Dolar 32,5496
Euro 34,9912
Altın 2.420,94
BİST 9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 19°C
Cts 17°C
Paz 19°C
Pts 19°C

2123’de, Türkiye Cumhuriyeti dünyada hükmü geçen ilk üç devletten birisi olmalıdır

2123’de, Türkiye Cumhuriyeti dünyada hükmü geçen ilk üç devletten birisi olmalıdır
19/03/2018 15:49
A+
A-

Bahçeli hedef gösterdi; 2123’de, Türkiye Cumhuriyeti dünyada hükmü geçen ilk üç devletten birisi olmalıdır. dedi.

Bahçeli: Bundan yüz yıl sonra, yani 2123’de, Türkiye Cumhuriyeti, uzay araştırmaları yapan, genetik ve teknolojik kalkınmayı başarmış, her vatandaşını insanca yaşatan, dünyada hükmü geçen ilk üç devletten birisi olmalıdır, bizler göremesek de imanla söylüyorum ki bu uzak hedef gerçekleşecektir.

Gelecek Türk asrı, geleceğin gücü Türkiye’dir. dedi.

12’inci Olağan Büyük Kurultayı’mız münasebetiyle yakın, orta ve uzak geleceğe ilişkin dokuz stratejik görüş ve hedeflerimizi sizlerle, aziz milletimizle paylaşmak şahsım adına tarihi bir onurdur:

1– Türkiye’nin birlik ve beraberliğe her zamankinden çok ihtiyacı vardır.

Demokrasi yüksek bir standarda taşınmalı, bireysel hak ve özgürlük alanlarıyla güvenlik dengesi hassas bir şekilde kurulmalıdır.

Milli beka üzerindeki sis perdesi kalkmış değildir.

Ülkemiz olağanüstü risk ve tehditlerle boğuşmaktadır.

58’inci gününe girdiğimiz Zeytin Dalı Harekatı’nın neticesinde; kırk yedi şehidimizin, iki yüzü aşan gazimizin fedakarlığıyla, halen aktif bir şekilde sahada mücadele eden kahramanlarımızın inancıyla Afrin tam anlamıyla kuşatmaya alınmıştır.

Türk milleti terörizmle mücadelenin sonuna kadar destek ve duasıyla arkasında durmaktadır.

Güney sınırlarımız boyunca tedavülde tutulan iğrenç bir hesap ortadadır.

ABD, Afganistan’da, Irak’ta yıllardır güvenlik endişeleriyle nasıl duruyorsa, Türkiye de meşru savunma refleksi gereğince güney sınırlarımız boyunca oluşturacağı güvenlik kuşağını terör tehdidi geçesiye kadar derinlemesine tesis ve temin etmelidir.

Ankara’nın savunması, sınır il ve ilçelerden değil, hali hazırda Afrin, Ayn El Arap, Cizire, Kandil, Kerkük’ten başlayacaktır.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 103’üncü yıldönümünü idrak ettiğimiz bugünlerde ay yıldızlı al bayrak ya bugün ya yarın Afrin’in bağrına dikilmelidir.

Zaferler halkasına yenisi ilave edilmelidir.

Afrin, burada yaşayanlarındır.

Türkiye’nin işgal emeli yoktur.

Bu konuda bize durum hatırlatması yapan Avrupa Parlamentosu halt etmekte, PKK/PYD/YPG ile aynı kareye girmekten en küçük utanma hali göstermemektedir.

Afrin’de, Menbiç’te, mücavir topraklarda, Fırat’ın doğusuna kadar terör bitesiye kadar durup dinlenmek, vazgeçip geri dönmek Anadolu’yu hedef yapacaktır ki, bu izmihlali, bu imhayı getirecektir.

Bu gelişmeler karşısında Milliyetçi Hareket Partisi, siyasetini beka üzerine kurmuş, birlik üzerine bina etmiş, bundan asla geri adım atmama iradesini göstermiştir.

Diyoruz ki, bekayla varız, bekayla yaşayacağız, bekamızı ve tarihi egemenlik haklarımızı can pahasına da olsa koruyacağız.

2- 12’inci Olağan Büyük Kurultayımızın hitamında, yenilenmiş kadrolarımızla, gelişmeleri ve gerçekleşmesini öngördüğümüz hadiseleri milliyetçilik, demokrasi ve milli duruşla yorumlayıp vatanımızın her köşesine, her insanımıza mutlak surette ulaşacağız.

Allah bes baki heves diyerek başaracağız, gönülleri kazanacağız.

2019 yılı üç siyasi olaya sahne olacaktır.

Bunlardan ilki Mahalli İdareler Seçimleridir.

Mevcut belediyelerimizi muhafaza ederek üstüne maksimum ilaveler yapacağız.

Geçtiğimiz Salı günü sabaha karşı kabul edilen, ardından Sayın Cumhurbaşkanı tarafından onaylanan İttifak Yasası’nın ruh ve doğasına muvafık şekilde hareket edeceğiz.

Cumhur İttifakının siyasi kaygı ve polemiklerle zedelenmesine yerel ve genel düzeyde müsaade etmeyeceğiz.

Tabanda ittifak yok sözlerini elimizin tersiyle iteceğiz.

Çünkü bizde taban yoktur, dava arkadaşlarımız vardır, işte bu salondadır, hamd olsun dimdik ayaktadır.

Soruyorum sizlere;

Cumhur İttifakı’na destek veriyor musunuz? (Evet)

Beka birlikteliğine her şartta sahip çıkıyor musunuz? (Evet)

İşte Milliyetçi-Ülkücü irade, işte kahramanca duruş, işte milli bekanın daimi savunucuları cesaretleriyle düşman çatlatmaktadır.

İkinci ve üçüncü siyasi olaylar ise sırasıyla Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleridir.

Her seçim bizim için bir hilaldir, hilalin başarısının müjdesidir.

2019 yılındaki üç siyasi olayın üç ayrı hilal başarısıyla süsleyerek Milliyetçi Hareket Partisi’nin 50’inci yılını Allah’ın izniyle taçlandıracağız.

Buna var mısınız? (Evet)

Buna hazır mısınız? (Evet)

Söz veriyor musunuz? (Evet)

3- Milliyetçi Hareket Partisi 3 Kasım 2019’da çarpık tahmin, çürük tuzak, çorak tertipleri yıkarak TBMM’de çok güçlü bir şekilde temsil edilecektir.

Tüm hazırlıklarımız ittifakın ilke ve esaslarına göre planlanıp uygulanacaktır.

Cumhurbaşkanı Seçiminde adayımız aksi ve arızi bir gelişme olmadıktan sonra Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Cumhur İttifakı, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuruluş felsefesine müzahir biçimde geleceğe taşıyacaktır.

Hiçbir odak, hiçbir mahfil, hiçbir güruh, hiçbir siyasi düşük Cumhur İttifakını çatlatamayacaktır.

Fitne yayanlar, geçmişte sen onu söylemiştin, o bunu söylemişti diyenler, ala ala ancak havalarını alacaklar, kirli avuçlarını yalayacaklardır.

4- 2019 yılını takip eden beş yıl süresince Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kurum ve kurallarıyla yerleşip kökleşmesi için verdiğimiz destek, üstlendiğimiz sorumluluk, gösterdiğimiz açık tavır samimiyet ve sürekliliğini koruyacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin başından sonuna içindedir, Türkiye’nin sistemsel yapılanmasında üzerine düşeni demokratik ölçülerde yerine getirecektir.

5- Önümüzdeki en temel konu başlıklarından birisi FETÖ’yle mücadele olmalıdır.

Bu terör örgütünün kripto damarı kesilmeli, iyi organize edilmiş devlet aklıyla, etkili planlanmış mücadele stratejisiyle bu musibet gündemden çıkarılmalıdır.

Suçluyla suçsuz ayırt edilmelidir.

Hukukun üstünlüğüne, adalet ilkelerine riayet gösterilmelidir.

Yanlış taktiklerle doğru stratejiye ulaşılamaz.

Strateji yanlışsa taktik adımların doğru olması herhangi bir şeyi değiştirmez.

Doğru stratejiyle, isabetli bir siyasi eylem planı çerçevesinde, millet altı yapılanmalarının devlete nüfuz etmeleri kesinlikle engellenmeli, işsizliği, yoksulluğu istismar etmelerinin önüne geçilmelidir.

6- Dış politikada merkez Ankara jeopolitiğidir.

Ticaret savaşlarının ortaya çıktığı, ekonomik operasyonların kur, faiz, sıcak para üzerinden tetiklendiği bugünkü karanlık dönemde, dış politika ekonomik güvenliği de önceliğine almalıdır.

Ege ve Akdeniz’deki haklarımızdan taviz verilmemelidir.

Türkiye her alanda üretim şuurunu teşvik etmeli, bağımlılığın tutsaklığı getireceği akıldan çıkarılmamalıdır.

Küresel ittifakların çatırdadığı, müttefik gördüğümüz ülkelerin terörle işbirliği yaptığı bir süreçte iç siyasetteki tutarlı birliği, ekonomide yeşermesini ümit ettiğimiz bereket iklimini devamlı ilerletmek hepimiz için bir vatan görevidir.

ABD’nin Dışişleri Bakanlığı’nda yaşanan görev değişimi, pompalanan kötümserlik havası, kurulan iki taraflı mekanizmaların zaman zaman tavsaması yılgınlığa neden olmamalıdır.

Türkiye hiçbir sanal ve sahte oluşuma mecbur değildir.

Türkiye Cumhuriyeti, başkalarının lütuf ve ikramıyla kurulmamış, böyle de var olmayacaktır.

Önümüzdeki dönemde, AB üyelik sürecinin, ABD’yle devam eden sancılı seyrin, yaralı NATO ittifakının milli hassasiyetler kapsamında yeniden değerlendirilmesi kaçınılmaz olabilecektir.

Milliyetçi Hareket Partisi buna vardır, devlet ve milletiyle bir ve bütündür.

7- 2023, Cumhuriyet’in yüzüncü yıldönümüdür.

Büyükşehirleri kapsayacak şekilde yüz il, bin ilçeden oluşan bir idari sistemle, ekonomide yerli ve milli diriliş sayesinde, siyasette birlik ve dayanışma ruhunun ayağa kalkışıyla Türkiye bölgesinde süper güç, küresel düzeyde de nazı geçen, sözü dinlenen bir ülke seviyesine çıkmalıdır, inanıyorum ki mutlaka çıkacaktır.

8- Türk milleti muazzam bir hazine, bin yıllık kardeşliği esas alan, ayrım ve ayrımcılık kabul etmeyen ulu bir çınardır.

Türkler ve Kürtler arasına nifak sokmak şerefsizliktir, hıyanettir, büyük bir kötülüktür.

Kürt kökenli kardeşlerimi dışlayan bir millet gerçeği olamayacaktır.

Türklük ise Türkiye ve Türk milletinin ana omurgası, ana iskeletidir.

Bozkurt işareti, doğudan batıya, kuzeyden güneye büyük bir aile olan aziz Türk milletinin tarihi sembolüdür.

Bu sembolü yapan askerlerimizin cezalandırılmasını isteyenler ya hain ya da müstevlilerin geride kalan tortuları, bugünkü torunlarıdır.

PKK’lı hainler, aslında en büyük kötülüğü Kürt kökenli kardeşlerimize yapmışlardır.

Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olan Kürt kökenli kardeşlerimiz, ortak geleceğimizin ayrılıkta ve ayrışmada değil, ortak değerler etrafında birleşme ve bütünleşmede olduğunu görmüşler, hainlere kapılarını sürgülemişlerdir.

Hepsiyle övünüyorum, hepsiyle gurur duyuyorum, hepsini selamlıyorum.

Vatan birdir, millet birdir, devlet birdir, bayrak birdir, dil birdir; hepsi Türk milletinin eseri, hepsi milli namusa emanettir.

Başkentimiz Ankara’dır, bağımsızlığımızın manzum eseri İstiklal Marşı’mızdır.

Bizim için herkes eşittir Türkiye’dir.

Türk milletinin geleceği ay yıldızlı al bayrağın altındadır.

Sorunların, sıkıntıların, haklı ve meşru beklentilerin, Türkiye’nin milli birliği, bölünmez bütünlüğü çerçevesinde makul çözümlere kavuşturulması elbette mümkündür, elbette münasiptir.

9- Yüz yıl önce Mondros Mütarekesi’ni konuşuyor, yedi düvelin topraklarımızı işgalinden dert yanıyor, feryat ediyorduk.

Bundan yüz yıl sonra, yani 2123’de, Türkiye Cumhuriyeti, uzay araştırmaları yapan, genetik ve teknolojik kalkınmayı başarmış, her vatandaşını insanca yaşatan, dünyada hükmü geçen ilk üç devletten birisi olmalıdır, bizler göremesek de imanla söylüyorum ki bu uzak hedef gerçekleşecektir.

Gelecek Türk asrı, geleceğin gücü Türkiye’dir.

Gelecek Türk-İslam toplumlarının küflü prangalarını söküp atmasına sahne olacaktır.

Din tacirlerinden kurtulup, hainleri yok edip, taassup bekçilerini ayıklarsak Türk-İslam ülküsü Türkiye’nin ve komşu coğrafyaların bayraktarlığı göreviyle İlay-ı Kelimetullah mührünü cihana vuracaktır.

İşte Kızılelma o zaman cevabını bulacak, o halde amacına ulaşacaktır.

Devlet Bahçeli
18 Mart 2018
12.Olağan Büyük Kurultay Açılış Konuşmasından