3 K : KAFA, KALP, KOL
3 K : Kafa, kalp, kol
MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli, alkol kullanımı ve satışını daraltacak düzenlemeye verilen desteğin başka yerlere çekilmek istenmesi ve özellikle AKP tarafından bir istismar malzemesi olarak kullanılması karışsında grup toplantısında bir değerlendirme yaptı ve şöyle dedi: “Çok daha öncelerde bu hassasiyete ortaya koyan MHP’yi kötü alışkanlıklara destek verecek bir konuma sadece AKP’ye karşı olmakla ilişkilendiren zavallılar MHP’de yer bulamaz. Bu arkadaşlarıma sesleniyorum. Yıllar öncesinden 3K teorisi diye ortaya koyduğumuz görüş vardı: Kafa, Kalp, Kol. Bunların açılımını yapmış olsanız AKP solda sıfır kalır zaten.”
KELİMELERİN ÇAĞRIŞIMI
Bu sözlerden sonra “3 K” ile yani, “kafa, kalp ve kol” kelimeleri ile ne kast edildiği tartışmaları başladı. Başka hiçbir bilgiye gerek kalmadan, bu kelimelerin yaptığı çağırışıma bakarak bir sonuca ulaşmak mümkündür. Kafa, denince akla gelen şey, düşünmek, anlamak, yorumlamak ve planlamaktır. Kalp sevmenin, sahiplenmenin, yaşatmanın ve yüceltmenin sembolü olan bir organımız. Bilek denince de, çalışmayı, yapmayı, mücadeleyi, kararlılığı, direnmeyi anlarız. Dolayısı ile bu 3 kelime yalın halleriyle de ülkücü ve milliyetçiler için çok şey ifade eder.
GENÇLİĞE UYARI
Sayın Bahçeli’nin yıllar önce bu kelimeler üzerinden bir felsefe geliştirmiş ve ülkücüleri buna göre yaşamaya teşvik etmiştir. Bu kelimelere yüklediği anlam, bugünün Türkiye’sinde çok daha önemli bir hal almıştır. 2006 yılında ülkücü gençlere yaptığı bir konuşmada aynen şunları söylemiştir: “Kafanıza, kalbinize, kolunuza sahip olacaksınız. Kafaya sahip olmak demek, her türlü yabancı ideolojiyi reddetmek demektir. Kalbe sahip olmak demek, yıkılmaz bir imanla kendinizi ve davanızı savunmak demektir. Kolunuza sahip olmak demek ise her türlü kötü alışkanlıktan kendinizi uzak tutmak demektir. Gençliğimizi mahvetmek isteyenler hep buralardan giriyor. 3 K’dan giriyor ve milletimizin birliğini, dirliğini bozarak Türkiye’yi kuşatmaya ve kendileri için bir yol bulmaya çalışıyorlar. Bunlara dikkat edeceğiz. Ülkücü gençlik olarak yüksek bir iman ve ahlakla davasına inanmış, yabancı ideolojiyi reddeden, Allah rızasıyla hiçbir kötü alışkanlığa sahip olmadan, sağlam bir vücutla Türkiye’nin sahibi olacaksınız.”
Tokat gibi cevap
Bu sözler alkol tüketiminin sınırlandırılmasına niçin destek verildiğinin çok net ve kesin bir izahı olduğu gibi, AKP istismarına da tokat gibi bir cevaptır. MHP’nin sadece siyasi analda değil, sosyal ve kültür olarak da AKP’nin ne kadar ilerisinde olduğunu, bu millet için neler düşündüğünü, gençliğe nasıl bir gelecek öngördüğünü bu ülkenin refahı ve huzuru için neler planladığını ortaya koyan çarpıcı bir örnektir. Bütün mesele bu doğru ve haklı siyasetin bu millete iyi anlatılmasındadır. Zira, AKP’nin patenti MHP’ye ait olan, çok daha önce planlanmış, çok daha önce söylenmiş bir çok projeyi nasıl pişkinlikle sahiplendiğini defalarca gördük. İşte bu yüzden sayın Bahçeli, “bunların açılımını yapmış olsanız AKP solda sıfır kalır” diyor.
Feda edemeyecekleri şey yok
MHP için asıl olan millete hizmettir. Ülkeyi yükseltmek, yüceltmek, çok daha ileri bir seviyeye getirmektir. AKP için önemli olan iktidarda kalmak ve ülke kaynaklarını şahsi menfaatler için sınırsız şekilde kullanmak ve özel hedefleri gerçekleştirmektir. Bunun için feda edilemeyecek hiçbir değer bulunmadığı gibi, istismarın her türü de yapılmaktadır. Nitekim, alkol tüketiminin sınırlandırılması gibi, çok haklı, çok gerekli olan bir düzenleme bile başka yerlere çekilmiş ve bir takım niyetlere malzeme edilmiştir. Sayın başbakanın yaptığı değerlendirmeler ibret vericidir. Bir taraftan gençliği “kafası kıyak” olmakla suçlarken, diğer yandan, “2 ayyaşın yaptığı yasa” diyerek, asıl niyetini ortaya koymuştur. Kimdir bu 2 ayyaş? Bir an önce bu sözlere açıklık getirilmelidir.
İthamlardan uzak dur
AKP gerçekten bu millete ve özellikle gençliğe hayırlı ve faydalı bir şey yapmak istiyorsa, MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin şu sözlerine kulak vermelidir: “Başbakanın ‘gece gündüz içen kafası kıyak bir nesil istemiyoruz’ sözü ise maksadını tamamen aşmıştır. Başbakan onu bunu bırakmalı, sokaklardaki tinercilerin, köprü altında yatan çocukların, evsiz barksız yavruların derdine düşmelidir. Kıyak kafa konusunda tecrübesi varsa kendisine saklamalı. Gençlerimizi töhmet altında bırakacak davranışlardan ve ithamlardan uzak durmalıdır.”
ORHAN KARATAŞ/ ORTADOĞU