Dolar 32,5208
Euro 34,7888
Altın 2.418,86
BİST 9.763,29
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Az Bulutlu
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Per 20°C
Cum 19°C
Cts 18°C
Paz 19°C

“URLA VİLLALARINDA OLAĞANÜSTÜ BİR KEŞİF OLDU”

“URLA VİLLALARINDA OLAĞANÜSTÜ BİR KEŞİF OLDU”
20/03/2015 01:14
A+
A-

Urla villalarında keşfe katılan avukatlar: Olağanüstü bir keşif oldu

İzmir’in Urla ilçesi Zeytineli köyünde kaçak ve ruhsatsız villaların bulunduğu yerin sit derecesinin hukuksuz şekilde düşürüldüğü iddiasıyla ilgili açılan dava nedeniyle bugün bölgede yaklaşık 5 buçuk saat süren keşif yapıldı. Keşfin sonunda izlenimlerini ve yaşananları anlatan avukatlar, hukukçu olarak ilk defa böyle olağanüstü bir keşifle karşılaştıklarını vurgulayarak, keşfin yapıldığı alanda çok sayıda sivil ve resmi asker bulunduğunu, sürekli takibe alındıklarını, içeride fotoğraf ve görüntü almalarının engellendiğini söyledi.

5 BUÇUK SAATLİK KEŞİF YAPILDI

İnternete düşen ses kayıtları nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesiyle anılan, haklarında yıkım kararı bulunan işadamı Latif Topbaş, Hamdi Boyacı ve yakınlarına ait kaçak ve ruhsatsız villaların bulunduğu bölgede sit değişikliği yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zaman zaman tatilini yaptığı villaların bulunduğu 1. derece sit alanı olan bölge, İzmir 1 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonu tarafından 3. derece sit alanına dönüştürülmüştü. Sit değişikliği kararına karşı TMMOB İzmir Şehir Plancıları, Peyzaj Mimarları, Jeoloji Mühendisleri Odası ve Çevre Mühendisleri Odası dava açmıştı. Davanın görüldüğü İzmir 2. İdare Mahkemesi de, bölgede keşif kararı alarak Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Hakkı Uğurtaş, Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sabahattin Sıddık Cindoruk ve Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ekrem Akçiçek’i bilirkişi olarak görevlendirdi. Mahkeme üyeleri, bilirkişi heyeti, davayı açan odaların başkanları ve avukatlar bugün villaların bulunduğu bölgede yaklaşık 5,5 saat boyunca keşif yaptı.

“İL JANDARMA ALAYI BÖLGEYE GELMİŞ”

Keşfin sonunda davacıların avukatları, keşifte yaşananları gazetecilerle paylaştı. Avukat Şehrazat Mercan, keşfin yapıldığı alanda çok sayıda sivil ve resmi asker bulunduğunu, sürekli takibe alındıklarını, içeride fotoğraf ve görüntü almalarının engellendiğini söyledi. Mercan, “İçeride fotoğraf almamız yasaklandı. Sürekli takipteydik. Farklı yerlere ayrı ayrı gitmemize rağmen arkamızda 2 kişi sürekli bizi izliyordu. Fotoğraf çekmeye kalktığımızda hakime müdahale ettiriliyordu. Bugün buraya İl Jandarma Alayı gelmiş, tapu müdürü buradaydı. Sahil Güvenlik de denizde güvenlik önlemi almış. Tam olarak devlet buradaydı.” dedi. Hakimin tavrının normal olduğunu ancak kendilerinden fotoğraf almamalarını istediğini kaydeden Mercan, “Bilirkişiler epeyce numune aldı. Arazi senelerdir sürülmüş, işlenmiş doğal özellikleri bozulmuş durumda. Tel örgülerin dışından da örnek alınmasını istedik, kısmen alındı. Bitki örnekleri alındı. Bilirkişilere endemik bitkilerin listesini verdik, onların araştırmasını yaptılar. Soracağımız sorular vardı, bütüncül çalışma yapılmasıyla ilgili onları da mahkemeye ilettik.” diye konuştu.

ROBOKOPLU KEŞİF

Keşif alanında abartılı şekilde Robokoplar, silahlı askerlerin olduğunu belirterek bu durumu olağanüstü olarak değerlendiren avukat Mercan, “Bu olağanüstü bir keşif, normal bir keşif değil. Biz avukat arkadaşlar olarak hiçbirimiz böyle bir keşif görmemiştik.” dedi. Av. Mercan, yargıdan her zaman umutlu olduğunu da belirterek, bilirkişinin raporunun gelmesinin ardından bunu paylaşacaklarını kaydetti.

“BÖLGEDE KİLİSE YAPISI VE SARNIÇ MEVCUT”

Avukat Emre Baturay Altınok, içeride dekoratif amaçlı ve arkeolojik özelliği olan tarihi eserler olduğunu, kilise yapısı ve sarnıç bulunduğunu söyledi. Bunlarla ilgili tescil işlemi yapılıp yapılmadığı bilmediklerini kaydeden Altınok, “Davacı kurumlar olarak onların da gerekli idari makamlardan soruşturmasını yapacağız. Tescil talepleri olacak. Envanter kayıtları olup olmadığı konusunda araştırmalar yapılacak.” dedi. Bilirkişi incelemesine konu alanda endemik tür ve özelliklerle ilgili birçok örnek toplanıldığını ve görüntü alındığını kaydeden Altınok, bilirkişinin değerlendirmesi sonucunda mahkemenin buradaki SİT derecesinin düşürülmesi ve yapılaşmaya açılmasına ilişkin komisyonun verdiği kararın iptaline ya da reddine karar vereceğini belirtti. Mahkemenin, bilirkişi heyetine rapor için 60 gün süre verdiği de belirtildi.

“KEŞİFTE HUKUKUN EN TEMEL İKİ İLKESİ İHLAL EDİLDİ”

Türkiye Barolar Birliği adına keşfe katılan avukat Ali Arabacı da, olayı gözlemlemek için geldiğini söyledi. Keşifte yaşananların olağanüstü olduğunu ve hukukun en iki temel ilkesinin ihlal edildiğine şahit olduklarını belirten Arabacı, “Birincisi kanun önündeki eşitlik kuralı ihlal edildi. Hiçbir vatandaşa ait davanın keşfi bu kadar güvenlik önlemiyle yapılmaz. Güvenlik önlemiyle yapılması için gerçekten tehlikenin varlığı gerekir. Oysa bizim tehlike oluşturacak üzerimizde en küçük hiçbir şey yok, sadece avukatlık yapıyoruz. Usul kurallarında böyle bir şey yok. İkincisi aleniyet kuralı, bütün davalar herkese açıktır. Aleniyet kuralını ihlal etmeye mahkemelerin bile hakkı yoktur. Bunun ancak aksi kararlaştırılacaksa gizlilik kararı verilmesi gerekir, bunun koşulları da mevcut değil. Sizlerin de orada olmanız gerekirdi aleniyet kurulu uygulansaydı. Hukukun iki temel kuralı ağır şekilde ihlal edildi. Yargıyla yürütme arasındaki hukukun bağımsızlığını ortaya kaldırmaya yönelik işbirliğini ne yazık ki burada gözlemledik.” değerlendirmesinde bulundu.

CİHAN