla ülkenin bölünüp parçalanmasına göz dahi yumacak.

 

Hâkim, savcı, akademisyen, doktor, gazeteci, vs. vs. Ve hatta aktif sporcu olup, yeri gelecek tenis oynayacak, yeri gelecek sahalarda gol atacak. Hâsılı at binip de anında düştüğü binicilik sporu hariç hemen her dalda boy gösterecek.

 

Eh tabi futbol adamı-futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen’de elbette bu işten nasibini alacak. Çünkü “her şeyi ben bilirim, her şeyi ben yaparım” güdüsüyle onu da ekranlardan uzaklaştırıp, Türkiye ve dünya futbolu üzerine çeşitli analizler yapacak!

 

Ey Türk milleti, buradan size bir teklifim var.

 

En tepedekine yazık değil mi? Vallahi her şeyi üstünde toplamaktan mübarek bitap düşecek. Onun için gelin hep beraber Kaçak Saray sakini muhteremi bu kadar çok yormayalım. Yani önümüzdeki 7 Haziran’da tıpkı Kenan Evren döneminde olduğu gibi tarih tekerrür etsin ve onun istediğinin aksi istikametinde vereceğiniz oylarla; aile efradıyla birlikte “civanımın” da sakin sakin dinleneceği bir ortam hazırlayalım…

 

Ki, hem Türkiye hem de gölgesi rahatlasın…

 

Ne dersiniz?

 

Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız…

Harun Kılıç

ANKARA