Dolar 32,5670
Euro 34,7178
Altın 2.411,47
BİST 9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 24°C
Az Bulutlu
İstanbul
24°C
Az Bulutlu
Çar 22°C
Per 20°C
Cum 20°C
Cts 19°C

AKP KIZIŞTI KILIÇLAR ÇEKİLDİ

AKP KIZIŞTI KILIÇLAR ÇEKİLDİ
13/08/2014 12:58
A+
A-

Abdullah Gül’e sert çıkan Erdoğan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, “Bu hareketin kimseye bir diyet borcu veya açık hesabı bulunmamaktadır” dedi.

Yeni Şafak gazetesinde Yasin Doğan takma adıyla yazılar kaleme alan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “partime döneceğim” açıklaması sonrası AKP’de yaşanan krize ilişkin, “AKP kulislerin değil kural ve kurulların partisidir. Partinin geleceği adına söz söyleme yetkisi yetkili kurullara aittir. Erdoğan’ın iradesi ve ilgili kurulların takdiri tüm kişisel söylemlerin ve hesapların üzerindedir” dedi.

İsim vermeden Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın “Yeni yetmeler kardeşliği bozabilir” açıklamasına gönderme yapan Akdoğan, “Bu hareketin gençlerle aşılanması ve yeni hedeflerin yeni kuşaklarca benimsenmesi fikriyatı doğru algılanmalıdır. Kimse kendi kişisel pozisyonunu korumak için dava söylemini perde olarak kullanmamalı, kendisini olmazsa olmaz göstermemelidir” ifadesini kullandı.

Akdoğan’ın Yasin Doğan mahlasıyla Yeni Şafak’ta “Erdoğan ve partinin geleceği” başlığıyla yayımlanan (13 Ağustos 2014) yazısı şöyle:

R. Tayyip Erdoğan, AKP genel başkanı olarak girdiği dokuzuncu seçimden de zaferle çıkarak büyük bir tarihi başarıya imza attı. AKP’nin her seçimde oyunu artırarak üç dönem üst üste iktidarını koruması başlı başına bir başarıdır. Erdoğan’ın yüzde 52 oyla cumhurbaşkanı seçilmesi ise Türkiye tarihinde bir siyasetçinin şahsen en büyük halk desteğine ulaşması açısından bir ilktir. Bu kez bir parti veya bir hareket değil bir kişi oylanmış ve halkın yarısından fazlasının oyunu almıştır.

Halkın doğrudan Cumhurbaşkanını seçmesinin ‘Yeni Türkiye’nin inşasında önemli bir kilometre taşı olduğunu söylüyoruz. Yeni Türkiye metaforunda Erdoğan’ın yükleneceği misyon büyük önem taşıyor. ‘Erdoğan Köşke çıksın bir şeye karışmasın’ yaklaşımında olanlar, bu tasavvuru ve ideali kavrayamamış olurlar. Gerek halk seçtiği için gerek Erdoğan gibi güçlü bir lider yüklendiği için bu makam ister istemez ‘etkili’ bir makam olacaktır.

AKP’nin geleceği hakkında söz söyleyenlerin ‘Yeni Türkiye’ idealini ve yeni Türkiye’de belirlenen misyon ve rolleri gözardı etmesi büyük bir yanılgı olur. AKP’nin başına geçecek isim elbette ki halkın ve partinin kabulüne mazhar olabilecek bir kişi olacaktır. Ama daha önemli olan ‘Yeni Türkiye’de belirlenen rolleri yadsımaması ve Cumhurbaşkanı-Başbakan uyumunu üst düzeyde tutması olacaktır.

Partinin genel başkanları zaman içinde değişebilir ancak bu hareketin lideri Erdoğan’dır. Bu büyük siyasi hareketin lideri olan Erdoğan’ın partinin geleceğinin sıkıntıya düşmemesini ve işin başındayken partinin sorunsuz şekilde kongre yapmasını istemesi onun en tabii hakkıdır. Kongre tarihini, başka isimlere endeksleyerek farklı yerlere çekmek son derece yanlıştır. AKP, büyük badireleri ‘parti bütünlüğünü’ koruyarak atlatmıştır. Erdoğan’ın bu konuda hassasiyet göstermesinden daha doğal bir şey olamaz.

Erdoğan dokuz seçimi de kazanmış, bir çok kişiye de önemli makamlar kazandırmıştır. AKP içinde yeni dönemi ‘makam taksimatı’ mantığıyla ele alacak ve partinin bugüne kadarki siyaset felsefesine ve dava anlayışına aykırı hareket edecek kimse olmadığını düşünüyorum. Bir çok değerli isim AKP’nin kuruluşundan bu yana önemli katkılarda bulunmuş ve önemli bir misyon icra etmiştir. Bu hareketin gençlerle aşılanması ve yeni hedeflerin yeni kuşaklarca benimsenmesi fikriyatı doğru algılanmalıdır. Kimse kendi kişisel pozisyonunu korumak için dava söylemini perde olarak kullanmamalı, kendisini olmazsa olmaz göstermemelidir.

AKP kulislerin değil kural ve kurulların partisidir. Partinin geleceği adına söz söyleme yetkisi yetkili kurullara aittir. Erdoğan’ın iradesi ve ilgili kurulların takdiri tüm kişisel söylemlerin ve hesapların üzerindedir.

Erdoğan partide söyleyecek sözü olan herkesi dinlemekte; MKYK ve milletvekilleri başta olmak üzere kadın ve gençlik kollarının, tüm teşkilat kademelerinin görüşünü almakta, çok geniş bir istişare yürütmektedir.

Bizimle ilgili ‘şuna karşı, buna karşı’ gibi tezviratlar son derece yersizdir. Biz ‘Yeni Türkiye’ idealinin ve Erdoğan’ın yanındayız. Erdoğan’a ve bu ideale karşı olan kimse biz ona karşı oluruz. Bu hareketin kimseye bir diyet borcu veya açık hesabı bulunmamaktadır.

AKP delegeleri ve kurulları kimi genel başkan seçerse onun arkasında durmak, onu gözden düşürecek küçümsemelerden kaçınmak, AKPlilerin siyasi sorumluluğudur.

Ortada işaret edilen kişiler değil tanımlanan bir misyon var. Kim bu misyonu kabullenirse bize düşen ortak akıl ve takım çalışmasıyla onun arkasında yer almaktır.

AKP’nin bir kişiyi bile dışlama, kaybetme lüksü yoktur. Bu davaya hizmet eden herkes değerlidir ve başımızın üzerinde yere sahiptir.