Dolar 32,3679
Euro 34,9483
Altın 2.325,20
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

BAHÇELI: ADALET BUGUN BIR KEZ DAHA HANCERLENMISTIR

A+
A-

MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli “Ergenekon Davası” kararlarına ilişkin açıklamada bulundu. Bahçeli “İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nin yağmur gibi yağdırdığı cezaları sırf hukuka saygı adına hoş görmek, makul bulmak ve adaletle ilişkilendirmek nafile çaba olmanın ötesinde ahlaken de doğru sayılamayacaktır” dedi.

MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli “Ergenekon Davası” kararlarına ilişkin açıklamada bulundu.

Bahçeli “İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nin yağmur gibi yağdırdığı cezaları sırf hukuka saygı adına hoş görmek, makul bulmak ve adaletle ilişkilendirmek nafile çaba olmanın ötesinde ahlaken de doğru sayılamayacaktır” dedi.

MHP Lideri Bahçeli’nin açıklaması şu şekilde:

 

İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ergenekon Darbe Davası’yla ilgili karar bugün itibariyle açıklanmıştır.

Böylelikle 12 Haziran 2007 tarihinde başlayan söz konusu dava süreci ciddi sayılabilecek bir rötar, uzun ve sancılı bir seyirden sonra sonuca ulaşmıştır.

Ergenekon Davası’nda 66’sı tutuklu olmak üzere 275 sanık yargılanmıştır.

İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği cezalar hiç şüphesiz milli vicdanları kanatmış, adalet ve hukuk ilkeleriyle bağdaşmamıştır.

Elbette hukuka saygı ve bağlılık herkes için, özellikle de hukuk insanları için esas olmalıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi hukukun üstünlüğüne her zaman riayet göstermiş ve bu tavrından da hiçbir şart altında ödün vermemiştir.

Ancak İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nin yağmur gibi yağdırdığı cezaları sırf hukuka saygı adına hoş görmek, makul bulmak ve adaletle ilişkilendirmek nafile çaba olmanın ötesinde ahlaken de doğru sayılamayacaktır.

Nitekim adalet bugün bir kez daha hançerlenmiş, tarafgir, sübjektif, önyargılı bakış bir kez daha kazanmıştır.

Türk Silahlı Kuvvetleri açıklanan mahkeme kararlarıyla çok tehlikeli şekilde hırpalanmış, suçlanmış, aşağılanmış ve daha da kötüsü saygınlığıyla oynanmıştır.

Bilhassa Genelkurmay Başkanlığı yapmış ve Türk ordusunun en tepesinde bulunma fırsat ve unvanını elde etmiş değerli şahsiyetlerin; “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme” suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmaları tam bir hukuk cinayeti olmuştur.

Darbecileri ve darbe heveslilerini tam olarak kavrayacak ve tefrik edecek sorumluluk ve duyarlılık göstermeyenlerin, önüne gelene bol keseden ceza verme konusunda aşırı meraklı olmaları hem insanlıkla hem de adaletin ruhuyla taban tabana ters düşmüştür.

Ne üzücüdür ki, Türkiye Cumhuriyeti’ne kast eden, bölmek ve yıkmak için harıl harıl provokasyonlarını sürdüren kanlı örgüt dışarıda ve güvendeyken, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ömrünü verenler ne idüğü belirsiz sanal bir örgüt üyesi ve yöneticisi olarak tanımlanmıştır.

Bu sonucun aynı zamanda siyasallaşan ve skandallarla çalkalanan hukukun eseri olduğu kuşkusuzdur.

Her şey bir yana, PKK’lı elebaşların tanık olarak dinlendiği, karartılmış delilerin kullanıldığı, belge ve bilgilerin tahrif edildiği bir dava sürecinin milli vicdanlarda karşılık bulması ve onay görmesi eşyanın tabiatına aykırı olacaktır.

Ergenekon Davası’nda verilen karardan sonra şimdi sırayı Yargıtay’daki temyiz safhası almıştır.

Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nce takdir ve tespit edilen anormal cezaların mutlaka tamirinin şart olduğuna ve adaletin bir nebze de olsa bu şekilde tesis edileceğine inanmaktadır.

Adaletsizlik giderilmez ve objektif esaslara göre hareket edilmezse Türkiye’nin sosyal ve siyasal yapısı kördüğüm olmaktan ve her tarafa sirayet etmiş kaostan kurtulamayacaktır.

Bu itibarla hiç kimse ‘ben yaptım oldu’ kolaycılığıyla hareket etmemeli ve Türk milletinin varlığını riske sokacak teşebbüs, icraat ve hükümlerde bulunmamalıdır.