TÜRKEŞ: SİLAH YARDIMINDA SABIKALI AVRUPA’YA DİKKAT

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş,”31 Ağustos 2014 tarihinde ise Almanya Peşmerge güçlerine silah sevkiyatı başlatacağını, bu sevkiyatın tanksavarlar, tanksavar füzelerini de kapsayacağını duyurdu. Terör örgütü PKK’nın Kandil’den otobüsler kaldırarak Peşmerge ile IŞİD’e karşı omuz omuza savaşmaya gittiği de ayrıca bilinmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi mevzubahis silah sevkiyatına ve bu sevkiyatın öncülerine tarihten gelen sebeplerden dolayı kuşkuyla yaklaşmaktadır.”dedi.

Türkeş’in açıklaması şu şekilde:

27 Ağustos 2014 tarihinde ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel bir yazılı açıklama yaptı.

Söz konusu açıklamada Hagel, içinde Fransa, İtalya ve Danimarka’nın da bulunduğu bir uluslararası koalisyonun Peşmerge güçlerine silah yardımı yapacağına dair ifadeler kullandı.

31 Ağustos 2014 tarihinde ise Almanya Peşmerge güçlerine silah sevkiyatı başlatacağını, bu sevkiyatın tanksavarlar, tanksavar füzelerini de kapsayacağını duyurdu.

Terör örgütü PKK’nın Kandil’den otobüsler kaldırarak Peşmerge ile IŞİD’e karşı omuz omuza savaşmaya gittiği de ayrıca bilinmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi mevzubahis silah sevkiyatına ve bu sevkiyatın öncülerine tarihten gelen sebeplerden dolayı kuşkuyla yaklaşmaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisi, 1990’lı yıllar boyunda PKK’ya lojistik ve siyasî destek veren devletleri ve bu devletlerin Türkiye üzerindeki menfaat hesaplarını unutmamıştır.

Partimiz;

●      Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterand’ın hanımı Danielle Mitterand’ın PKK ile nasıl sürekli dirsek teması kurduğunu,

●      Dönemin İtalya Başbakanı Massimo D’Allema’nın İmralı canisini nasıl himayesi altına aldığını ve sakladığını,

●      Almanya, Fransa, İtalya ve Danimarka’nın PKK’ya yakın sözde sivil toplum kuruluşlarını topraklarında nasıl barındırdığını UNUTMAMIŞTIR.

Bu minvalde yukarıda adı geçen devletlerin Peşmerge güçlerine yapacakları silah sevkiyatından PKK’nın da yararlanacağı ihtimali ciddi bir endişe kaynağıdır.

Hükümetin yetkili Bakanlarının ve kurumlarının gerçekleştirilecek silah sevkiyatını yakinen takip etmeleri ve izlemeleri gerekmektedir.

Basında geniş yer bulan dinleme skandallarının gündemde olduğu ve birilerinin ‘müttefik’ gördüklerinin Türkiye aleyhine bu denli derin casusluk faaliyetleri yürüttüğü bir dönemde,ulusal güvenliğimizi doğrudan ilgilendiren bu meseleye ilişkin imkân dâhilindeki tüm inisiyatifler kullanılmalıdır.