Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 17°C
Az Bulutlu
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 19°C
Çar 19°C

SÖZDE AKIL ADAM: TÜRKIYE’YI 29 ÖZERK BÖLGEYE BÖLELIM

SÖZDE AKIL ADAM: TÜRKIYE’YI 29 ÖZERK BÖLGEYE BÖLELIM
13/04/2013 18:16
A+
A-

Sözde Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölge üyesi Prof. Dr. Baskın Oran, çarpıcı açıklamalar yaptı. Oran Türkiye’nin AKP-PKK müzakere süreci sonrası eyalet sistemine geçmesi gerektiğini söyledi.

Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölge üyesi Prof. Dr. Baskın Oran, “Başbakan, cesur bir politikacı olmasaydı biz bilmem kaç yıl daha birbirimizi yiyor olacaktık” dedi.
Oran, İzmir Küçük Millet Meclisi tarafından Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Çözüm Süreci Özel Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, Avrupa’da Katolik ve Protestanlar arasındaki “30 Yıl Savaşları”nı anımsatarak, Türkiye’nin son 30 yılda bunun örneğini yaşadığını söyledi.

Yaklaşık 3 yıl süren Kurtuluş Savaşı’nda çoğu tifüsten 9 bin 800 kişinin ölmesine karşılık, Türkiye’de “30 Yıl Savaşı”nda 40 bin insanın yaşamını yitirdiğini anlatan Oran, bu süreçte ekonomik açıdan 500 milyar dolar ile 1 trilyon dolar civarında kayıp olduğunu kaydetti.

Baskın Oran, Fırat’ın doğusunda başka, batısında başka hukuk uygulandığını ileri sürdüğü bu süreçte, toplumsal kayıpların da bütün kayıplardan fazla olduğunu ifade etti.

Türkiye’de “Kürtlük bilinci”nin 1960’larda başladığını, ekonomik pazarın ise 1980’lerde Turgut Özal döneminde kurulduğunu dile getiren Oran, “Bu durumda Kürtlük bilincinin asimile edilme imkanı, bilimsel açıdan sıfırdı. Ekonomik pazar kurulmadan asimilasyon süreci devam ettiği için Kürtlük bilinci yükseldi” diye konuştu.

Baskın Oran, belli grubun belli düzeni sürdürmesi için korku ortamının devam etmesi gerektiğini belirterek, “Ama artık biz buna izin vermeyeceğiz. Uzlaşmak, barış yapmak zorundayız. Düşmanlıklar ilelebet devam edemez. Bu süreçte şüphelerim ve itirazlarım olmasına rağmen baştan başlamak gerekir diye geldim. Önce parmakların tetikten çekilmesi lazım ki konuşmaya başlayalım” şeklinde konuştu.

“YİĞİDİN HAKKINI YİĞİDE VERİN”

Konuşmasının ardından toplantıya katılan sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin sorularını yanıtlayan Oran, çözüm sürecinde barış dili kullanılıp kullanılmadığı yönündeki soruya, şu yanıtı verdi: “Hükümetin, özellikle Başbakan’ın bu konuda bu süreçte titiz davrandığını düşünmüyorum. Çok cesur karar aldı ama bu kararın ön koşulları olması lazım. Sen müzakere yaptığın insanlara hala terörist dersen, (Kürt sorunu yok, terör sorunu var) dersen kafalarda çok soru birikir. Terör 1984’te başladı ama bu tarihten önce Kürt sorunu yok muydu?”

Oran, her şeye rağmen yiğidin hakkını yiğide verilmesi gerektiğine işaret ederek, “Başbakan, cesur bir politikacı olmasaydı biz bilmem kaç yıl daha birbirimizi yiyor olacaktık” dedi.

Oran toplantıda yaptığı konuşmanın en dikkat çekici noktaları ise CHP’ye getirdiği sert eleştiri ve özerklik savunması oldu.

İŞTE O ÖNE ÇIKAN İKİ AÇIKLAMA

“Eğer süreç sekteye uğrarsa Kürtler hayal kırıklığına uğrayacak. Bu süreç büyük beklentiyle başladı. Güneydoğu’da yüzde 82’den yüzde 90’lara ulaştı. Beklenti ne kadar yüksekse hayal kırıklığı da o kadar yüksek olur. Bozulursa bir daha böyle bir girişimde bulunulamaz. PKK silah bırakmasının ardından reformların hızlı biçimde yapılmazsa ‘PKKcıklar’ çıkar. Silahlı örgütün parçalanmasından daha kötüsü düşünülemez. AVM ve metrolar patlar. Ceset parçaları, kanlar üstümüze sıçrar. Reform yetiştirilmelidir. Reform ise özerklik tanınmasıdır. Meclis Ankara’da olmalı her bölgenin kendi bölgesel meclisi olmalıdır. İzmir bunu istemez mi? Gaziantep ve Siirt’te Güneydoğu’daki eyalete dahil olmalıdır. Amaç Kürtlere özerklik verilmesi değil Türkiyelilere özerklik verilmelidir. Çözüm olmazsa Türkiye’nin geleceğinden korkarım. Kürtler hiç bağımsızlık istemedi hep özerklik istedi.”

“CHP diye bir parti yok. CHP çözüm istemiyor. 1920’lerin 1930’ların ezberleriyle söylemleri Türkiye’ye parçalamaktır”

DIŞARIDA PROTESTO!

Bu arada toplantı öncesi Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bir araya gelen bir grup, protesto gösterisi düzenledi. Baskın Oran, güvenlik önlemi altında salona girdi. Salonun dışında bir süre slogan atan grup, polisin uyarısı üzerine dağıldı.

Toplantının açılışında saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmamasını protesto eden bir kişi salondakilerin sözlü tepkisiyle karşılaştı. Akil İnsanlar Heyeti ile ilgili tanıtım filminin gösterilmesinin ardından toplantıyı protesto eden başka bir kişi ise kendi isteğiyle salondan ayrıldı.

TÜRKİYE’Yİ 29 ÖZERK BÖLGEYE BÖLELİM DEMİŞTİ

Baskın Oran 8 Mart 2013 tarihinde Radikal Gazetesine verdiği röportajda Türkiye’nin 29 özerk bölgeye bölünmesi gerektiğini söylemişti. İşte o bölümler:

AK Parti için de ulusalcı bir dönüşüm yaşadığı eleştirileri yapılıyor?
Bu AKP’yi öldürücü bir şey. Erdoğan’ın bunu bir an önce fark etmesi gerekiyor ama kendini başkanlığa adadı. Bugün Öcalan dahil Erdoğan’ın başkanlık ülküsü her şeyin üzerinde gözüküyor. Eğer Kürtler ve onlarla birlikte 29 bölge özerk olmayacak olursa Türkiye felakete gider. Sadece Kürtlere özerklik verilmesi Türkiye’yi böler. Bu durumda Allah’ın belası ulus devlet bir de yavrular. 29 bölgeye özerklik vererek bir ademi merkeziyetçi demokratik Türkiye kurulmalı. Bu yeni bir cumhuriyet olarak algılanmalı, Kürtler de onun bir parçası olmalıdır.

Bu 29 bölgeyi etnik unsurları esas alarak mı söylüyorsunuz?
Hayır. Mesela Orta Anadolu ile Ege’nin hiçbir ilişkisi yoktur. Yemeğinden tut, insanının tabiatına kadar. Önemli olan Türkiye’ye ademi merkeziyetçiliğin gelmesi. Kemalist merkeziyetçiliği şimdi Erdoğan sürdürüyor. Anayasa Mahkemesi’nin denetiminden geçmeyecek kararnameler ne demek? Yargıtay’ın, Danıştay’ın, YÖK’ün ve HSYK’nın yarısını atamak ne demek? Yargıtay Başsavcısı ve rektörleri seçmek ne demek? Atatürk’te bu yetkilerin yarısı yoktu.