ATALAY: İLKLERI YAŞIYORUZ HAMDOLSUN

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, İsrail’in Türkiye’den özür dilemesine yönelik, ”Türkiye ilk defa bu kadar dik, kişilikli, ne talep ettiğini bilen bir politika izliyor ve sonuçlarını alıyoruz hamdolsun” dedi.

Atalay, Kanal 24 televizyonunda katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

İsrail’in Türkiye’den özür dilemesine yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine Atalay, Mavi Marmara saldırısının ardından bölgede tansiyonun yükseldiğini söyledi. Türkiye’nin bu olayın üzerine çok ciddi şekilde gittiğini ve İsrail ile ilişkilerin ”neredeyse tamamen kesildiğini” belirten Atalay, Türkiye’nin konunun uluslararası alanda da yeterince değerlendirilmesini sağladığını vurguladı.

Süreç içinde irtibat kurmak isteyenlerin olduğunu ancak ABD Başkanı Barack Obama’nın bölgedeki ziyaretinin bu konuda daha ileri bir gelişmeye vesile olduğunu söyleyen Atalay, ”Bugünkü telefon konuşması, telefonun bir ucunda Başbakanımız, diğer ucunda İsrail’in Başbakanı ve yanında da ABD’nin Başkanı, böyle bir telefon konuşması gerçekleşmiş oldu” diye konuştu.

”İlk defa İsrail bir özür dilemiş oldu bu olaydan dolayı” diyen Atalay, şunları söyledi:

”Neticede tam anlamıyla özür dilenmiş oldu. Bugünkü görüşmede dört unsur çok önemli. Birincisi özür. İkincisi tazminatların ödenmesi, ailelere. Üçüncüsü Gazze ve Filistin’de ambargonun kaldırılması. Yani oralara giriş çıkışların, yardımların, dördüncüsü de Filistin ve Gazze’de yaşayan insanların sosyal ihtiyaçlarının, kalkınma ile ilgili, şehirleşmeyle ilgili çalışmaların yürütülmesinde Türkiye ile işbirliği. Zaten bizim orada yürüyen çalışmalarımız var, Ramallah’ta ve Gazze’de. Bundan sonra bugünkü varılan mutabakatla artık biz orada çalışmaların daha resmi bir parçası oluyoruz. Bu da çok önemli.”

”Hamdolsun Türkiye bugün büyük bir devlet”

Yaşananların Filistin için de önemli olacağının belirtilmesi üzerine Atalay, ”Hamdolsun Türkiye bugün büyük bir devlet. Güçlü bir devlet ve uluslararası alandaki sözü, konuşması ve kararlılığı çok önemli” dedi.

Obama’nın İsrail ve Filistin ziyaretlerindeki konuşmalarında ”iki devlet” vurgusunu da hatırlatan Atalay, şunları söyledi:

”Bütün bunlar en fazla Türkiye’nin dik duran politikasıyla, kişilikli politikasıyla olmuştur. Son yılları hatırlayalım. Filistin’e, Gazze’ye bütün Ortadoğu’daki mazlumlara ne kadar sahip çıkan bir politikamız vardır bizim. Hamdolsun bunların sonuçlarını alıyoruz aslında. Taviz vermeyen, kişilikli bir dış politika izliyoruz. Başbakanımızın Filistin ve Gazze sürecindeki duruşunu hepimiz biliyoruz. Davos, yaşanan pek çok şey. Bütün bunlarla bu sonuç alınıyor. Burada sadece bir özür değil, daha önemlisi Filistin’e kapılar açılıyor.”

”Havaalanında bir saatlik toplantı”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Hollanda temaslarını tamamlayarak Hollanda’dan geldiğini ve havaalanında karşıladıklarını hatırlatan Atalay, şunları kaydetti:

”Dışişleri Bakanımız ve arkadaşları da gelmişti. Bu konuyu görüşmek üzere orada yaklaşık, havaalanında bir saatlik bir toplantı oldu. Bu çalışmalar ve bugünkü telefon görüşmesi, bunun kararlaştırılması, orada bunun birlikte değerlendirmesini yaptık. Özür var görüşmenin içinde olacak ama ambargonun kalkması ile ilgili ifadeler biraz hafif, zayıf kalıyordu. Yani Başbakanımız zayıf buldu. Biz doğrusu bu telefon görüşmesinin, ben kendim ve arkadaşlarımız şartlar tamamlanıyor olabilir anlamında, Başbakanımızın şöyle bir ifadesi oldu, ‘arkadaşlar, özür kısmı işte bizimle ilgili ve Türkiye ile ilgili kısmı. Ama esas Filistinli kardeşlerimizle ilgili kısmı bu ambargo kısmı. Orada muğlaklık olmamalı, orada garanti olmalı. Ondan sonra bu görüşme yapılabilir’ anlamında. Tabi bunlar bir duruştur. Bunu biz Türkiye olarak hamdolsun, Türkiye ilk defa bu kadar dik, kişilikli, ne talep ettiğini bilen bir politika izliyor ve sonuçlarını alıyoruz hamdolsun.

Gece yarısı uzun bir yoldan geldi ama o gecenin yarısında orada bir saat kadar, bizim havaalanından çıkışımız saat 01.30’u bulmuştu. Orada toplantı yapıldı, değerlendirildi, analiz edildi. Tekrar orada yeni talimatlar oldu ve oradan öyle ayrıldı.”

Filistin Hükümeti Başbakanı İsmail Heniye’nin Başbakan Erdoğan’ın Gazze’yi çok yakında ziyaret edeceğine yönelik açıklaması dile getirilerek, bunun ne zaman gerçekleşeceğinin sorulması üzerine Atalay, ”Başbakanımız o telefon öncesi pek çok kesimle görüşme yaptı. Onların, Filistin tarafının bugün açıklamaları olmuştu. Bugünkü görüşmeyle ilgili onlar kamuoyuna açıklama yaptılar, onlar çok mutlu oldular. Bugünkü görüşmeden Türkiye’ye çok teşekkür ediyorlar. Bu da çok önemli bir şey. Bir tarih henüz var mı henüz bilmiyorum ama bundan sonra Türkiye daha fazla orada olacak” dedi.

”Çözüm süreci”

Diyarbakır’daki nevruz kutlamalarına ve yaşanan gelişmelere yönelik değerlendirmesi sorulan Atalay, alanda Türk bayrağı olmaması konusundaki yaptıkları açıklamaları hatırlattı.

O konudaki hassasiyetlerinin belli olduğunu ifade eden Atalay, şöyle konuştu:

”Türkiye şu anda büyük adımlar atıyor. Biz hep büyük adımlar attık, AK Parti dönemi Türkiye’yi büyütmek için. Bir süreç yürütüyoruz. Bu süreci hükümet yürütüyor. Bu sürecin her safhasının inisiyatifi, yönetimi hükümetin elinde. Bu süreci biz çok uzun uzun stratejisini çalıştık. Bu süreç, hükümetin başlattığı ve yürüttüğü bir süreçtir, inisiyatiftir. AK Parti Hükümeti daima Türkiye’nin birikmiş en kronik, ‘çözülmez’ denilen sorunlarını çözerek Türkiye’yi büyütüyor. Şu anda da öyle. Riskler alıyoruz, cesaretli adımlar alıyoruz. Bu yeni atılmış bir adım değil yürüttüğümüz on yıllık politikaların yeni bir evresidir bu.”

Sürece yönelik muhalefetin açıklamalarına yönelik değerlendirilmesi sorulan Atalay, şu yanıtı verdi:

”Bu işi çözen ülkelerde muhalefetten beklenen şu olmuş, işbirliği yapmak, yardım etmek. Eğer yardımlaşmıyorsan hükümet bu işi yürütüyor. En azından iç siyasette bunu malzeme yapmamışlar çünkü bu vatandaşları duygularını istismar edebilecek bir konu. Ajitasyona müsait bir konu, hiç olmazsa bunu yapmamaları lazım. Yani olup biten böyle olumlu şeyler devam ederken, ‘Türkiye bu işten kurtulsun’ diye çabalar sarf edilirken, bütün kurumlarımız seferber olurken, muhalefetin en azından iç siyasette vatandaşları tahrik edici, yanlış yönlendirici beyanlardan kaçınması beklenir.”

AA