Dolar 32,4810
Euro 34,9545
Altın 2.436,94
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 18°C
Cts 16°C
Paz 16°C
Pts 18°C

VURAL: BU NE UTANMAZLIK, ARSIZLIK VE CÜRETTIR!

VURAL: BU NE UTANMAZLIK, ARSIZLIK VE CÜRETTIR!
05/02/2014 20:37
A+
A-

“Tarihimizin en karanlık en kirli en arsız en pişkin yönetim zihniyetiyle karşı karşıyayız” iddiasında bulunan Vural, şunları söyledi:

“Türkiye’nin özgürlükleri, kaynakları bu soyguncu anlayışın tehdidi altındadır. Ortaya çıkan delillerin, 11 yıldır Türkiye’yi yöneten zihniyetin Türkiye’yi nasıl sömürdüğünü, nasıl tehdit ettiği, nasıl saadet zincirleri oluşturduğu, parayla ve sermayeyle medya dönüşümü yaptığı, açıkça ortaya çıkmıştır. Türkiye, Başbakan’ın başında olduğu büyük bir yolsuzluk ve soygun çetesiyle karşı karşıyadır.

Başbakan Erdoğan, bu yolsuzluk ve rüşvet çetesiyle bir yandan siyasetin finansmanını sağlıyor, kendi sermayesini ve yandaşını oluşturuyor, öbür yandan muhalefeti sindirecek medyasını oluşturuyor. İddianamedeki tapeler bunu açıkça gözler önüne sermektedir.

“SON ZAMANLARDA ÇIKAN DELİLLER TÜRKİYE’YİN NASIL SÖMÜRÜLDÜĞÜNÜ ORTAY ÇIKARDI”

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Başbakan Erdoğan’ın bir haber kanalını arayarak, Devlet Bahçeli’nin haberinin kaldırılması için yaptığı telefon konuşmasını tablet bilgisayarından gazetecilere dinleten Vural, “Son zamanlarda ortaya çıkan deliler Türkiye’yi yöneten zihniyetin nasıl sömürdüğü, tehdit ettiği, saadet zinciri yönettiği, parayla ve sermayeyi medya dönüşümü yaptığı açıkça ortaya çıkmıştır.

“TARİHİN EN KİRLİ, EN PİŞKİN, EN KARANLIK YÖNETİMİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

Tarihimiz en kirli, en karanlık,en pişkin yönetimiyle karşı karşıyayız. Türkiye Cumhuriyeti’nin özgürlükleri, kaynakları bu soyguncu anlayışın tehdidi altındadır. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanın başında olduğu yolsuzluk ve soygun çetesiyle karşı karşıyadır. İddianamedeki tapeler bunu açıkça gözler önüne sermektedir. Başbakanın bir ayağı yürütme, diğer ayağı medya olan soygun çetesidir” dedi.

 

-Ses kaydını dinletti-

Dün ortaya çıkan bir tapeye göre, Başbakan Erdoğan’ın, bir televizyon kanalına, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Gezi Parkı ile ilgili demecinin alt yazıdan kaldırılması talimatı verdiğini ileri süren Vural, “Bu ne utanmazlık, arsızlıktır, haddini bilmezlik, bu ne cürettir” dedi. Vural, bu görüşmeye ilişkin ses kaydını dinletti.

“Adeta, Abdülhamit döneminin sansürcü başı devrededir” ifadesini kullanan Vural, bu olayın demokrasiye, basın özgürlüğüne darbe olduğunu söyledi.

Vural, “Yargıya ve bu sürece müdahale eden, hukuk dışı sözümüzü kesen bu zihniyet yargılanacaktır. Gezi Parkı savcıları için de bir suç duyurusudur” dedi.

Başbakan Erdoğan’ın “bizzat MHP’yi dinleme ve izleme ekibini kurduğunu” öne süren Vural, siyah arabanın hesabının henüz verilmediğini anlattı.

“Bu harami ve sansürcü düzeni yıkacağız” diyen Vural, Başbakan Erdoğan’ın akıbetinin Berlusconi gibi olacağını savundu.

“TÜRKİYE’Yİ BİR DELİ DUMRUL ÇETESİ YÖNETMEKTEDİR”

Vural, sözlerini şöyle sürdürdü: “Başbakan başkanlığında ihale havuzlarını kurulmuş ve yandaş sermayeye ihaleler dağıtılmış, iş adamları ihalelerle adeta sevk ve idare edilmiş, devletin gücünü kullanarak bir rüşvet havuzuyla kendi yandaş medyasını kurmak, medyayı tehdit ve baskılarla yönlendirmek istemektedir. Türkiye Cumhuriyeti müteşebbisleri,medya mensupları tehdit altındadır. Başbakan kendisine hizmet etmeyen kim varsa tehdit etmektedir. Ortaya çıkmıştır ki Türkiye’ye bir Deli Dumrul çetesi yönetmektedir. Yayınlanan tapeler bunun kanıtıdır.Başbakan Deli Dumrul haline gelmiş ve medyayı korkutup sindirmiştir.

Dünkü tapede bunu ortaya koymuştur. Başbakan haziran ayında medyanın başını arayıp itidal ve sağduyu diyen genel başkanımızın sözlerini Haber Türk ekranından geçen alt yazıyı kaldırması talimatını veriyor. Bu ne utanmazlık,bu ne haddini bilmezlik. Başbakanın talimatıyla haber, televizyon ekranından kaldırılmaktadır? dedi.

“MUHALEFETİ SİNDİRMEK İÇİN HER ŞEYİ YAPAN BİR YÖNETİM VAR”

Ardından da bu konuşmanın ses kayıtlarını gazetecilere dinletti. Vural, ‘Tarihimizin en karanlık, tehditlerin şantajların açıkçası her tarafı sindirdiği medya guruplarına havuç ve sopa yöntemiyle hakim kılınarak basın özgürlüğünün ortadan kaldırmak, muhalefetin sesini kısmak ve muhalefeti sindirmek için her şeyi yapan bir başbakan var. Abdülhamit döneminin sansürcü başı devrededir. Medyayı ele geçiriyor. Milliyetçi Hareket Partisi’nin sesini kesmek için medyaya baskı ve tehdit etmektedir. Bu demokrasiye bir darbedir. Medyayı kendi borazanı yapmak isteyenler bugün Milleyetçi Hareket Partisi’nin ifadelerinin medyada geçmesini engellemeye çalışmaktadır. Unutmayın ki hepimizin özgürlüğü tehdit altındadır. Unutmayın ki demokrasimiz tehdit altındadır. Bu böyle gitmez, böyle yürümez beyler. Bu millet bunu affetmez, herkes kendine gelsin. Bugün ortaya konan tablo gayet açık ve nettir. Başbakan bir taraftan milletten gerçekleri saklamak için yargıya darbe yaparken, bir yandan da muhalefetin senini kısarak muhalefete darbe yapmıştır. Yazık değimli buradaki kameraman ve muhabir arkadaşlara. Yazıklar olsun. Unutmayın ki demokrasi ve hukuk devleti her şeyin üstündedir. Başbakanı Milliyetçi Hareket Partisi ve Bahçeli korkusu Fas’ta bile rahat bırakmamıştır.”

 

-“Dinimizde, mecellede yeri nedir?”

Başbakan Erdoğan’ın, Almanya’ya giderken yaptığı açıklamaları anımsatan Vural, “Muhabirlerin kamuoyunun merak ettiği soruları yerine penguenleri mi soracak sana? Ne zaman göç ettiklerini mi soracak sana? Kontra soru gelince kırmızı görmüş boğa gibi saldırıyor” diye konuştu. Vural, şunları söyledi:

“Hırsızları, rüşvetçileri, dinimizi, inancımızı alet ederek savunan Erdoğan’a şunları soruyorum: O ayakkabı kutularındaki, o para kasalarındaki milyon dolarların dinimizde, inancımızda, mecellede yeri nedir? Urla’da birinci derecede SİT alanına imar değişiklikleriyle senin ve ailen için yapılan villaların dinimizde, inancımızda, mecellede yeri nedir? Bu değişiklik için yönetmelik çıkarmaya kalkan, ondan sonra sahte rapor alınmasının dinimizde, inancımızda, mecellede yeri nedir? Bazı medya gruplarını satın alan iş adamlarına devletten ihale sözü verme, havuz kurmanın dinimizde, inancımızda, mecellede yeri nedir? Millet ekmek bulamazken 700 bin TL’lik rüşvet saatiyle poz vermenin, çaka satmanın dinimizde, inancımızda, mecellede yeri nedir? Dünüre, bacanağa, kayınbiradere, mahduma devlet kesesinden rant sağlamanın dinimizde, inancımızda, mecellede yeri nedir? Tüyü bitmedik yetimin hakkını rüşvet, kara para, yolsuzluklarla, haramzadelere yedirmenin dinimizde, inancımızda, mecellede yeri nedir?”

-“Önce vatandaştan özür dileyeceksin”-

Hakkında fezleke hazırlanan bakanların “dizi dizi ortaya çıkmaya başladığını ve bunun bir tesadüf olmadığını” öne süren Vural, “Siyasette biraz onur, ahlak olması gerekir. Senin davan nedir? Tıpış tıpış gidiyorsun Dolmabahçe’de Başbakanla görüşüyorsun. Ne dedi sana. ‘Bu davanın hakimi de savcısı da benim, seni yerim, ben kurtulurum sen kurtulamazsın’ mı dedi? Mert olacaksın. Liderinden değil önce vatandaştan özür dileyeceksin, Allah’tan af diyeceksin. Dava belli: rüşvet ve yolsuzluk” diye konuştu.

Başbakan’ın istifa eden milletvekillerine “tuzluk” diyerek hakaret ettiğini iddia eden Vural, “Bir AK Parti’li ‘bunlar asla nankörlük etmezler’ diye koyun sürüsünü ortaya koymuş. Tablo ortada. Ya tuzluk, ya yağdanlık veya koyunla tasvir ediyorlar. Nerede milli irade?” dedi.

Vural, Abdurrahim Karakoç’un “Büyükler bilir” şiirini okudu.

Fezlekelerin TBMM’ye gelmemesini eleştiren Vural, “Adalet Bakanı malı götürenlerle birlikte hukuku da götürmektedir. Fezlekeler muhakkak TBMM’ye orijinal şekliyle gelmelidir, müdahale edilmemelidir, hukuki süreç çalışmalıdır” diye konuştu.