Dolar 32,5655
Euro 34,9880
Altın 2.431,02
BİST 9.767,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 19°C
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C

YAPILAN HAREKÂTLAR DAHA ÇOK KİMİN İŞİNE YARIYOR?

YAPILAN HAREKÂTLAR DAHA ÇOK KİMİN İŞİNE YARIYOR?
28/07/2015 00:59
A+
A-

Geride bıraktığımız haftalarda Ankara’ya gelen ABD’nin IŞİD özel temsilcisi John Allen Ankara’ya gelmiş ve ülkemiz yetkilileri ile görüşmüştü.

 

Bu görüşmelerin ardından IŞİD’e yönelik geçmişe göre daha sert tedbirlerin alınmaya başlandığı da gözlemlenmişti.

Örneğin yurt içerisinde yapılan pek çok operasyonla IŞİD’le bağlantısı olan çok sayıda kişinin gözaltına alındığı bilgisi o günlerde paylaşıldı.

 

Ardından gelişen olaylar ise malum.

Önce Suruç’ta patlayan bomba, ardından IŞİD’e bağlı militanların sınırda 1 astsubayımızı şehit etmeleri, PKK’ya bağlı suikast timlerinin 2 polisimizin kendi evlerinde canına kıyması ve şimdiki gündeme kavuşarak, TSK’nın sınır ötesindeki IŞİD ve PKK hedeflerine yönelik düzenlediği taarruzlar…

Nitekim bu gündeme henüz ulaşmadan önce Suruç’ta patlayan bombanın ardından nedenlerin sorgulandığı günlerde, bu köşeden saldırıların sebepleri altında yatan gelişmeleri değerlendirirken şunları paylaşmıştım:

“1-İran ile ABD’nin öncülük ettiği ülkelerin nükleer anlaşmaya varmış olmaları ve bu anlaşmanın İran’ın bölgesel gücünü artıracağının şimdiden belirginleşmesi.

2-Ortadoğu’da İran’ın yükselme eğilimi gösteren ağırlığını dengeleyecek yeni dengeler kurma çabaları.

3-ABD ile Türkiye’nin son görüşmeler ışığında Suriye meselesiyle alakalı yaptığı görüşmeler ve bu görüşme sonrası alınan IŞİD’e karşı etkin mücadele ve İncirlik’in kullanılması ile ilgili yeni kararlar.

 

4-Suriye’de güvenli bölge kurma arayışlarının hız kazanması ve TSK’nın sınır hattına yaptığı yeni takviyeler.

5-IŞİD’in Irak ve Suriye dışındaki kimi ülkelerde saldırılarını artırması.

6-En önemlisi, Türkiye’de yeni hükümet kurmaya yönelik olarak koalisyon oluşturma çabalarının başlamış olması.

İşte bu konular Türkiye’nin neden terör saldırılarının hedef seçilmiş olabileceğinin öne çıkan başlıklarıdır.” (IŞİD ve PKK Eylemlerinin Arka Planı-22 Temmuz 2015)

 

* * *

John Allen’in ziyareti sonrasında Türkiye ve ABD’nin anlaştığı bilgisinin şimdilerde ayyuka çıkması ve peşi sıra patlayan bombalar, gelen şehit cenazeleri bölgesel hesaplarda bir biriyle ilintili konulardır.

 

Doğrudur IŞİD ve PKK iki koldan Türkiye’yi tehdit eden terör örgütleridir.

Bu zamana kadar önlem alınmada geç kalınmış olması ise Türkiye’nin şimdiki harekâtlarında elini zayıflatarak güvenlik zaafının oluşmasına kapı aralayan gelişmelerdir.

Ancak dikkatlerden kaçırılmaması gereken bir diğer nokta ise PYD’nin varlığı ve durumudur.

IŞİD ne ise, PKK ne düzeyde Türkiye için tehdit oluşturuyorsa, PKK’nın Suriye’deki kolu olan PYD’de aynı ölçekte değerlendirilmeli ve mutlaka PYD’ye karşı da tedbirler alınmalıdır.

Ama ilginçtir ki Suriye’nin kuzeyinde sözde Kürt devletinin batı ayağını oluşturacağı söylenen PYD’ye yönelik olarak ise bu zamana kadar hiçbir adım atılmamıştır.

 

İlişkileri ve olayları doğru okuyamazsak başka başkentlerde yapılan planların kurbanı oluruz.

Mevcut şartlar altında IŞİD ve PKK’ya yönelik operasyon yapılmasının ABD’nin işine geldiği gerçeği ortadadır.

Zira ABD IŞİD’i daha çok Suriye ve Irak’ın orta kesimlerini hedef alan bir bölgede görmek istiyor ve burayı da zamanla uygun formata dönüştürerek bir Sünni devlet yaratma arayışı içerisinde bulunuyor.

* * *

Irak’ın kuzeyinde ise son aylarda PKK ile ABD’nin “özel projesi” ile yol bulmuş olan Barzani arasında büyük gerginlikler yaşanıyordu ve hatta bu gerginlikler İran sınırına yakın alanlarda PKK’lı teröristlerle, Barzani’ye bağlı peşmergeler arasında sıcak çatışmaya dahi dönüşmüştü.

Sencar adı verilen bölgede PKK kanton ilan etme hazırlığında olduğunu ilan ederken, bağımsızlık hevesinde koşan ve bunun için diğer gruplara üstün gelerek Irak’ın kuzeyini tümüyle kendi kontrolüne almak isteyen Barzani ise buna şiddetle karşı çıkmış ve ABD’nin desteğini her zaman olduğu gibi burada da arkasında bulmuştu.

Dolayısıyla bu gerçekler göz önünde bulundurulduğunda, son gelişmeler ışığında Türkiye’nin kendisinden çok ABD’nin işine yarayacak adımları attığı konusu ön plana çıkmaktadır.

Irak’ın kuzeyi ile Suriye’nin kuzeyini birleştirmek isteyen ABD, Türkiye için asıl tehdit unsuru olan PYD’yi koruma altına almışken, şimdi PYD’yi dikkatlerden kaçırarak ve hedef almayarak Türkiye’nin kendi milli çıkarları önceliğinde sınır ötesine harekât yaptığı iddiası asılsız kalır.

Bu nedenle Türkiye’nin toprak bütünlüğüne tehdit oluşturan PYD de derhal hedef alınmalı ve sınırlarımız terör unsurlarından topyekûn temizlenerek Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması da öncelikli duruş haline gelmelidir.

Aksi halde Irak ve Suriye sınırlarımız boyunca uzanan bir alanda temelleri atılacak olan sözde bir Kürt devleti kurma projesine Türkiye onay vermiş demektir.

Sahi AKP’nin de “özel proje” olarak hayata geçirilmesi ve ABD’nin sahibi olduğu Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanlığı yürütmesi ne anlama geliyordu?

İSMAİL ÖZDEMİR

ETİKETLER: