ADINI İMRALI KOYDUM!
Adını İmralı koydum!
Artık bebek katiline “Sayın” demek suç değil.
Hele hele “Sayın başkan Apo” demek hiç değil.
O sebepten dolayı,
“Apo” yerine “İmralı” demek hem ayıp, hem de suç değil.
O zaman demek ki
Apo yerine “İmralı” ile görüşmek hiç mi hiç suç değil
Mesela akıl sormak,
Yol haritası belirlemesini istemek,
Öcalan’ın bölünmeyi planlamasını görmezden gelmek,
Bunlarda suç değil.
Sanki bunlarla ilgili Anayasa da hiçbir hüküm yok.
Sanki bunlarla ilgili TCK da hiçbir madde yok.
Bunları tartışıp neler oluyor diyen de yok.
Peki, suç ne?
Bunları ifade eden “tutanakları” basına sızdırmak suç…
“Öcalan’la müzakere ediliyor” demek suç,
“Savcıları göreve çağırmak” suç,
“Ne mutlu Türküm” demek suç,
“Cambazı bırak aşağı bak” demek suç,
“Uyan artık Türk milleti” demek suç.
O zaman ne yapalım?
Bırakalım BDP çaycısının sızdırdığı tutanakları,
Hele hele tutanakların içeriğine hiç girmeyelim.
E o zaman?
Zamanı şu,
İşine son verilen çaycıya faturayı kesip,
“Cezasını buldu” diyelim.
Yani tutanakları sızdırmak ta suç!
Hey gözünü sevdiğim Türk devleti,
Hey gözünü sevdiğim Türk Milleti.
Her şeyi nede güzel film seyreder gibi seyrediyor.
Hatırladığım bir reklam filmi vardı.
Çay reklamı.
Reklamın sonunda gençlerden biri,
“Mutfakta birileri mi var?” diye soruyordu.
Şimdi de ben soruyorum;
Ada’da kim var?
Yeni Türkiye’nin yeni yol haritasını Öcalan mı çiziyor?
O zaman suç işlememek için ben de,
Bebek Katili’nin adını İmralı koydum!
Uysa da… Uymasa da.
Metin ÖZKAN /GÜNEŞ