Dolar 32,5884
Euro 34,8559
Altın 2.505,24
BİST 9.679,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 14°C
Yağmurlu
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 23°C
Sal 22°C

‘TÜRK TARİHİ İBRET ALINACAK, DERSLER ÇIKARILACAK HADİSELER TARİHİDİR’

‘TÜRK TARİHİ İBRET ALINACAK, DERSLER ÇIKARILACAK HADİSELER TARİHİDİR’
15/09/2017 17:52
A+
A-

‘TÜRK TARİHİ İBRET ALINACAK, DERSLER ÇIKARILACAK HADİSELER TARİHİDİR’

MHP Genel Başkan Başdanışmanı Avukat Fehti YILDIZ, 25 Eylül’de Peşmerge başı Barzani’nin yapmayı planladığı sözde referanduma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Değerlendirmesinde;

“Milliyetçi Hareket Partisi’nin sayın lideri Devlet Bahçeli nin Barzani tarafından 25 Eylül’de yapılması düşünülen referandumla ilgili olarak yapmış olduğu açıklama tarihi öneme sahiptir.

Sayın Devlet Bahçeli açıklamasında:

–“Peşmerge yönetiminin türkmen kentlerini kapsamına alan referandum hazırlığı bağımsız Kürdistan provasıdır. Kerkük’te Telafer’de Musul’da yaşayan Türkmenlerin aleyhinedir. Türkiye’ye karşı beslenen hasmane ve düşmanca tutumun dışavurumudur. Türkiye’yi bölmeye yöneliktir, gerekirse savaş sebebi sayılmalıdır.”

TBMM Olaganüstü toplanarak bu konuda sayın Genel Başkanımızın yol gösterdiği doğrultuda karar almalıdır.

Türk Tarihi ibret alınacak, dersler çıkarılacak hadiseler tarihidir. Mondros ateşkes antlaşması bunlardan biridir.

Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda itilaf devletleri ile Mondros ateşkes Anlaşması 30 Ekim 1918 tarihinde Limni adasının Mondros limanında imzalanmıştır.. Bu ataşkes anlaşmasında Osmanlı Türk devletini Rauf bey temsil etmiştir. O tarihte Hüseyin Rauf (Orbay) Ahmet İzzet Paşa hükümetinde bahriye nazırdır.

Rauf bey Kurtuluş şavaşı döneminde son osmanlı meclisi ( Meclis-i mebusan) toplantısına katılmış,İstanbulun işgalinden sonra İngilizler tarafından tutuklanarak Maltaya sürgüne gönderilmiştir. Cumhuriyet döneminde Terakki Perver Cumhuriyet partisinin kurucuları arasında yer almış, bu parti Şeyh Sait isyanı sebebi ile kapatılmıştır. Adının karıştığı İzmir süikasti sebebiyle 1935 yılına kadar Türkiye ye dönmemiştir.

Hüseyin Rauf bey ;

Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak, Ali Fuat Cebesoy, İsmet İnönü, Refet Bele ile birlikte Mustafa Kemal’in yanında kurtuluş harbimizin çekirdek kadrosunu oluşturanlardandır. Hüseyin Rauf Orbayın babası kafkasyadan Türkiyeye kaçarak İstanbul’a yerleşen çerkez asıllı bir Osmanlı subayıdır.

Mondoros ateşkes antlaşmasını Mustafa Kemal Paşa okuduktan sonra “bu antlaşmayla düşmanların memleketi işgali için adeta onlara yardım edilmiştir.” diyerek tepkisini göstermiş, içeriğine şiddetle karşı çıkmıştır. Kurulmaya çalışılan bağımsız Kürdistan’ın izlerini o metinlerde görebiliriz. Rauf bey ateşkes antlaşmasını imzalarken ingilizlerin verdiği harici sözlere güvenmiş, ancak bu güven Musul, Kerkük gibi vilayetlerimizin Türkiye Cumhuriyetinden koparılmasına neden olmuştur.

Ateşkes antlaşmasının 7. maddesinde:” itilaf devletleri güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde, herhangi bir stratejik noktayı işgal edecek bir hakka sahip olduğu ,24. maddesinde doğudaki 6 ilimizde(vilayeti sitte) karışıklık çıkması halinde o illeri işgal yetkisi alınmıştır.

Nitekim kısa bir süre sonra kadim bir emperyalist gelenegi olan İngiltere ateşkes anlaşmasının 7. maddesine dayanarak 15 Kasım 1918 yılında Musul Vilayetimizi işgal etmiştir. 25 Nisan 1920 de Irak’ta İngiliz mandası resmen yürürlüğe girmiş,Musul ve telefar ilçesindeki Türkmenler İngilizlere karşı ayaklanmış,bazı İngiliz kışlaları basılmış,birçok ingiliz askeri öldürülmüştür.Hiç bir yerden yardım alamayan Türkmenler ilçeyi boşaltarak sadece yürüyemeyen yaşlıları arkada bırakarak Karaçuk dağlarına sığınmışlardır.Dağdaki bekleyiş üç aydan fazla sürmüştür..Bu yüzden 1920 yılı ”kaçakaç yılı ”olarak hatırlanır.

Bir yıl sonra da bugün olduğu gibi uyduruk bir referandumla ingiliz işbirlikçisi Faysal Irak kralı ilan edilmiştir.

Musul ve Kerkük Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1923 yılında Misaki Milli sınırlarımızın İçerisinde olduğunu hiç bir Türk evladı unutmamıştır.

Misaki milli sınırlarımız Atamızın tarif ettiği gibi–“İskenderun körfezinin güneyinden, Antakyadan, Halep ile katma istasyonu arasında Celablus’a İner, doğuya uzayıp Musul, Kerkük ,Fırat ve deyrizor iner Süleymaniye’yei içine alır.–”

Genç Türkiye Cumhuriyeti, İngiltere’nin yapmış olduğu gayri meşru durumu, işgali hiç bir zaman kabul etmemiş işgalin kaldırılması için her türlü hukuki ve diplomatik girişimlerde bulunmuştur. Bu bağlamda oldu bittiye son verilmesi için İngiltere ve İstanbul da görüşmeler yapılmış, ancak İngilizler Musul vilayetinedeki işgali kaldırmaya yanaşmadığı gibi Hakkari ilimizin de İngiliz yönetimine bırakılmasını hayasızca talep edebilmiştir.

Musul meselesinin halli için konu Türkiye cumhuriyetinin henüz üyesi dahi olmadığı Milletler Cemiyetine, oradan Adalet Divanına götürmüştür. Başta İngilizler olmak üzere batı emperyalizmi bu sırada boş durmamış ülke içindeki işbirlikçilerine her türlü desteği vererek Şeyh Sait isyanını başlatmışlardır Bitmek bilmeyen İngiliz oyunları sonunda İngilizlerle 5 haziran 1926 tarihinde Ankara anlaşması yapılmıştır.

Anlaşmanın birinci fasıl, birinci maddesiyle Türkiye’yle Irak arasında hudut ;Cemiyeti Akvamın 29 Ekim 1924 tarihli toplantısında kararlaştırdığı şekilde (-Brüksel sınır çizgisi -kesinleşmiştir.) Bu anlaşmayla Musul ve kerkük vilayetlerimiz toprak bütünlüğü korunması şartıyla Irak’a bırakılmıştır.

Yürürlük maddeside dahil 18 maddeden ibarettir. Irak’ın Musul’dan elde ettiği petrol gelirlerinin paylaşımıda Ankara anlaşmasında mevcuttur. Dördüncü maddesindeki düzenleme ye göre;birinci madde mucibince Irak’a terk edilen arazideki ahalinin Tabiiyeti Lozan anlaşmasının 30 -36 maddelerine dayanılarak halledilecektir.

Musul ve Kerkük’ü içine alan Yeni bir siyasi birliğin oluşturulması, Irak ile Türkiye arasında yeni bir devletin varlığı halinde başka bir söyleyişle Musul ve Kerkük’ün Irak ın toprak bütünlüğünden koparılması yada ayrılması halinde siyasi statü 1918 yılı öncesine antlaşma şartlarına geri dönmek zorundadır. Ankara anlaşması hükümsüz olacaktır.

Yüzyılın başından beri Türkiye Cumhuriyetinde, İran Irak ve Suriyede siyasi kürtçülük haraketleri silahlı siyaset yolundan hiç bir zaman ayrılmamışlardır.Irakta faaliyet gösteren kürtçü hareket İranın lojistik yardımı sayesinde 1970 yılında Kürdistan demokrat Partisinin başı Molla Mustafa Barzani, Irak devrim komuta konseyiyle masaya oturmuş ,özerklik anlaşmasını İmzalamıştır.Bu durum Barzaniler ve İsrail için tarihi dönüm noktasıdır. Molla Mustafanın oğlu Barzani, “Irak Kürdistanı” olarak Duhok , Kerkük, Süleymaniye, Erbil ,Musul, Sincan,Telafer, Vasıf Bedre Bölgesinin kendilerine ait olduğunu iddia etmektedir.

Irakın işgaliyle ,bölge halkı tarafından Ortadoğunun iki oryantalinden biri olarak sıfatlandırılan Barzani ,Şiiler ve Sünniler arasındaki ihtilaflardan faydalanarak tarihidüşlerini gerçekleştirmeye çalışırken ,amca oğullarım dediği yahudiler kurulmaya çalışılan ”kardeş devletlerini” şimdiden selamlamaktadır.

ABD ve İngiltere öncülüğünde gerçekleşmiş Irak’ın işgalinden sonra, anayasa hazırlamak için Irak’ta yaşayan çeşitli guruplardan oluşturulan kurulda Talabani ve Barzani etkili olmuştur. Anayasa kurulundaTürkmenler dikkate alınmamış ,Şiiler ve Kürtler öne çıkarılmış,böylece 1 mart 2003 teskeresinin intikamı Türkmenlerden alınmıştır.

,Sunniler şeklen oluşturulan kurulda bulunmuş , ABD nin sunnileri yok sayma siyaseti teröre zemin yaratmıştır.

Bu siyaset ve izlenen yol Türkiyenin başına birde DEAŞ belasını sarmıştır. Türkiye bölücü terör örgütleriyle uğraştırılırken 25 eylülde yapılmak istenen korsan refarandumun temeli o zamanlardan atılmıştır.30 Ocak 2005 de yapılan sözde seçimle Talabani Irak başkanı yapılırken Barzani bölgesel yönetimin başına getirilmiştir.

Türk Devletinin,ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne karşı oluşturulan tüm başkaldırılar ,hangi kılığa bürünürse bürünsün, ne pahasına olursa olsun yok edilmek silinmek kahredilmek zorundadır.

Atatürk’ün Milli mücadele yıllarında gösterdiği istikamette düşman nasıl kahredildiyse, her türlü zorluğa ,imkansızlığa rağmen Sevr paçavrası nasıl yırtılıp atıldıysa ,bugün de Milliyetçi Hareketin sayın liderinin çizdiği istikamette vaziyet almak her Türk evladı için vatan ve namus borcudur.

Katledilen milyonlarca ıraklının kanı henüz kurumamışken,tecavüze uğramış yüzbinlerce kadının namus ve iffeti coninin ayakları altındayken, utanmadan, ahlaksızca,şerefsizce Amerikalı ve İngilizler tarafından yazdırılan anayasalarının önsözünde güya kendilerini aşağıda yazılı oldugu şekilde tarif etmişlerdir :

”Irak peygamberlerin vatanı ,temiz imamların barınağı,yazıyı,rakamı bulanların ilk yasayı çıkaranların ,ziraati ilk uygulayanların, bilginlerin fikir ürettiği mezopotamya evlatları”

Siz değilmisiniz mabetleri işgal ordularına çiğneten? siz değilmisiniz camileri bombalatan, siz değilmisiniz müzeleri yağma ettiren? siz değilmisiniz Bagdatı harap ettiren?utanmazlar.

Barzaninin yapmak istediği referandum ve sonuçları 2005 Irak anayasasına dahi aykırıdır.

Irak Anayasasının 1. maddesi ”Yönetim şekli cumhuriyettir.Bu anayasa Irakın bütünlüğünü garanti eder.”yazılıdır.

Referandum Iraktaki Türk bölgelerinin işgaline yöneliktir.Ülke sınırlarını degiştirmeyi hedeflemektedir.Sevrin yeniden hayata geçirilme çabasıdır.Uluslararası hukuka da aykırıdır.

Türk Milleti ,Gazze’ye duyarlı olduğu kadar Kerkük’ede duyarlı olmak,fedakarlık yapmak zorundadır.Yeni gelişmeler ışığında bu coğrafyada kaos ,yeni göçler kaçınılmaz gözükmektedir,Irak anayasasında bagımsız ve ihtilaflı bölge diye tarif edilen yerler Türk bölgeleridir.Musul.Kerkük.Tuzhurmatu,Hanekin bölgesi,Altunköprü,Kifri şehirleri Türk şehirleridir. Aziz Türk Milleti tarihin omuzlarına yüklediği kutsal görevleri yerine getirecek güce her zaman sahiptir” dedi.