Dolar 32,5062
Euro 34,8299
Altın 2.490,55
BİST 9.539,53
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 16°C
Az Bulutlu
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Cum 14°C
Cts 19°C
Paz 20°C
Pts 18°C

“TSK, FETULLAHÇI OLDUĞUNU BİLDİĞİ KİMSENİN İLİŞİNİ KESMEMİŞTİR”

“TSK, FETULLAHÇI OLDUĞUNU BİLDİĞİ KİMSENİN İLİŞİNİ KESMEMİŞTİR”
20/07/2016 15:24
A+
A-

TSK, 2003 yılından sonra Fethullahçı olduğunu bildiği hiç kimsenin ilişiğini kesmemiştir.”

Bu cümle, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan “Ana Gülen Yapılanması” iddianamesinde geçiyor.

İşin garibi ben bu cümlenin manasını belki de herkesten iyi biliyorum!

1998’de bir dershanemiz vardı. Bulunduğumuz şehirde ilk kez bir dergi dershanesi açmış, 8 öğretmen, eski bir binada çabalayıp duruyorduk.

Öğrencimiz de çoktu; ama dersimizin kalitesine uygun bir bina bulamıyorduk

1999 Depreminde elimizdeki bina da ağır hasar alınca 8 çift göz, aynı anda Müftülüğün inşaat halindeki binasına doğru kaymıştı.

Bina, bir dershane için biçilmiş kaftandı. Ama iç mimarisi için 80 bin liralık bir tadilat gerekiyordu.

Bizim o kadar paramız yoktu. Üstelik bir Finans kuruluşuyla kökten desteklenen rakibimiz de binaya sulanıyordu.

Müftü Efendi, bağlı bulunduğu Diyanet İşleri Başkanının çizgisinden çıkmıyor; cemaate pek de sıcak bakmıyordu.

Biz bir yandan para biriktiriyor, bir yandan da geç kalmayalım diye dua ediyorduk.

Ara ara da biriken paramızı Müftü Efendiye gösteriyor: “Olmaz mı?” diyorduk.

Müftünün yapacağı bir şey yoktu. Kira peşindi. Tadilat yapılacaktı. Paramız çıkışmıyordu.

2002’de iktidar değişti. Diyanet işleri başkanı da değişti. Müftü duruyor. Ama bir gün gittik baktık, binadan dev bir pankart sallanıyor:

“Fem Dershaneleri Kocaeli Şubesi Yakında 18 kişilik Sınıflarıyla…”

Gerisini okumaya lüzum yok!.. Adamlar Ankara’dan bağlamışlar.

Müftü mahcup, bize nasihat veriyor.

Biz o kışın ısınmayan, yazın soğumayan, yağmurda damı akan şakülü kayık, cephesi bozuk binada öğretime devam ettik.

2003’ten sonra başta yatılı Fen Liseleri olmak üzere iyi okullardan bize öğrenci gelmez oldu.

Çünkü beş tane sekreter aynı anda telefonun başına oturuyor, öğrenci velilerini tatlı dille kafaya alıyor, aile 1. Sınıf malzemeyle yapılmış binayı görünce zaten Geometriyi Ziraat Mühendisinin anlatmasına aldırış etmiyordu!

Yatılı Fen Liseliler için de yurtları hazırdı. Fen Liseli demek derece, derece ise reklam demekti.

Bu “2003’ten sonra” meselesini onun için iyi anlarım.

2002’de AKP iktidara gelince, Cemaat 28 Şubat cenderesinden çıkmakla kalmamış intikam saldırılarına başlamıştır.

Bugün Türk Silahlı Kuvvetlerinde darbe yaptığı söylenen Generaller, 80’den, Albaylar 85’ten sonra Askeri Liselere girmiştir.

Yani Adalet Partisi-Nur cemaati flörtü, ANAP ve DYP ile ciddi bir sızmaya dönüşmüştür.

Bizim Komünizmle mücadele ettiğimiz kadar bunlarla mücadele etmeyişimizin sebebi, Devletin ciddiyetine ve Askeri kurumların kendi iç disiplinine, istihbaratına, işleyişine olan güvenimizdir.

Buna rağmen MHP hiçbir zaman bu tür illegal yapılarla işbirliği yapma alçaklığına düşmemiştir.

Hele bunları kullanarak sebebi ne olursa olsun Türk ordusuna kumpas atma onursuzluğunun çok şükür ki yanından bile geçmemiştir.

Onların yollarını kumpasla açarak, darbeye cüret edecek seviyelere gelmesine asla müsaade etmemiştir.

Daha bu bir şey değil!..

Genelkurmay Başkanlığı 1983-2003 yılları arasında TSK ile ilişiği kesilen Fetullah Gülen Grubuna mensup personel sayısının 400 olduğunu bildirmiştir. Yani sızma kısmen önlenmiştir. Geçen günkü darbeyi yapanlar ANAP döneminin öğrencileridir.

2003’ten yani AKP iktidarının ilk yılından itibaren TSK, Fethullahçı olduğunu bildiği hiç kimsenin orduyla ilişiğini kesmemiştir!

Demek ki kesememiştir.

Yine iddianameye göre: “Bundan sonra insiyatif örgüte geçmiş ve TSK içinde bu örgütten olmayan veya muhalif olan herkesi tasfiye etmeye başlamıştır. Ergenekon ve diğer askeri davalar, sivil siyaset üzerindeki askeri vesayetin kaldırılması için değil, örgütün TSK, üzerinde egemen olması için gerçekleştirilmiştir.”

Ben size bir eğitimci olarak daha kötü bir şey söyleyeyim:

İddianamenin “Askeri Liseler”le ilgili bölümüne bakarsak: “Cemaatin 2003’ten, 17-25 Aralık 2013’e kadar (ne istediniz de vermedik! döneminde dershaneleri Askeri okulların sıbyan mektebi gibi kullanarak toplu kopyayla orduya oluk oluk sızdığını” rahatça söyleyebiliriz.

Bunun manası: “AKP öncesinin denetimli yıllarındaki sızıntıyla asla kıyaslanmayacak kadar çok sayıda Pensilvanya robotunun şu sıralarda Teğmen rütbesi takarak Harp Okulundan mezun olmaya başladığı”dır.

Şu sıralarda Askeri Liselerdeki öğrencilerin en az “Yüzde 75″i, Harp Okullarındakilerin ise “Yüzde 50″si bu örgütten olmalıdır.

Bugün yarıdan çoğu şaibeli 25 generalle darbeye cüret edebilen bir örgütün, 2040’la 2050 arasında “TSK’nın bütün General kadrolarına” hâkim olacağı şimdiden bellidir.

Üç gündür memleketi uyku tutmazken Fethullah Gülen’in Pensilvanya’da geniş geniş İngilizce basın toplantısı yapması, bu çalınmış tarlanın bahar esintisidir!

Bu kadar çok aldatılan milletler, yurtlarına sahip çıkamazlar!

Yurdu olmayan milletler de fazla uzun yaşamazlar!..

ŞÜKRÜ ALNIAÇIK / ORTADOĞUGAZETESİ