Dolar 32,3159
Euro 35,1191
Altın 2.296,14
BİST 9.064,75
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Açık
İstanbul
20°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

AB’nin 10 bin kişilik sınır polis gücü kurma hedefinin “uygulanabilirliği” tartışmaya yol açtı

A+
A-

AB’nin 10 bin kişilik sınır polis gücü kurma hedefinin “uygulanabilirliği” tartışmaya yol açtı

Brüksel’in yasa dışı göçü azaltmak için 2020’ye kadar 10 bin kişilik sınır polis gücü kurma hedefi, bazı üye devletler tarafından sorgulanıyor.

Avrupa Birliği’nin (AB) iki yılda 10 bin kişilik sınır polis gücü kurma hedefinin “uygulanabilirliği” tartışmaya yol açtı.

AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’in, her yıl düzenlenen “Birliğin Durumu” konuşmasında, AB sınırlarında 2020’ye kadar ek 10 bin muhafızın görevlendirileceğini duyurmasıyla üye devletlerden konuya ilişkin çeşitli tepkiler gelmeye başladı.

Birliğin dönem başkanlığını yürüten Avusturya İçişleri Bakanı Herbert Kickl, dün Brüksel’de gazetecilere yaptığı açıklamada, AB Komisyonu’nun 2020’ye kadar belirli sayıda güvenlik gücünü sınırlara yerleştirme hedefini “tutarlılık sınırını aşan” bir düşünce olarak nitelendirdi.

“Şu anda buna alternatif bir anlaşma zemini arıyoruz.” diyen Kickl, şayet bu polis gücü oluşturulamazsa kağıt üzerindeki 10 bin ifadesinin bir anlam taşımayacağı değerlendirmesinde bulundu.

Kickl, AB’nin göçmenlere karşı kuracağı polis gücü sayısının “kademeli olarak” artırılması gerektiğini belirterek, “2020’ye kadar kaç kişilik bir polis gücü kurabileceğimizi tartışmalıyız.” dedi.

Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer de Juncker’in açıkladığı iki yıllık süreyi gerçekçi bulmayarak, “Ütopik sözlerden kaçınmamız lazım.” ifadelerini kullandı

“Önce yol ve altyapı”

Bazı AB üyesi devletler ise Brüksel’in göçmen akınını azaltmak için kuracağı “gelmeyin ordusundan” rahatsızlık duyuyor.

Sınır ordusuna eleştiri yönelten ülkelerden Polonya, bu tarz adımlar yerine bütçenin, yol ve diğer altyapı projelerine harcanması gerektiğini savunuyor.

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Çek mevkidaşı Andrej Babis ile Varşova’da düzenlediği ortak basın toplantısında, “Sınır polisine harcanacak paranın yapısal fonlara, yola ya da tren yoluna ayrılacak bütçede kesinti anlamına geleceğinden endişe ediyoruz.” demişti.

Çek mevkidaşının da kendisiyle aynı fikirde olduğunu belirten Morawiecki, “Biz de önünde sonunda Batı Avrupa’nın sahip olduğu hayat standardını yakalamak istiyoruz.” ifadelerini kullanmıştı.

“Egemenliğin ihlali” eleştirisi

AB’nin mülteci akınından etkilenen ülkeleri İtalya, Yunanistan ve İspanya ise kendi sınırlarına konuşlandırılacak güvenlik güçlerinin “egemenliklerinin ihlali” anlamına gelebileceğini öne sürüyor.

Geçen aylarda Roma’nın Paris’i, göçmenleri gizlice taşıyıp sınırın İtalya tarafında bırakmakla suçlaması gibi sıkça rastlanan örnekler, aslında AB’nin gelen göçmenler konusunda “yük paylaşımı” yapmaktansa, “sınırlarını güçlendirerek” kolayı tercih ettiğini ortaya koyuyor.

Türkiye ile yapılan göçmen mutabakatıyla özellikle Ege ve Yunanistan üzerinden Avrupa’ya gelen göçmen sayısında ciddi bir azalma sağlansa da Kuzey Afrika rotasından gelen göçmenler, Brüksel’in gündemini hala meşgul ediyor.